İsrail’den akıl dışı hareketler

Bu askerler, vatanını güçlü bir inançla koruyan ve şehit olmayı arzulayan korkusuz Filistinliler karşısında başarılı olabilir mi? İhtimâli bile yok.

İSRAİL, üç esir vatandaşını yanlışlıkla öldürdüğünü duyurdu.

Ordu sözcüsü, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki Şuaiye’de görev yapan askerler tarafından vurulan rehinelerin 28 yaşındaki heavy metal davulcusu Yotam Haïm, 25 yaşındaki Bedevi Samer al-Talalqa ve 26 yaşındaki Alon Lulu Shamriz olduğunu açıkladı.

HAMAS’ın esir aldığı üç İsrailli, bir yolunu bulup kurtulmuş. Askerleri görünce sevinmişlerdir mutlaka.

Yanlışlıkla öldürülen üç kişinin elinde beyaz bayrak vardı. Üçü de gömleksizdi.

Yemek artıklarını kullanarak beyaz bir beze İbranice yazılar yazmışlar.

Beyaz bayrak veya bez parçası, teslim olma anlamına gelir. Düşman askeri bile olsa, elinde beyaz bez taşıyana ateş açılmaz. En azından bir görüşme arzusunda oldukları belirtilmiş demektir. “SOS” yazısı da yardım istemektir.

Ne var ki, görev başındaki İsrail askerleri bunları hiç dikkate almıyorlar. SOS yazısını bile önemsiz görmüşler. Sosun yanında ketçap ve mayonez yoksa bir işe yaramaz diye mi düşündüler yoksa?

Askerler, yardım isteyen üç kişiyi görünce tehdit olarak algılıyor, onların terörist olduklarına karar veriyorlar hemen. Kıyafetleri olmasa da, ellerindeki sopanın ucunda beyaz bayrak bulunsa da önemi yok. Tetiğe basıp kurşun yağdırıyorlar.

İsrail askerlerinin nasıl bir psikolojide olduğunu bu hâdiseye bakarak anlayabiliriz.

Uçanı kaçanı, yaklaşanı veya olduğu yerde duranı, horozu tavuğu, sineği ve kuşu bile tehdit görüp hemen öldürmeye ayarlanmış İsrail askerleri, teslim olanı da dinlemeden ateş açıyorlar. Öldürdüklerinin İsrail vatandaşı çıkması üzerine bir ceza verirler mi? Pek ihtimâl yok gibi. Madem tehdit algılamış, ötesi mühim değil.

Savunma basit.

Hem korkak hem cani olan İsrailli askerlere savunma için tüyo verelim:

“Ya İbranice konuşarak İsrailli taklidi yapan, üzeri bombalı HAMAS’lı kişiler çıksaydı onlar? 

Acil yardım çağrısı sahte olsaydı, bir tuzak kurmuş olsaydılar, ne yapacaktık?

Değil mi ama?

Üstleri çıplaktı ama bacaklarına bağlamış olabilirlerdi bombaları.

Kalite standartları gereği kayıt altına alıp derhâl ateş açmamız gerekiyordu, açtık.”

Bu askerler, vatanını güçlü bir inançla koruyan ve şehit olmayı arzulayan korkusuz Filistinliler karşısında başarılı olabilir mi?

İhtimâli bile yok.

*

Yaralı askerler, Netanyahu ile görüşmeyi kabul etmedi. İsrail askerlerinden bahsediyoruz. Başbakanın isteğini geri çevirdiler. Haydi buyursun şimdi Netoş, istediği yerden yaksın!

Dünyada başka bir örneği var mıdır, tarihçiler araştırsın.

Bir başbakan yaralı askerlerini ziyaret etmek isteyecek ve askerler razı gelmeyecek.

İsrail söz konusu olduğunda akıl dışı hareketler nasıl da sıradanlaşıyor.