İsrail ile savaşmayın

İsrail’in Gazze üzerinden dünyayı hizaya dizdiği süreçte olayları doğru okumak gerekir. İsrail tek başına hedefe konursa yanlış olur. İsrail, ikincil tali yoldur. Asıl yol, ABD’nin durdurulması ve ABD ile ekonomik savaştır. ABD ile sıcak savaşı çoğu devletlerin göze alacağını düşünmüyorum. Bir-LEŞ-miş Milletler de beş daimî ülke (ABD, Birleşik Krallık, Fransa, Çin Halk Cumhuriyeti ve Rusya) içerisinde ufaktan sesi çıkan Fransa’nın başına gelenler ortadadır.

GAZZE’yi vurdu, sustunuz. Batı Şeria’yı vurdu, sustunuz. Lübnan’ı vurdu, sustunuz. Golan Tepeleri’ni vurdu, sustunuz. Yemen’i vurdu, sustunuz. İran’ı vurdu, sustunuz. Suriye’yi vurdu, sustunuz. Irak’ı vurdu, sustunuz. En son Katar’ı vurdu, yine sustunuz. Şimdilerde hedef…

Çünkü biliyordunuz ki vuran İsrail değil, vuran, gerçekte ABD... Bu bilgi aslında, devletçiklerin karşı durmaları gereken yerin öncelikle Tel Aviv değil, Washington olduğu gerçeğidir. 

Bu pencerenin bir de görünmeyen başka bir dip notu daha var. Batı Şeria’nın, Filistin toprakları olduğunu herkes bilir. Ancak içerideki köstebekler buranın İsrail tarafından Ürdün’den alınan parça olarak yazmaktadırlar. Bunu yazanlar malesef demokrasi ve fikir özgürlüğü adı altında istediklerini yazıp çizebiliyorlar, üstelik de bu yazılanların yayınlandığı internet siteleri kapanmıyor bile, ne garip değil mi? Diğer bir gariplik de sözüm ona Filistin destekçisi görünen bazı yerel yönetim, bürokrat ve bazı insanların milletin önünde Filistin bayrağı sallayıp gerilerde boykot ürünlerini ailecek tüketmeleridir. Bu tür eylemler sözü bitirir. Bu konu burada bir kalsın… 

Laçın ile Nahçıvan arasında bir koridor olsaydı, muhtemelen Ermenistan ile Azerbaycan anlaşamazdı. Bunun için Zengezur Koridoru devreye alındı. Zengezur Koridoru’nun İran ile Ermenistan arasındaki bağlantıyı keseceğinden dolayı İran, itiraz ediyor. Ermenistan üzerinden Batı ile karşı karşıya kalmaktansa bir taşla iki kuş vurmak olarak diplomasinin önemli bir adımı olan Zengezur Koridoru, Nahçıvan’a kapı araladı ama patronluk Amerika Birleşik Devletleri’nin 47. başkanı olarak görev yapan Donald John Trump’a geçti.

Bu el değiştirmeyi becerikli bir şekilde Rusya Federasyonu’nun günümüzdeki Devlet Başkanı olan Rus politikacı ve eski istihbarat görevlisi Vladimir Vladimiroviç Putin’e karşı koz olarak kullanan Trump, Ukrayna, yüzölçümüyle tamamı Avrupa’da olan en büyük ülke özelliğini kaybettirerek Avrupa ülkelerine de diz çöktürmeyi başarmıştır. Ukrayna ile Rusya arasındaki savaş sonlandırılmak istenirken burada da patronluk ABD’nin eline geçiyor. 


Yüklü miktarda bütçe ile İsrail’i destekleyerek İran’a saldırtan ve en sonunda da B2 gibi savaş canavarı nükleer silah taşıyan uçaklar ile İran’ı vuran ABD, burada şimdilik durmuş gibi görünüyor. Bu durumu Binyamin Netanyahu, Trump’a karşı koz olarak kullanmak isteyerek İran’ı tekrar vurmayı gündemden düşürmüyor. Ancak Nobel Barış Ödülü alma isteğini bir perde olarak gündemden düşürmeyen Trump, asıl hedeflerini saklı tutuyor. Trump’ın asıl hedefleri, Doğu’dan Batı’ya akacak ekonomik yolların bekçiliğini eline geçirmek ve İsrail’e bekçilik etmektir. Şimdilik bunların ikisinde başarılı oldu. 


