PMG…
Hiç duydunuz mu bu ismi?
En
sinsi, en azgın, fakat silahsız, sosyal, her yere girebilen bir madde gibi…
Cıva gibi, büründüğü bünyenin şeklini alan…
Evet…
Para, mâkâm ve güçten söz ediyorum!
Silahsız,
fakat silahlı bir terör örgütü gibi yıkıcı, tehlikeli ve içimizde… Tüm
değerlerimizi eritmeye, toplumu içten içe çökertmeye odaklanmış psikososyal bir
terör örgütü…
Bu
üç kavram değerlerin emrinde olmaz ise, değerlerimizi kıymetsizleştirmek,
toplumu ahlâken yozlaştırmak ve çökertmek, milletleri ve devletleri topyekûn küreselizmin
egemenliğine teslim etmek operasyonunun çekirdeğinde yer edinir.
Bu
kontrol edilemez ise, bu üç kavramın tehdit ettiği tüm siyasal yapılar, tüm
sivil toplum kuruluşları, tüm mahalle velhasıl bütün hayat tehlike altında
demektir.
Bu
tehdide karşı tekrar Anadolu irfanı temelindeki ahlâk ve kültür çarklarını
çevirmeli, kendimize gelip ölü toprağını üzerimizden silkelemek sürecini
başlatmalıyız!
Bu
kavramların tehdit etmediği bir siyâsî yapı yoktur, bugüne dek olmamıştır. Her
siyâsî yapı, kurulduğu andan itibaren bu tehdidin riski altında hayatına
başlar.
Bu
kavrmların tehdit etmediği bir sivil yapı da yoktur…
Para,
mâkâm, güç... Bu üçlüyü ancak ahlâk, adâlet, liyakat ve ehliyete aynı kapta kıvam
buldurmazsak her zaman bize karşı galip görürüz. İçtimâî her uygulama, bunların
hegemonyası altında kontrol edilemez bir şekil ve yönetilemez bir hâl alır. Dolayısıyla
PMG’nin işgal ettiği her yapı, onun birer terör kampı alanına dönüşür!
Silahsız,
ama yeri geldiğinde silahlı bir terör örgütünden daha da tehlikeli olan bu
zihniyet terörü, liyakat, ehliyet, adâlet ve ahlâk ile ıslah edilebilir. Hele
bir de ilâhlaştırılırsa, toplumu oluşturan her mekanizma, başlı başına birer
terör örgütü hâline gelir.
Küreselizmin
“para, mâkâm ve güç” üzerinden egemenliği altına katmak istediği plânda
milletler ve devletler eritilmelidir.
Bu
tehdide karşı dünyaya söyleyeceğimiz en önemli söz, “Para, mâkâm ve gücün kurumsal bağlamda yönetildiği yapı; âdil ve
müreffeh bir toplum için tüm kaynakların bütün kesimlerce adâletle paylaşıldığı,
uçurumların minimuma düşürüldüğü bir eko-âdil yapıdır” şeklinde olacaktır.
Terör sadece kandan beslenmez. O asıl, çürümüş ve yozlaşmış zihniyetlerden beslenir…