İnsanî aranın anlattıkları

İslâm ülkelerinden gelmeyen tepkiler Avrupa başkentlerinden, hatta Amerika’nın en büyük eyaletlerinden geliyor. İsrail’in, kukla devlet başkanları dışında dünyada bir desteği kalmadı. İsrail Batı’yı kaybettiyse, savaşı kaybetmiştir demektir. HAMAS bu savaşı kazandı. Net!

GAZZE’deki 48 günlük soykırıma reklâm arası verildi. Soykırım bu kısa reklâm arasından sonra -belki daha da şiddetli şekilde- devam edecek.

Öyle diyor Siyonist kaynaklar. Yenildiklerini kabul edemiyorlar.

Ama yenildiler.

Önce medyada, sonra dünya kamuoyunda ve insanlık vicdanında yenildiler.

Tüm dünya İsrail’in bir devlet değil, eli kanlı bir terör örgütü olduğunu haykırıyor caddelerde, meydanlarda, köprülerde, stadyumlarda, konser alanlarında.

İsrail’in elinde 6 bini çocuk, 4 bini kadın toplam 15 bin masumun kanı var. Tarih bu vahşeti, bu soykırımı kayıtlarına aldı artık.

Bombalanan hastaneler, okullar, camiler, kiliseler, kamplar, BM binalarına ait görüntüler sosyal medya platformlarında dalga dalga yayılıyor.

Batı, İsrail’in gerçek yüzünü nihayet görmeye başladı. Ve Batı’daki vicdan sahibi insanlar sadece Gazze’nin bugünü ile ilgilenmiyor. Filmi 70-80 yıl geriye sarmaya da başladılar.

Dünyanın hâlen çürümemiş vicdanı Filistinlilerin acılarını içselleştiriyor. İsrail’i sadece 7 Ekim sonrası katliamları ile değil, 80 yıllık cinayetleri, gaspları, hırsızlıkları, arsızlıkları ile de yargılıyor.

İslâm ülkelerinden gelmeyen tepkiler Avrupa başkentlerinden, hatta Amerika’nın en büyük eyaletlerinden geliyor.

İsrail’in, kukla devlet başkanları dışında dünyada bir desteği kalmadı. İsrail Batı’yı kaybettiyse, savaşı kaybetmiştir demektir.

HAMAS bu savaşı kazandı. Net!

İsrail’in plânı, on günde HAMAS savunmasının belini kırmak ve otuz gün içerisinde ise Gazze’yi kuzeyden güneye komple “temizlemekti”.

Temizlikten kastım, Gazze’de bir tek Gazzeli bırakmamaktı. Başaramadılar, başaramayacaklar da.

Bugün geçici de olsa bir ateşkesten söz ediyorsak, bu, İsrail’in böyle bir araya, toparlanmaya, soluk almaya ihtiyaç duyduğu içindir. İsrail’in “terörist” dediği HAMAS’ı muhatap alıp anlaşma masasına oturmak zorunda kalması bile İsrail için çok ciddî bir mevzi kaybıdır.

İşler İsrail’in istediği gibi gitseydi, tüm dünya bir araya gelse İsrail ölüm makinasını durduramazdı.

İsrail kara harekâtında binlerle ifade edilen çok büyük kayıplar verdi ve bataklığa saplandı. Bu insanî aradan sonra da durum İsrail için farklı olmayacak.

Üstelik İsrail ordusunun 7 Ekim’deki özgüveni ve motivasyonu da yerle yeksan olmuş vaziyette.

İsrail bu arada toparlansa, yeniden plânlar yapsa, tahkimatlarını da güçlendirse o ilk günkü özgüvene yeniden ulaşması mümkün olmayacak.

Ve HAMAS sahada psikolojik üstünlüğü de ele geçirmiş durumda.

Bütün bu tespitler benim hamasetle yazdığım satırlar değil. Bunları daha da fazlasıyla İsrail ve Batı basını yazıyor, Netanyahu’yu protesto eden, istifaya davet eden İsrailliler söylüyor.

Esir takasındaki görüntüler bile kimin zafer kazandığının ispatıdır. Bir tarafta bayraklar, flamalar, kalabalıklar ve coşku; diğer tarafta suratlar düşmüş, yüzler gergin ve endişeli.

İsrail’in bundan sonra da yapabileceği “en iyi” şey çoluk çocuk, kadın, sivil gözetmeden kahpece havadan bombalar bırakmaktır.

İsrail ordusunun girişeceği her kara harekâtı büyük kayıplarla sonuçlanmaya devam edecektir. Çünkü İsrail ordusunun böyle bir tecrübesi, pratiği, yeteneği yok. Bunu net şekilde gördük.

Bundan sonra hedef gözetmeksizin Gazze’ye atılan her bomba, katledilen her çocuk, her kadın, her masum dünyada İsrail’e karşı duyulan nefreti artıracak ve İsrail’in dünyadaki meşru yerini daraltacaktır.

Bir gün İsrailoğulları yeniden sürülecek olursa (ki Allah bize bu günleri de göstersin), bu lânetli, bu vahşi kavmi ABD de dâhil kimse topraklarına almak istemeyecektir.

İsrail bu savaşı öyle büyük kaybetti ki, yazımızı sosyal medyada da sık sık gördüğüm bir tespitle bitireyim: “İsrail bir avuç Gazze’yi yok etmeye çalıştı ama tüm dünyayı Gazzeli yaptı.”

İsrail’i “Batı medeniyetinin” bir parçası olarak gören ya da tamamen apolitik olan sıradan Avrupa ve ABD vatandaşları bile artık İsrail’e karşı Gazze’nin ve HAMAS’ın yanında pozisyon almış durumdadır.

Allah, bu katliam ve bu soykırımın mazlumlar için müjdelenmiş bir zaferle, zalimler için kesin bir hezimetle neticelenmesini ve bizim de bu günleri görebilmemizi nasip etsin!

Kalınız sağlıcakla efendim.