Ukrayna-Rusya koridorunu bir şekilde Ukrayna aleyhinde çözdükten sonra Putin ile arayı korumayı başarırsa, sıra İran-Irak-Türkiye üçgenindeki koridora gelecek. Ardından Suriye-Lübnan-Türkiye üçgenindeki avantajı İsrail lehine çevirirse hedefine ulaşmış olacaktır. “Terörsüz Türkiye” tam bu aşamada durdurulmak isteniyor. Kodesteki terörün başı, “Türkiye’dekiler bitirilsin, Suriye ve Irak’takiler kalsın” söylemine geçti. Bu aşamada 2027 erken seçimi için bütün hazırlıklar canhıraş devam ediyor. FETÖ artıklarının içeride olabildiğince kuvvetlendiği bu aşamada Devlet’in bütün güçleri teyakkuzda. Ancak içerideki ve dışarıdakiler de boş durmuyor. Dışarıdakileri anladık da içeridekilere neden sabır gösteriliyor, pek anlaşılır gibi değil. Takiye kol geziyor… 


Türkiye’nin desteği ile ikinci Karabağ Savaşı’nın Azerbaycan tarafından kazanılmasının ardından Azerbaycan ve Ermenistan arasında imzalanan ateşkes antlaşması gereğince Azerbaycan ile Nahçıvan arasındaki Zengezur ulaşım koridorunun patronluğu nasıl Trump’a geçmişse, diğerleri de böyle olacak gibi görünüyor. Zira Avrupalı liderler canhıraş bir şekilde 2019’dan beri Ukrayna’nın altıncı ve şu anki devlet başkanı olarak görev yapan Volodimir Oleksandroviç Zelenski’ye destek vermek ve kendi hasta hâllerine merhem olması için ABD’ye uçtular. Trump bunların alayını hizaya dizdi. Bu diziler şeklindeki fotoğraflar dünyaya servis edildi, dünyaya gözdağı verildi. Fransa “Filistin’i tanıyacağım”dediği için siyâsî operasyon yedi.   


Barış ödülü şemsiyesi altında dönen dolap aslında ABD tarafından Pekin’den başlayan Demir İpek Yolu Projesi’nin Azerbaycan-Türkiye, Rusya, Irak-Türkiye ve BAE-Arabistan-Ürdün-İsrail-Gazze üzerinden Avrupa’ya açılan Hindistan-Ortadoğu Ulaştırma Koridoru da ABD’nin kontrolüne geçecek gibi görünüyor. En kestirme yollardan birisi olan bu yolun üzerine Gazze felç edildi. Şimdilerde de Gazze dünyanın gözü önünde ölüm arenasına döndü, dünya suskun!




ABD durdurulmazsa sıra KKTC’ye gelecek, sonrasında da ortalık karışacak. İçeride Batı Şeria’yı İsrail toprağı gören köstebekler, ellerini ovuşturanlar fırsatı ganimet bilip ABD ile anlaşma yoluna gidecekler. Bunun için bütün maddî birikintiyi yapmış görünüyorlar. İsrail ile savaşmayın, ABD ile ekonomik olarak savaşın; o zaman İsrail’i zaten savaşarak yenmiş olursunuz…


Trump, Putin ve Erdoğan’ı yanına çekerek veya rol çalarak bu tür kritik noktaları ele geçiriyor. Bunlar arasında en zorlarından birisi Gazze, diğeri ise Irak-Türkiye üzerinden yol koridorlarıdır. Türkiye’yi karşısına almadan Irak-Türkiye koridorunu aklında tutuyor. Her ölüme rağmen Hamas’ın Gazze’yi terk etmeyeceğini bilen Trump, Netanyahu üzerinden hedefine ulaşmak için dünya sahnesinde “kuşa bak” yaparak Gazze’yi santim santim bitiriyor. 


Kuşak yol projelerinden en önemlilerinin bekçiliğini ele geçirmeye devam eden ABD, en kısa sürede Çin’in karşısına dikilerek “Ürettiğin ürünleri dünya pazarına ulaştırmak için benim kontrolümden geçeceksin” diye söyleyecektir. Nobel Barış Ödülü’nü almış veya almamış, Trump’ın hiç de umurunda değil.


Yeni dünyada Avrupalı devletler birer hasta adam ve tesbih taneleri gibi Trump’ın önünde dizilmeleri, yeni bir döneme girildiğinin işareti olmuştur. Yeni dünyada işler eskisinden de beter şekilde güç ve madde odaklı ilerlemeye devam ediyor. Tüccar zihniyetli bir liderin Hindistan destekli İsrail ile Ortadoğu’yu kan gölüne çevirerek bütün zenginliklere konma aşaması yaşanıyor. Arap yarımadasından Ukrayna ve Grönland’a kadar geniş alanda bütün yeraltı zenginliklere el koymanın derdinde olan Trump, bu zenginlikleri pazarlayacak, katma değeri yüksek ürün ürettiğinde satabileceği bütün ticarî geçiş yollarını da elinde tutmanın taşlarını döşüyor.


