İngiliz çöpçünün en büyük hayâli

İngiliz temizlik işçisiyle aynı hayâlde buluşanların arzusu, o günün bir an önce gelmesi. Zira bombardımandan kurtulanları bekleyen tehlike, açlıktan ölmek. İsrailli ırkçı soykırımcılar gönderilen insanî yardımların ulaşmasını engellediği için, geride kalan Gazzelilerin kurşunsuz bombasız hayata veda etme riski var maalesef.

İNGİLTERE’de sokakta rastlanan bir temizlik işçisine en büyük hayâlinin ne olduğu soruldu. İki dakikalık ayaküstü konuşma büyük ihtimâl Londra’da geçti.

Yan taraftan Londra’nın sembollerinden sayılan iki katlı kırmızı otobüsler geçerken, yaşlı adam durdu, biraz düşündü ve İsrail’in Gazze’de bombalamayı durdurmasını arzu ettiğini söyledi. “Evet, en büyük hayâlim budur!”

Elinde mikrofon ve kamerayla soruyu soran kişi hayrete düştü. Onun da diğerleri gibi kendisi için bir şey isteyeceğini bekliyordu.

Temizlik işçisi, isteğinin kolay olmadığının farkındaydı. “Bu çok büyük bir hayâl” diyerek gülümsedi.

Sokakta rastgele kişilere hayâlini soran ve mümkün mertebe istekleri gerçekleştirmeye çalışan kişi, “Bunu gerçekleştirebileceğimden emin değilim” dedi. “Ama ilk düşüncenizin diğer insanlara yardım etmek olması hoşuma gidiyor. Hep böyle miydin?”

“Hayır.”

“Nasıl bu hâle geldin?”

“Kendim yapmadım... Şu sıralar çok fazla aklımda bunlar. Olanlar çok adaletsiz.”

*

“Guernika” tablosu önünde Alman generalin “Bunu siz mi yaptınız?” sorusuna Pikasso’nun “Hayır, bu sizin eseriniz” diye cevap vermesini hatırlatıyor İngiliz temizlik işçisinin “Kendim yapmadım” demesi.

Özel bir gayret gerektirmiyor o gelinen noktaya ulaşmak. Biraz düşünmek, görmek, gördüğünü anlamak yeterli.

*

Ünlü bir sporcu veya artistle tanışmak, büyük ekran televizyon sahibi olmak yahut kötürüm olduğu için yürüyemeyen kardeşine elektrikli araba almak isteyenlerin hayâlini yerine getirmek kolay.

İsrail’in Gazze’deki bombalamayı bitirmesi ise şimdilik herkesin boyunu aşıyor.

Fakat o temizlik işçisinin bunu istemesi, göz yaşartıcı bomba etkisi yapan bir arzu. 

İmkânsız görünse de insanın gönlünden geçeni istemesi, açık açık dile getirmesi ne güzel. Bunun bombalamaya son verilmesi olması, hazine kadar kıymetli.

Dünyanın her yerinde vicdan sahibi sıradan insanlar aynı fikirde: “Olanlar çok adaletsiz.”

Bu adaletsizliği görenler, kendileriyle ilgili arzuları geri plâna itmeyi bir insanlık vazifesi biliyorlar.

“Elden ne gelir ki?” deyip kenara çekilmek yerine, en azından dile getirmek de bir yoldur.

İngiltere’nin bir caddesinde temizlik yapan yaşlı işçinin arzusu bize kadar ulaştı. Bunlar birleşecek ve bir gün mutlaka etkisini gösterecektir.

*

İsrail, bombardımanla şehirleri yerle bir etti, binaları yıktı. Okul, hastane, fırın, cami, kilise demeden saldırdı. Ama Gazze’deki esir vatandaşlarını kurtaramadı. Düşman gördüğü HAMAS’ı yok edemedi. Hâlbuki görünüşte ilk hedefi buydu.

Yüzüncü gün itibariyle saldırılarda can veren 23 bin 843 kişinin 10 bin 500’ü çocuk, 7 bin 100’ü kadın.

İlelebet böyle gitmeyecektir.

Bir gün mutlaka son bulacak ve bu soykırımın hesabı sorulacak.

İngiliz temizlik işçisiyle aynı hayâlde buluşanların arzusu, o günün bir an önce gelmesi.

Zira bombardımandan kurtulanları bekleyen tehlike, açlıktan ölmek.

İsrailli ırkçı soykırımcılar gönderilen insanî yardımların ulaşmasını engellediği için, geride kalan Gazzelilerin kurşunsuz bombasız hayata veda etme riski var maalesef.