TEKNOLOJİYE anlam yükleyenler,
teknolojiye dair yorumları bakımından iki gruba ayrılıyorlar: İlki son
teknoloji hamlelerinden biri olması, diğeri de gelecekte insanın yerini
tutacağına dair bakıştır. Birincisini, teknolojiden yararlanması noktasında
insanlığın işini kolaylaştıran teknoloji ürünleri olarak görmek doğrudur. İkincisinde
ise gelişen teknolojiyle birlikte insanın bütün işlevlerini yapabilen alternatif
bir insan gibi görülmesi durumu mevcuttur.
Ne
kadar gelişirse gelişsin, teknoloji insan ürünü olup, duygu, his ve heyecan
gibi özellikler sadece kodlamanın ötesine geçemez. Yani teknoloji ürünü robotik
cihazlar asla insanla eşdeğer bir oluşuma benzer tutulamazlar.
Ancak
bunun detayına inilip bakılması gerekir. Günümüz çağı; bilgi, teknoloji ve
iletişim çağıdır. Robotlar, karmaşık gerçeklik, sanal gerçeklik, nesnelerin
interneti ve yapay zekâ gibi gelişmeler dördüncü sanayi devriminin bir ayağı
olan dijital/sayısal dönüşüm işlevleridir. Bu durum dünyada belli bir düzeye
erişmişken Türkiye’de de makbul düzeyde içselleştirildi. Özellikle insansız
hava araçları bunlara örnek verilebilir.
Türkiye
bu konuyu önemsediği için takdir edilesi bir şekilde üzerine gitti ve ciddî
başarılar elde etti. Dördüncü sanayi devriminin bu ayağından iyi yakalayan
Türkiye, dikkatleri de üzerine çekti. Özellikle kamuda dijital dönüşümün resmî
kanalda içselleştirilmesi ve yaygınlaştırılmak istenmesi bazılarını ciddî
oranda rahatsız etti.
Türkiye,
yapay zekânın önemine binaen 2020 yılında bir rapor hazırladı ve ayrıca Dijital
Dönüşüm Ofisince Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi 2025’e kadar belirlendi. Böylece
kamuda yaygın kullanım için bütün güçlerin seferber edilmek istendiği açık
oldu. Çünkü bilişim ekosisteminin oluşturulması, geliştirilmesi ve sürdürülebilirliği
çok önemlidir.
Bu
noktada yapay zekâ ürünü robotların insanın eşdeğeri olup olmayacağına ve bunun
perde arkasında neler olabileceğine bir mercek tutalım...
Kodlama
ve şifreleme bilimi olan “kriptoloji”; elektronik, fizik, bilgisayar ve
matematik gibi disiplinler arası bilimlerin işbirliği ile güvenli haberleşmeyi
sağlamak için kullanılır. Sayılar ve harf temelleri üzerine kurulu olan
kriptoloji, kendi içinde de “kriptografi ve kriptoanaliz” olarak ikiye ayrılır.
Kriptografi, iletilecek bilginin kodlarının yazılmasını; kriptoanaliz ise,
alınan verilerin ilk hâline dönüşmesini gerçekleştirir.
Robotlar,
karmaşık gerçeklik, sanal gerçeklik, nesnelerin interneti ve yapay zekâ,
kriptolojiyi temel alan algoritmalardan oluşur. Algoritma ise insan-makine
iletişiminde hangi lisanda kodlama yazılırsa yazılsın ortak bir yolun adıdır.
Diğer bir ifadeyle, algoritma, bir problemi çözmek için çizilen yoldur. Bütün
kod yazılım dilleri bu yol üzerinden giderler.
Algoritma,
şifreleme ve kodlama işleminde ne yapılacağının adıdır. Bu kodlama sürecinin
her bir adımı, kullanıcının yani insanın bilgisi dâhilinde yapılır. Aksinin
düşünülmesi bile söz konusu değildir. Algoritma kullanarak kodlama işleminde
makinenin, şimdiki adıyla bilgisayarın nerede ne yapacağının hiçbir rakam ve
harf eksik kalmadan insan tarafından yüzde yüz doğru yazılması gerekir. Doğru
çalışan bir sistemle kullanıcıya uygun bir sunum dosyası hazırlanır ve
kullanıcı kodlamanın içerisine girmeden, kodlama ile elde edilen program,
yazılım veya şifrelemeyi rahatlıkla kullanır.
Günümüzde
çok daha karmaşık ve birbiriyle entegre sistemler kullanılmaktadır. Bunların
hepsi insanın makineye ne yaptırtmak istediği ile ilgilidir. Hareketli
sistemler olan robotlar ise sensöre duyarlı hâle getirilir ve bunlar da sisteme
dâhil edilirler.
Sistem
ne kadar entegre devreden oluşursa oluşsun, karmaşık bir teknoloji cihazından
ötesini düşünmek akla uygun durmuyor. Sadece yapabilirlik ve fonksiyonellik
işin içine giriyor. İşlevsellik arttığında bir cihaz, insanın eşdeğeri olmuyor.
Bilim
ve teknoloji açısından robotlar, karmaşık gerçeklik, sanal gerçeklik,
nesnelerin interneti ve yapay zekâ gibi teknolojilerin insana eşdeğer
tutulmasını amaçlayan ikincil bakış, biraz ütopiktir. Ancak şahsen böyle değil
de daha kasıtlı ve bilinçli bir tercih olduğu yönünde kanaat bildirebilirim.
Bazı insanlar, Tevhid inancına alternatif bir yol gibi, Allah’ın (cc) bazı
özelliklerini insan yapımı cihazlara vermek suretiyle bir başkaldırı peşindeler.