İstek ve duâ

Önce bizi kendimize, sonra bizi birbirimize fark ettir Allah’ım! Çünkü bir dirilişe ihtiyacımız var. Diriliş nesli olmaya ihtiyacımız var. Geçmişimizi aklamak, geleceğimize ışık olmak için buna ihtiyacımız var, nasip eyle Allah’ım! (Âmin.)

YAŞAMIN dayanılmaz hızı içinde insanın kendine yetişmesi ve kendini zamanın hızına alıştırması çok zor oluyor. Bu çağda yaşayan bir genç olarak kendimi keşfetmek ve kendime bir yer bulmak ihtiyacını taşıyorum içimde.

“Yerim neresi bu dünyada?” sorusuna cevap arıyorum her dönemeçte. “Buldum” diyemiyorum bir türlü. Çünkü insanın kendini keşfi son nefese kadar bitmeyen bir serüven. Asla tam ve mükemmel olamıyor ve böyle hissedemiyorum kendimi. Fakat büyüdükçe anlıyorum ki, ben bile içimde iki parçayım: Olmak istediğim ve olduğum ben…

Olmak istediğimin peşinden koşmak, kendime yaptığım en büyük haksızlık. Olduğum kişinin peşinden koşmak ise kendime yapabileceğim en büyük iyilik! Kendi sınırlarımı bilmek, bana ait sınırları zorlamak, gerektiğinde zarifçe pes etmek veya elde edene kadar çabalamak… İşte bu duygu ve bu tatmin başarının en büyük anahtarı!

Başkalarının bana ne yakıştırdığı değil, benim kendi kumaşıma yakıştırdığım önemli olmalı. Kendi kaftanımı kendim dikerim. Başkasının diktiğini giyemem. Ait olmadığım kalıplarla rûhumu küçültemem. Ben bunu yapamam, çünkü yıllar sonra bir gün aynada kendime baktığımda, hayatımın bütün sorumluluğunun sadece bana ait olduğu bir yaşam sürdüğümü görmek istiyorum kendi gözlerimde.

Kendimi kabullenmiş ve yaşadığım hayatı sonuna kadar hissederek yaşamış olmayı diliyorum. Bir gün Rabbimin huzuruna çıktığımda, “Bana verdiğin bütün yetenekleri sonuna kadar kullandım” diyebilmek istiyorum. Öylesine değil, “harbi” bir hayat yaşamak istiyorum. İstiyorum, istiyorum...

Fakat şunu da demeden geçemiyorum: “Şimdi tekrar ‘Ne yapsam?’ dedirtme bana Ya Rabbi! ‘Taşınacak suyu göster, kırılacak odunu/ Kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde’…”

Her dönemeci, her sokağı dolaşacağım. Fakat yorulmamak için, devam edebilecek gücü bulabilmek için bana İlâhî bir dayanak ve O’nun lütufları gerekiyor. Beni her daim sarsacak, kendine getirecek bir dost ve ona o iradeyi veren bir Rab gerekiyor. Ben rızây-ı İlâhîyi gözeterek yaşanan bir ömür istiyorum.

İstemekle elde edilmeyeceğini bildiğim bir idrak diliyorum. İdraki harekete dönüştürecek bir kuvvet ve devamlılık sağlayacak bir sebat umut ediyorum. Hayatın başlı başına bir mücadele olduğunu ve aynayı kendimize tutmanın her daim bizi kazançlı kılacağını ömrüm boyunca unutmamak istiyorum.

“Ömür, yaşam, hayat” diyorum sürekli. Ömrümün bugün bitebileceğini, bir fânî olduğumu unutmadan yürümeyi diliyorum. Aklımın farkında olmadığı bir anım olmasın Ya Rabbi! Ve en önemlisi, insan olmamı sağlayan bu mükemmel uzvun kıymetini ve değerini unutturma bana! Et parçası olmama izin verme! Bir kadının ziynetleriyle kendini süslemesi gibi, ilimle rûhumu süslemeyi nasip et ve ilmin sadakası olduğunu unutturma bana! Ve beni tek bırakma! Bizi çoğalt, bizi zenginleştir. İlimle, irfanla aydınlık yarınlar inşâ etmemizi nasip eyle. Gençliğin nimetlerini yaşamamızı nasip et. Tek olmanın gücü az; çok olmak, kalabalık olmak, bereketli olmak nasip eyle. Biri bin yapalım. İyilikte yarışalım. Akıllarımızı ve bedenlerimizi sağlıklı kıl. Çünkü bizim fikre ihtiyacımız var. Fikirden doğan harekete, hareketin getirdiği devamlılığa çok ihtiyacımız var.

Önce bizi kendimize, sonra bizi birbirimize fark ettir Allah’ım! Çünkü bir dirilişe ihtiyacımız var. Diriliş nesli olmaya ihtiyacımız var. Geçmişimizi aklamak, geleceğimize ışık olmak için buna ihtiyacımız var, nasip eyle Allah’ım! (Âmin.)