İncir Çekirdeği

“Kısacası arkadaşlar ve özellikle gençler, ‘sıradan’ ve ‘sürüden’ olmayacaksınız. Hayırlı insan olun; başkası sizin elinizden, dilinizden, işinizden emin olsun. ‘İnsanlığın hayırlısı, insanlığa hayırlı olandır.’ Ne olursanız olun, adam gibi adam olun! Ana babanızın, hocanızın mutlaka duasını alın. Haydi ilk dua benden: Hakkınızda hayırlısı olsun…”

“ÇOK gezen mi bilir, çok okuyan mı?” Çokça rastlamış, türlü yorumlar yapmışızdır bu soruyla ilgili. Kimi “Çok gezen” der, kimi “Çok okuyan”… Soruyu bir kenara bırakalım da “İncir Çekirdeği”ne bakalım. Bakalım ki belki gezmiş görmüş kadar oluruz.

Hereke’den çıkıyoruz yola Sayın Haluk Dursun’la birlikte. “Hereke, Kocaeli ili Körfez ilçesine bağlı bir semttir. Doğusunda Şirinyalı, batısında Tavşancıl, kuzeyinde Gebze, güneyinde İzmit körfezi yer alır. D-100 karayolu ve TEM otoyolu üzerinden İstanbul'a 65, İzmit'e 27 kilometre uzaklıktadır. Haydarpaşa-Ankara demiryolu üzerinde bulunan Hereke'den Adapazarı ve Haydarpaşa arasında düzenli tren seferleri yapılmaktadır. Yine Hereke ile körfezin karşı kıyısındaki Karamürsel arasında düzenli vapur seferleri yapılmaktadır. Gebze’ye düzenli olarak belediye otobüsleri çalışmaktadır. İzmit’e ise halk otobüsleri hizmet vermektedir.”[i]

Sayın Haluk Dursun, gerek işi sebebiyle, gerekse yerinde duramayışından -kanında Yörüklük olmasından olsa gerek- maşallah gezmedik yer bırakmamış. Gezmekle de kalmamış, oturup gezi fırsatı olmayanlar için yazmış da yazmış…

Hereke’den başlıyoruz… Önce İstanbul’a uzanıyor, dağlarını, tepelerini, çınarlarını, meşelerini, zeytin ağaçlarını, lokantalarını, kebapçılarını, geçmişinden günümüze çiçekli bahçelerini, panayır yerlerini, sefa mekânlarını, saraylarını, hanlarını ve hamamlarını, hâsılı aklınıza neresi geliyorsa adım adım dolaşıyoruz.

Sayın Dursun gibi ben de ağaçları çok severim. Bu yüzden çınarlardan başlayalım sizinle…

Mesela İstanbul’daki en eski, en yaşlı, çapı en geniş yüzyıllık çınar nerededir, bileniniz var mı? Eyüp Sultan Camii bahçesinde ve çevresindeki çınarlar hiç dikkatinizi çekti mi? Ya bir zamanlar Topkapı Sarayı bahçesinde bulunan “Yeniçeri Çınarı”ından haberiniz var mı? Ya Yeni Boğaz’ın tepelerindeki Zekeriyaköy’ün çeşmeli çınarından, yine İstanbul’da önünden tramvayın geçtiği Zeynep Sultan Camii önündeki Alemdar çınarı, Çırçır çınarı, Çatalca çınarı, Topkapı Sarayı’nın anıt çınarı, Enderun Avlusu’nu bekleyen çınar ve yine Topkapı Sarayı Babüssaade çınarından?

“Ona öyle demezler, peynir ekmek yemezler”[ii]

Sofralarımızdan ve sabah kahvaltıdan eksik olmayan, Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden, türlü türlü çeşidi olan peynirin iyisi, en meşhuru hangisidir? Kaç çeşidi yapılır Anadolu’da, adları nelerdir? Nasıl yapılır? Peynirle yapılan yemekler nelerdir? Hangi çeşit peyniri nerede bulursunuz, nerede bulamazsınız?

Ya dünyadaki peynir türleri? Fransızların bir Keşiş peyniri vardır mesela. Almanya-İsviçre ortak kültürünün ürünü “Tilsiter”, Fransız-İsviçre bölgesinin “Emmental peyniri”, İtalyanların “Parmigiano Reggiano”su, Hollanda’nın Gouda’sı… Hollanda o kadar ileri gitmiş ki bu işte, Alkmaar şehrinde bir peynir müzesi bile kurmuşlar. Bir de İngilizler, Gloucester’de her yıl peynir yuvarlama festivali düzenliyorlar.

