İncisiz kaftan

Batı’nın herhangi bir ülkesinde bu yaptıklarını yapmış olsa bir daha güneşi göremeyecek olan Canancığım, “sarayın yargısı" sayesinde cücük kadar ceza alacak. Bir gün bile hapis yatmayacak. Lâkin çok büyük cezalar almış gibi ortalıkta “Mağdurum ben mağdurum” türküleri söyleyerek dolaşacak. Tıpkı dinsiz olduğu hâlde dinî ritüellere boğulduğu gibi…

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, hakkında açılan beş ayrı dâvâdan 9 yıl 8 ay ceza almıştı 2019 Eylül’ünde. İl Başkanı değil, suç makinası mübârek’

Canancığımın dosyası o günden bugüne Yargıtay’da incelenmekteydi ve nihayet bu “hassas” inceleme de tamamlandı.

Bu ülkede teröristin kucağında poz vermiş olsanız bile yasal süreçlerin tamamlanması en az altı yedi ay sürer ve size arazi olmanız için yeterli zamanı ve fırsatı sağlar.

“Saray yargısı” Canancığımın “silahlı terör örgütü propagandası yapmak” ve “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek” suçlarından ceza almasına gerek olmadığına karar verdi.

Yani terör örgütü PKK üyesi Sakine Cansız’a güzelleme yapmak ve MLKP kurucusu Hasan Ocak’a “Komutana bin selâm” diye selâm göndermek gibi fiillerini düşünce özgürlüğü olarak değerlendirmiş Yargıtay.

Ne de olsa “sarayın yargısı”!

Bu emsal kararla birlikte isteyen Öcalan ya da Fetullah Gülen hakkında methiyeler dizebilir, onlara selâmlar gönderebilir çekinmeden.

Yiyorsanız aynı güzellemeleri ABD ya da Avrupa’da El-Kaide lideri için yapın bakalım, neler oluyor? Görürsünüz bu “demokratik” ülkelerdeki düşünce özgürlüğünün enini boyunu.

Elin oğlu bırakınız aleni şekilde destek vermenizi yahut selâmlar göndermenizi, terör örgütlerini kınamamanızı bile destek olarak değerlendiriyor. Demokrasiyi henüz içselleştirememiş olmalarındandır zahir.

Velhasıl Yargıtay’ın bu kararıyla Canancığımın cezası hoppadanak 4 yıl 11 aya düşüvermiş. Bir ay fazla ceza alsa İnfaz Yasası’na göre hapis yatması gerekecek ablamızın, Allah muhafaza.

Adalet tartısındaki hassasiyete bakar mısınız? Maşallah, sarraf terazisi!

Canancığımın aldığı cezalar ise Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Cumhurbaşkanına yapmış olduğu hakaretlerden dolayı.

“Atatürk’ün partisinin” hem de İstanbul İl Başkanı olacak hatun kişisi, Türkiye Cumhuriyeti’ne ve ülkenin Cumhurbaşkanı’na hakaret etmekte bir beis görmüyor.

Bu cürmü defaatle işliyor.

Defaatle sözde Ermeni soykırımı hakkında destek paylaşımlarında bulunuyor. Bu devlet için “Katil değil, seri katil” diyebiliyor meselâ.

15 Temmuz gecesi sokağa çıkmış ve bu hain kalkışmayı kahramanca püskürtmüş vatandaş için de “Tekbir getirerek, boğaz keserek mi demokrasi mücadelesi verilir. İnandığınız Allah’ınız sizin de belanızı versin” yazabilme cüretini gösterebiliyor.

Gerçi mesajındaki iki cümlenin arasında nokta yerine soru işareti olacaktı ama kadı kızının tek kusuru bu olsa keşke.

Kendisi “inandığımız Allah’a” inanmıyor ve kocası ile bir oturuşta çeyrek domuzu yedi dakikada yiyebiliyor. Bu hesaba göre tam domuzu yirmi sekiz dakikada hüpletme becerisine sahipler.

Bir başka terörist olan Ahmet dostuna da “Sokaktan kaldırsınlar cenazelerimizi be Ahmet. Yıllarca dinsiz yaşa, sonra git, dinî ritüellere boğul” diye vasiyetini bildiriyor Canancığım.

Neye inandıkları ve ne yedikleri zerre umurumda bile değil. Bilim, “Yediğin şeysin” diyor; kendilerini bağlar yedikleri, içtikleri ve de inandıkları.

Ancak Allah’a inanmadığını ve dinsiz olduğunu söyleyen bir insan evladının, mezar başında ya da bir iftar sofrasında dua eder gibi fotoğraf vermesi ne kadar pespaye bir ikiyüzlülüktür! Lâkin Canancığıma bu da yakışıyor.

Yine 15 Temmuz’da attığı tivitte dediği gibi, “Alın size Nur topu gibi bir mağduriyet daha” (“Nur” kelimesinin baş harfi küçük olacaktı ama idare ediniz.)

Batı’nın herhangi bir ülkesinde bu yaptıklarını yapmış olsa bir daha güneşi göremeyecek olan Canancığım, “sarayın yargısı" sayesinde cücük kadar ceza alacak. Bir gün bile hapis yatmayacak.

Lâkin çok büyük cezalar almış gibi ortalıkta “Mağdurum ben mağdurum” türküleri söyleyerek dolaşacak.

Tıpkı dinsiz olduğu hâlde dinî ritüellere boğulduğu gibi…

Militer bulduğu için “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganını doğru bulmayan Canancığıma bu süreçte en büyük desteği de “Mustafa Kemal’in askerleri” verecekler. Elbette PKK/PYD/DHKP-C sevicileri ile birlikte…

Ne diyelim, Allah muhabbetlerini artırsın ve iki cihanda da birbirlerinden ayırmasın!

Kalınız sağlıcakla…