İstiklâl Marşı neye karşı(lık) gelir?

2021 yılı, milletin özünün yılıdır. Millî şahlanışın, millî destanların ve Cumhuriyet’in 100’üncü yılını kutlayacağımız 2023 için de “İstiklâl yoksa Cumhuriyet yoktur!” şiarının milletçe hatırlanacağı yıldır.

(M)İlli Gönüllü Hareket’e sen de katıl!

DEVLET, 2021 yılını “İstiklâl Marşı” yılı ilân etti. Neden? 100 yıl önce İstiklâl Marşı’nı kabul ettiği için… Yani 100’üncü yıl hatırına…

Peki, devlet geleneğinde hatır gönül işleri önemli mi? Önemli! Fakat İstiklâl Marşı konusunun bir hatır gönül işi olmadığını, bir varoluş ve meydan okuyuş anlamı taşıdığını en iyi Devlet bilir. Öyleyse 2021 yılını İstiklâl Marşı yılı ilân ederken Devlet, bir strateji ve buna bağlı bir yol haritasına sahiptir!

ABD başkan adayı iken 2021 yılında hedefleri arasında Erdoğan’ı devirmek olduğunu dillendiren Biden ile 2020 yılı felâketleri arasında Ayasofya’nın açılışını “provokasyon için oyun hamuru” tadında servis eden Sözcü gazetesinin bir 2021 ajandası olduğunu ve buna start verdiklerini gördük. Devletin eli de boş olmadığına göre...

Peki, Devletin elinde en güçlü imkân/silah nedir? Tereddütsüz, milletin kendisi! Yani devletin gerçek sahibi… Bayrağın, toprağın, devletin sürdürülebilir tek iradesi…

15 Temmuz’da bu iradeyi tüm dünyaya gösterdik. 15 Temmuz olurken yeni ABD Başkanı Biden, oturduğu koltuktan “Haydi çocuklar! Bitirin bu işi” diye ekran başında kahvesini yudumluyordu. Yoksa ben mi başkasını ona benzettim?!

Peki, 2021 yılının İstiklâl Marşı yılı ilân edilmesi, Devletin ajandasında bir Millî Hareket zemini olarak öngörülmüş müdür? Başka bir vurguyla, Devlet ve millet, 2021 yılında yaşayacağı, uğrayacağı ekonomik, siyâsî ve askerî zorluklara karşı birliğini ve dirliğini korumak için İstiklâl Marşı’ndaki ruha ve yazılmasının bedeli olan Kurtuluş Savaşı’ndaki yaşanmışlıklara sığınarak tekrar gür sesle dünyaya “Ya İstiklâl, ya İstiklâl!” demeye hazır mı?

Bence hazır!

Bu milletin en hazırlıksız olduğu dönemde olduğunu varsayan alçakların bile 15 Temmuz kalkışmasına karşılık aldıkları cevap, bu milletin her zaman hazır olduğunu tüm dünyaya ispatlamıştır.

Fakat 2021 yılının İstiklâl Marşı yılı ilân edilmesinden amaç, düşmanlara karşı tetikte olmak ve mücadele ruhunu güçlü tutmak değildir sadece; aynı zamanda, milletin özü olan İslâm’ı ve İstiklâl Marşı’ndaki her dizede dile gelen millî değerler, erdemler ve hâfızadır. Dolayısıyla kendine gelmek, özünü güncellemek ve en önemlisi de yeni nesillere “istiklâl” bilinci aşılamaktır.

Bu bağlamda 2021 yılı, milletin özünün yılıdır. Millî şahlanışın, millî destanların ve Cumhuriyet’in 100’üncü yılını kutlayacağımız 2023 için de “İstiklâl yoksa Cumhuriyet yoktur!” şiarının milletçe hatırlanacağı yıldır.

2021 yılından önceki haftanın yani 20-27 Aralık haftasının Mehmed Âkif Ersoy’u Anma Haftası olması da çok anlamlı. Bu anlamın bir de hikmetli tarafı var ki, Âkif’in doğumu ile İstiklâl Marşı’nın kabul günü olan 12 Mart arasında 81 gün var! Bizim de 81 ilimiz var. Nitekim 21 Aralık 2020 tarihinde “81” plâka numaralı Düzce ilimizden “(M)İlli Gönüllü Hareket” etiketiyle 12 Mart’a kadar plâka numarasına göre il il, sırayla İstiklâl seslenişlerinde bulunduk, sırası gelen illeri İstiklâl ile selâmlamaya devam ediyoruz. Bugün de 12 Mart’a 67 gün kaldı ve “Zonguldak’a, şehitlerine, gazilerine selâm olsun!” diyoruz.

“(M)İlli Gönüllü Hareket” hem doğaçlama doğal alan hareketidir ve de gönüllü bireylerin 15 Temmuz’daki gibi örgütsüz ama etkin, istiklâl yolunda “Korkma!” şiarıyla kutlu istiklâle doğru yürüyüşüdür.

Kuşkusuz istiklâl bilincini tüm yıla yayarak kutlayacağız. Kimi zaman şehir şehir şehitlerimizi anacak, kimi zaman kahramanlarımızı hayat hikâyeleriyle birlikte kendimize rehber kılacağız. Kimi zaman isimsiz kahramanlardan alacağız ilhamı, kimi zaman da gençlerimize istiklâl bilincini aktaracak birçok proje üretecek, etkinleştirici organizasyonlar yapacağız.

İstiklâl bilincini her yönüyle etkinleştirmek için hepimize sorumluluklar, ödevler düşmektedir. Özellikle de istiklâl yolunda her alanda hizmet vermiş ve vefat etmiş kahramanlarımızı il il hatırlamak ve dünyaya gür sesle hatırlatmak, en önemli yol haritamız olacaktır.

Sözün özü: Ayasofya’nın açılışını gözyaşı ile karşılayanların gözlerindeki yaşa bakmayacağız! İstiklâl Savaşı’nı bu milletin özü olan İslâm ile verdik; ajandalarında devleti ve milleti İslâm’dan uzaklaştırma hesabı yapanların hesaplarını ve hainliklerini, iş birliği içinde oldukları emperyalist devletlerle birlikte tarihte olduğu gibi hesaplarına gömeceğiz!

Biz düşmana diz çöktürürken, diz çökerek düşmandan medet umanların da ayağa kalkmasına müsaade etmeyecek kadar İstiklâl’deyiz.

İstiklâl yılına binler selâm!