“Ayılar nasıl kafayı bulur?”[iii]

Başlığa şaşırmayın! Ayılar doğada alkol almadan kafayı bulabiliyorlarmış meğer. Neyle mi? Kocayemiş... Ayıların keyif alıcı maddelerindendir kocayemiş.

“Kocayemiş, eskiden kimsenin satmayı aklına getirmediği, dağlarda bularak ağacından yediği bir meyveydi. Toplanıp eve bile getirilmezdi. Çünkü onun keyfi yerinde yemektedir. Geri kalanını kurda kuşa yem olarak bırakmak gerekir. Onlarda o hayvancıkların payı vardır. Doğada yetişen pek çok meyvede kurdun kuşun hakkı hep gözetilirdi eski insanlar tarafından. Son zamanlarda artık her şey paraya dönüştüğü için, bunlar dağlardan toplanarak pazarda satılır oldu. Sakarya nehri boylarında “kocakarı yemişi” adıyla kadınlar tarafından pazarlarda satıldığını gördüm. Ayının yemişi de, içkisi de, keyif verici maddesi de başta kocayemiştir.”[iv]

“Ayva sarı, nar kırmızı”[v]

“Narın albenisi, cazibesi bir kere renginden geliyor: Kırmızı… Sonra suyuna kadar tadını çıkarıyor insanlık. Ayva, bırakın suyunu çıkarmayı veya meyve suyu olarak içmeyi, yerken adamı boğar; kuru kuru yutmak zorlaşır. Ayva yerken, yanında bir bardak suyu hazır tutmak ihtiyaten çok faydalıdır.”

“Nar da, ayva da bizim insanımız için çokça önemlidir ki onca türküye, şiire söz olmuş, yâre naz olmuş: ‘Bağa vardım nar için, gül kopardım yâr için…’ ‘Şu gelen yâr olaydı, elinde nar olaydı’ (…)” [vi]

“Dağlar dağlar, ulu dağlar”[vii]

“Güzel ülkemin güzel dağları… Bir zaman Maraş’ta, şehrin ortasında, Maraş Kalesi’nden şehre bakmıştım. İlk aklıma geleni sormuştum kendi kendime: ‘Aynı Bursa’m gibi mi ne? Aynı benim Bursa’m gibi mi kurulmuş ne Maraş’ım da?’ Dağın yamacından ovaya yayılmış ikisi de. Yalnız Uludağ çok daha büyük ve benim Bursa’m da yine çok daha büyük olduğundan, ovaya daha çok yayılmış sanki. Ama iki şehrin de kuruluş şekli aynı desem yeridir. Dağdan aşağıya, ovaya doğru uzanmış ikisi de. İkisi de dağa yaslamış sırtını, biri Ahır dağına, diğeri Uludağ’a…”

İncir Çekirdeği’nde bir de dağları bulacaksınız. Tırmanacak, tepelerinden ovalara bakacaksınız uzun uzadıya. Dünyanın en yüksek dağını bilirsiniz, ya ülkemizin en yüksek dağını? Hangisinin zirvesinden bakınca hangi şehri seyran edersiniz? Hangi dağ efsanelere konudur? Hangisinin ormanları daha gürdür?

Bitirirken…

Bunca güzel gezme ve görmenin (okumanın) yanında bir de güzel nasihati var Sayın Dursun’un: “Kısacası arkadaşlar ve özellikle gençler, ‘sıradan’ ve ‘sürüden’ olmayacaksınız. Hayırlı insan olun; başkası sizin elinizden, dilinizden, işinizden emin olsun. ‘İnsanlığın hayırlısı, insanlığa hayırlı olandır.’ Ne olursanız olun, adam gibi adam olun! Ana babanızın, hocanızın mutlaka duasını alın. Haydi ilk dua benden: Hakkınızda hayırlısı olsun…”[viii]



[i] http://tr.wikipedia.org/wiki/Hereke,_K%C3%B6rfez

[ii] İncir Çekirdeği / Hereke’den Çıktım Yola s. 139

[iii] Çekirdeği / Hereke’den Çıktım Yola s. 126

[iv] Çekirdeği / Hereke’den Çıktım Yola s. 128

[v] Çekirdeği / