İRAN’ın nükleer çalışmalarını engellemek için ABD, bazen
ambargo uyguluyor, bazen de ambargoları kaldırma karşılığında İran’ın nükleer
programını denetim altına almaya çalışıyor. Diğer yandan ise nükleer programın
yürütülmesinde görev alan önemli isimler suikastlara uğruyorlar.
Ayrıca İran’ın nükleer tesislerine yönelik saldırılar
oluyor. İran, kamuoyuna, suikastların arkasında İsrail’in olduğunu söylüyor. Bu
arada İran’daki her saldırı sonrası İsrail tarafında benzer saldırılar oluyor.
Bu saldırıların sonuncusu, iki hafta kadar önce
İran’ın Karaj bölgesinde meydana geldi. İran, Karaj’daki nükleer tesise yönelik
saldırının gerçekleşmeden engellendiğini açıkladı. Fakat olaydan iki hafta
sonra İsrail basını, İsrailli özel bir istihbarat grubunu referans göstererek
Karaj’daki tesislerin dronlarla vurulduğuna dair uydu fotoğraflarını yayınladı.
İsrail basınına göre tesis, İran’ın uranyum
zenginleştirmede önemli bir yeri olan Natanz Nükleer Tesisi’nin santrifüjlerini
üreten tesis. Yani İsrail basını, İran’ın sivil nükleer tesis açıklamasının
doğru olmadığını söylüyor. Ayrıca tesiste hasar oluştuğunu iddia ediyor.
İddiaların hangisinin doğru olduğuna dair bir şey
söylemek güç, ama Karaj’daki tesisin vurulmasına ilişkin ABD basını da bazı
bilgilere yer verdi.
New York Times, yayınladığı bir raporda saldırının
küçük bir uçakla yapıldığını duyurdu. Yani ABD basınına göre de Karaj’daki
tesis vurulmuş.
Hiç şüphesiz bu açıklamalar bazı mesajlar
barındırıyor. İsrail basını, her ne kadar saldırıların doğrudan İsrail
tarafından yapıldığını dillendirmese de duyuruların alt metninde en büyük
düşmanları olan İran’ı kendi topraklarında vurdukları mesajını kendi kamuoyuna
veriyor.
İran ise saldırıların önlendiği şeklinde açıklama yaparak
hem nükleer programın gerekliliğine, hem de saldırıların önlenerek İran
istihbaratının başarılı işlere imza attığına dair kendi kamuoyuna mesaj
veriyor.
Saldırıların kronolojisi
İran, saldırıların arkasında İsrail olduğunu her
fırsatta dile getiriyor. İsrail tarafında ise resmî olarak saldırıları üstlenen
açıklamalara yer verilmiyor ama zaman zaman bazı emekli istihbaratçı ve
askerler, saldırıların arkasında İsrail’in olduğunu açıklamaktan çekinmiyorlar.
Saldırılar sadece İran tarafında olmuyor. İsrail’de de
arkasında İran’ın olduğu düşünülen saldırılar meydana geliyor.
Geçtiğimiz 15 ay içerisinde her iki tarafı da kapsayan
10 saldırı gerçekleşti. Nisan 2020’de İsrail’in en önemli altyapılarından olan
su tesisleri, siber saldırıya uğradı. İsrail, saldırıyı İran’ın yaptığını iddia
etti. Olaydan 15 gün sonra Tahran için önemli bir ekonomik tesis olan ve İran’ın
Shahid Rajaee Limanı’nı yöneten bilgisayar sistemlerine karşı siber bir saldırı
gerçekleşti.
Ayrıca 2020 Haziran ve Temmuz aylarında İran’daki sanayi, enerji, tıbbî ve nükleer tesislerde yangın ve patlamalar gerçekleşti.
2 Temmuz’da Natanz Santrifüj Montaj Tesisi vuruldu. Şubat 2021’de, Umman
Körfezi’nde bir İsrail kargo gemisinde patlama meydana geldi. Olaydan 15 gün
geçmeden, bu kez İranlı bir kargo gemisinde patlama oldu. 25 Mart’ta İsrail
kargo gemisine füze atıldı. 6 Nisan’da Kızıldeniz’de seyreden ve casusluk
faaliyetleri yürüttüğü iddia edilen bir İran gemisinde patlama meydana geldi.
Saldırıların nereye varacağını kestirmek güç. Ama tüm bunlar, her iki tarafta da saldırıların devam edeceğine işaret ediyor.