İradî maluliyetten mamul bir cüret

Onları, malul olmaktan mamul bir konforla bırakıp tarihî kayıtlara geçirebilir, ibret olsun diye deşifre edilişlerini seyredebiliriz! Vatanlarının jeopolitik yeterliliğine kani olmamanın, boğazlarının hâsılatını Batı/la peşkeş çekmeyi vazife addetmenin, milletin gayr-ı safi millî hâsılasının artmasını istememenin, Türkiye’nin büyüyen güç değil de sözleşmeler içine sıkıştırılmış sömürülen ülke kalması için ısrarlı davranmanın bedelini belirleyip ahvalini bu defa resmedebiliriz!

“DEVLET yönetmek, vatan sınırlarının güvenliğini sağlamak, milletin geleceğini inşâ etmek, aynada apolet seyretmeye benzemez” desem, malûmu ilâm olacaktır. Varsın olsun…

Bir sabah uyandık ve gecenin bir vaktinde (muhtıra geleneğine uygun) aziz Türk milletine seslenildiğini öğrendik. Şaşırdık mı? Hayır!

Usulden mahrum, üslûptan yoksun, maksadının ne’liği malûm bir bildirinin bizi şaşırtmayışı darbeleri, kalkışmaları, muhtıraları kanıksadığımızdan değil, devlet iradesinde ve aziz milletimizin nezdinde “Tek devlet, tek vatan, tek bayrak, tek millet” bilincinin kavileşmiş olmasındandır!

Devlet kurumunda, muvazzaf (vazifeli) ve mütekâid (emekli) olanların “devlete rağmen” durumdan vazife devşirmeleri bir cesaret değil, gaza gelmiş olmanın resmidir! Cürettir!

Özellikle “mütekâid” kelimesi ile ifadelendirdiğim söz konusu 104 kişi de biliyor ki, un elenmiş, elek duvara asılmış olduğundandır emeklilik hâlleri.

Sözlüklerde “oturmak” anlamına gelen “kuud” kökünden mülhem  “teka’ud” kelimesi, “bir işle ilgilenmemek, o işi istememek” mânâsındadır ve yeni kelimeyle “emeklilik” hâli tam olarak şu biçimde tanımlanır: “Tekaüt kelimesi, Osmanlı bürokrasisinde devletten maaş alan veya maaş karşılığı farklı tahsisatı bulunan görevlilerin hizmet yapamayacak duruma gelmesini ifade eden bir terim anlamı kazanmıştır. Tekaüt olan kimseye mütekāid denir.”1

Kastedilen, emekli kişilerin sair işlerini yerine getiremeyecek olması değil, meslekî yorgunluktan kaynaklanan “körelmelere” mahal verilmemesidir. Uzun yıllar aynı mecrada, aynı yahut daha fazla mesuliyet ile hâsıl olan yorgunluklara mahal tanımamak hedeflendiğindendir. Tüm dünya ülkeleri bu hassasiyeti yasalaştırarak esas alır ve devlet bütçelerinden hayli yüksek meblağlarla emeklilerine ömürleri boyunca ödenek tayin eder.

Diyesim, tayin edilen ödenek, “nan” içindir, “nankörlük” için değildir elbet!

Ama gelin görün ki, aklî ve iradî melekelerinin de zayıfladığını fehmedemeyen bazı mütekâid amiraller, birilerine kanmakta beis görmemişler. Aynalara pek afili yansıyan görüntülerinin büyüsü de eklenince faka basmışlar.

Şimdi tam burada, cirimleri ile cürümlerine, metinleri ile muhatapları arasındaki devasa farka bakınca zihnen de malul olduklarına kani olabiliriz. Ve iaşeleri, ibataları, aileleri vardır diyerek şefkatle mütekaid ödeneklerini “malulen emekliliğe” evrilmesini teklif edebiliriz!

Yaptıkları işin usulüne, üslûbuna ve temas ettikleri mevzulara bakınca, devlete, vatana, millete rağmen kalkıştıkları bu bildiri ile iradî yeterliliklerinin yüzde 60’ından fazlasını kaybettiklerine hükmedilip edilemeyeceğini Devletimizin başarılarıyla dudak ısırtan sağlık kurumlarından öğrenebiliriz.

Aynalardaki üniformalı görüntülerinin sanrı ve halüsinasyonlara neden olduğu gerekçesi ile apolet, düğme, nişan, hatta ceplerinin sökülüşünü izleyebiliriz!

Onları, malul olmaktan mamul bir konforla bırakıp tarihî kayıtlara geçirebilir, ibret olsun diye deşifre edilişlerini seyredebiliriz!

Vatanlarının jeopolitik yeterliliğine kani olmamanın, boğazlarının hâsılatını Batı/la peşkeş çekmeyi vazife addetmenin, milletin gayr-ı safi millî hâsılasının artmasını istememenin, Türkiye’nin büyüyen güç değil de sözleşmeler içine sıkıştırılmış sömürülen ülke kalması için ısrarlı davranmanın bedelini belirleyip ahvalini bu defa resmedebiliriz!

Gerçi “küstahlık, zayıf insanın güçlü görünme taklididir”.2 Biz bunu ve bu taklitçileri iyi biliriz!

Amma bu defa 82 milyona hitap etme küstahlığına göz yummayarak gereğinin yapılmasını tüm devlet kurumlarının tek yetkilisi ve ordunun Başkomutanı Cumhurbaşkanımıza arz ederiz!

 

1https://islamansiklopedisi.org.tr/tekaut

2Eric Hoffer