2023 seçimlerinde AK
Parti dönemini kapatmak isteyen, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın
hayatta iken hem başkanlığı kaybettiğini ve hem de parlamenter sistemin geri
getirildiğini görmesini arzu eden bir dünya çevre var.
Hattâ
“Dünya 5’ten küçüktür!” reel politikasından beslenenlerin hepsi…
2023’e
2 yıl kaldı.
ABD
seçimlerinden sonra AB ile beraber Türkiye’ye ekonomik, askerî ve siyâsî
operasyon çekeceklerin iştahı kabarmış durumda. Kendi başlarına iktidara gelemeyen
ve demokrasi güvencesiyle muktedir kalamayan muhalefetin hem Batı desteğine
olan ihtiyaçlarıyla edilgen ruh hâlleri, hem de parlamenter sistemin geri
gelmesine yönelik çabaları açıkça gösteriyor ki, 2021 yılı politik ve ekonomik
açıdan oldukça zor geçecek.
Kuşkusuz,
pandeminin verdiği zararlarla birlikte bu süreç daha da zorlaşacaktır!
2021
yılının zorlukları içinde, Cumhur İttifakı’nda bir zafiyet yahut kırılma hesabı
yapanlar olsa da, öngörüm odur ki, Cumhur İttifakı’nın politik zeminini
oluşturan “bekâ/istiklâl” ekseni 2021 yılında daha da belirginleşeceğinden, Cumhur
İttifakı dayanışması pekişecektir.
Bu
arada 12 Mart 2021 tarihinin İstiklâl Marşı’nın kabulünün 100’üncü yıldönümü
olması sebebiyle de “bekâ/istiklâl” zemini, politik zemin kadar, millî bilinç
merkezli toplumsal/sosyolojik zemini de bulacağından, 2021 yılında İstiklâl
Marşı’nı eksen alan etkinleşmeleri çoğaltmakta fayda var.
Dün
20 Aralık, Mehmed Âkif Ersoy’un doğum günüydü. 27 Aralık da vefat günü…
Dolayısıyla bu hafta, Millî Şair ve mütefekkirimiz Âkif’in ömrünün çetelesini hatırlayacağımız bir hafta…
Öyleyse
İstiklâl Marşı’nın ruhunda buluşmak için gerekçelerimiz ve ihtiyaçlarımız
oldukça fazla.
Hattâ
bu haftadan başlayarak, 2021 yılının tamamına yaymak lâzım konuşmaları ve
etkinlikleri.
Son
yıllarda “bekâ ve istiklâl” vurgusuna Millet İttifakı hep itiraz etti. Bunu iktidarın
başarısızlığını örtmek için, betimleme yerindeyse, “kaybettiği maçı uzatmak
için” saha taktiği olarak gördü.
Oysa
Millet İttifakı, Sayın Erdoğan’ın 2023 hedefinde anlamlandırdığı istiklâli
göremedi. Bunu demokratik salvo olarak algıladı.
Sayın
Erdoğan’ın haklı olduğunu 2021 yılında çok daha net göreceğiz!
15
Temmuz darbe girişiminin ABD ve AB ayakları 2021 yılında âdeta hortlayacak.
Muhalefet, pandemi ikliminde 2021 yılında iktidarın çok fena yorulacağı
varsayımı üzerine plânlar yapıyor.
Oysa
12 Mart İstiklâl Marşı’nın Kabulünün 100’üncü Yıldönümü ve bu yılı milletçe
öyle kutlayacağız ki “bekâ ve istiklâl” vurgusu, politik zemin kadar, toplumsal
zemin de bulacak!
AK
parti iktidarının medeniyet ve kimlik yüzü açısından Mehmed Âkif Ersoy ve
İstiklâl Marşı’ndaki ruh oldukça önemli. İnanıyorum ki, Âkif’in hayatı, bu
ülkenin bekâ ve istiklâl yüzüne katkıda bulundu, 2021 yılında da Âkif’in hayatı
ve İstiklâl Marşı’nın her satırı bize operasyon hesabı yapanlara milletçe
vereceğimiz cevabın en güçlü savunma hattını kurma imkânını verecektir.
O zaman gür bir sesle operasyon hesabı yapanların yüzüne vuralım: “Hakkıdır Hakk’a tapan milletimin istiklâl!”