Avrupalı devletler ABD’ye, Ukrayna’ya destek vermek için gittiklerinde Trump’ın karşısında dizilerek güvenlikleri açısından silahlara imza atıp döndüler. Trump, Avrupalı devletlere ayağına gelmişken silah satmayı da başardı. Bu durum yeni dünyada sağlık, gıda ve yapay zekâ kadar savunmanın da -güvenliğin de- ne kadar önemli olduğunu ortaya koymuştur.


Önceki sanayi devrimlerinde istenilen başarıyı gösteremeyen Türkiye, son sanayi devriminde insansız savunma teknolojileriyle çok büyük bir adımı başarmıştır. Nanoteknoloji ve yapay zekâ gibi teknolojilerde de öncü rol almayı başarabilirse son üç yüzyıllık savaş teknolojisin de öncü rolünü yeniden eline alabilir. 


Daha önceleri de haberajandanet.com’da konuyla ilgili “Büyük Savaş” temalı yazılar kaleme almıştık. Son iki yıldır yaşanılanlar, tam olarak “Büyük Savaş”ın öncesindeki esinti gibidir. Büyük Savaş daha önceki dünya savaşlarından çok daha şiddetli ve çok daha yıkıcı olabilir. Özellikle Trump bu “savaş”ı “barış” adı altında çok şiddetli bir şekilde yürütüyor. İsrail taşeronu üzerinden sıcak savaşın dehşetini, Ukrayna Savaşı ve Zengezur Koridoru gibi ele geçirmelerle de soğuk savaş izliyor. Görünen o ki Trump, önüne kim çıkarsa yok etmek için kurulmuş saatli bomba gibi davranıyor. 


Sonuç olarak… Savaşın asıl lokomotifliğini fizik ve kimya gibi temel bilimlerin makine, mekatronik ve elektrik-elektronik gibi alanlara uygulanarak bilimin teknolojiye aktarıldığı GÜÇ merkezi yapıyor. GÜÇlü olanın eline aldığı gitarı çaldığı anları yaşıyoruz. Birileri gitar çalarken birileri 2025 yılında açlıktan ölüyor. Tek dişi kalmış canavar, işte böyle besleniyor…


Tekrar başa dönelim ve… En son Katar’ı vurdu, sustunuz. Şimdi Sıra KKTC’de. İsrail KKTC’yi de vuracak. Amaç, Türkiye’yi Suriye ve Irak üzerinde pasifize etmeye zorlamaktır.


Dünya halkları İsrail’e dur demeye çalışırken devletlerin yönetimleri korkuyorlar. Bu aşamada Küresel Sumud Filosu’na hangi ülkeden kaç kişi katıldığını okuyuculara bırakıyorum. En son, ABD’li politikacı, aktivist ve yazar Charlie Kirk öldürüldü. Çünkü Trump ve ABD halkına gözdağı verildi. 

Tam bu aşamada İsrail’in Gazze üzerinden dünyayı hizaya dizdiği süreçte olayları doğru okumak gerekir. İsrail tek başına hedefe konursa yanlış olur. İsrail, ikincil tali yoldur. Asıl yol, ABD’nin durdurulması ve ABD ile ekonomik savaştır. ABD ile sıcak savaşı çoğu devletlerin göze alacağını düşünmüyorum. Bir-LEŞ-miş Milletler de beş daimi ülke (ABD, Birleşik Krallık, Fransa, Çin Halk Cumhuriyeti ve Rusya) içerisinde ufaktan sesi çıkan Fransa’nın başına gelenler ortadadır. 

Susanlar; Gazze’yi gerçekten düşünüyorsanız, İsrail ile savaşmayın, ABD ile ekonomik olarak savaşın. Trilyon dolarlık anlaşmaları 6 ay askıya alın, ortada savaş falan kalmaz. Ha bir de hiçbir aklı başında ülke savunmasını başka bir devlete teslim etmemelidir. Katar ortada… 

Sadece petrol, doğalgaz ve enerji anlaşmalarını 6 ay için ABD aleyhinde durdurun ve sonucu görün. Bunları yapamıyorsunuz çünkü Filistin ve Türkiye gibi evrensel değerleri önceleyen ifadelerin ülkenizde yeşermesini istemiyorsunuz.

Neticede ABD durdurulmazsa sıra KKTC’ye gelecek, sonrasında da ortalık karışacak. İçeride Batı Şeria’yı İsrail toprağı gören köstebekler, ellerini ovuşturanlar fırsatı ganimet bilip ABD ile anlaşma yoluna gidecekler. Bunun için bütün maddî birikintiyi yapmış görünüyorlar.

İsrail ile savaşmayın, ABD ile ekonomik olarak savaşın; o zaman İsrail’i zaten savaşarak yenmiş olursunuz…