İLETİŞİM teknolojilerindeki gelişmeler neticesinde internet tabanlı medya araçları giderek hayatın merkezine daha fazla yerleşiyor. Ama buna rağmen toplumun önemli bir kısmı dijital mecralardan ziyade klasik medya araçlarını takip etmeyi sürdürüyor. Bunların en başında da televizyon geliyor.
Televizyon yayınlarını takip eden kitle içerisinde TV yayınlarından en fazla etkilenen kitle ise hiç şüphesiz gelişim çağında olan çocuklar. İyi bir medya okuryazarı olmayan ebeveynler genellikle çocukların izlediği yayınları kontrol etmiyorlar. Yani çocuklara yönelik bir içerik filtrelemesi yapmıyorlar. Bunun sonucunda da çocuklar TV yayınlarının zararlı etkilerinden korunamıyorlar.
Eğitici programlar IQ ve derslerdeki başarıyı seviyesini yükseltiyor
Yapılan araştırmalar, eğitici programları seyreden çocukların gelişigüzel yayınları seyreden çocuklara göre derslerinde daha başarılı olduklarını ortaya koyuyor. Örneğin ABD’de yapılan bir araştırmada, çocuklar için yapılan eğitici yayınları izleyen çocuklar ile bu yayınları takip etmeyen ve daha az takip eden çocukların derslerindeki başarı durumları karşılaştırılmış ve eğitici programları izleyen çocukların derslerinde daha başarılı oldukları sonucuna ulaşılmış.
Yine araştırmalara göre eğitici olmayan dizi ve benzeri programları izleyen çocuk ve gençlerin IQ seviyelerinde gerilemeler olduğu ortaya konuluyor. Örneğin Norveç’te yapılan bir araştırmada, okuma alışkanlıkları gelişmiş Norveç halkının IQ seviyelerinin okuma alışkanlıklarını devam ettirdiği sürece yükseldiği tespit ediliyor. Fakat bir noktadan sonra IQ seviyesinde düşmeler başladığını gözlemleyen araştırmacılar, özellikle 1980 öncesi doğumluların sınavlarda daha başarılı olduklarını ve IQ seviyelerinin 1980 sonrası doğumlulara göre birkaç puan fazla olduğunu tespit ediyorlar.
Bunun sebepleri üzerine eğilen araştırmacılar, sınavlardaki başarı ve IQ seviyelerindeki düşüşün okuma oranlarındaki düşüşe bağlı olduğu sonucuna varıyorlar. Okuma alışkanlıklarındaki düşüşünse 1981’den sonra Norveç’te başlayan kablolu yayınlar olduğu sonucuna ulaşılıyor.
Araştırmacılar, ilk önce kablolu ağ yapısına ilişkin verileri analiz ediyor, daha sonra sınava giren gençlerin yaşını göz önünde bulundurarak değişik veriler ışığında gençlerin kablolu yayınlara ne kadar yıl maruz kaldıklarını hesaplıyorlar. Daha sonra kablolu yayınlara maruz kalanlar ile kalmayanların sonuçlarını karşılaştırarak 10 yıl kablolu yayınlara maruz kalanların IQ seviyelerinde birkaç puan gerileme olduğunu tespit ediyorlar.
Eğlence programlarının etkileri neler?
Benzer bir araştırma da İtalya’da yapılıyor. Araştırmacılar, bir dönemin fenomen siyasetçilerinden Silvio Berlusconi’nin sahibi olduğu medya grubu ile devlet televizyonunu izleyenleri karşılaştırıyor. Sonuç, Norveç’teki gibi çıkıyor. Neredeyse tamamı dizi ve eğlence programlarından oluşan ve Berlusconi’nin sahibi olduğu medya grubunun yayınlarına maruz kalan çocukların IQ seviyelerinin, emsallerine göre 3-4 puan geri olduğu sonucuna varılıyor.
Bu konuda dünyanın diğer bölgelerinde yapılan araştırmalar da hemen hemen benzer sonuçları ortaya koyuyorlar. Yani kablolu yayınları, dolayısıyla dizileri takip etmeye başlayan çocuklar ve gençler, okuma alışkanlıklarını terk etmeye başlıyorlar. Bu da sınavlardaki başarı ve IQ seviyelerine negatif olarak yansıyor.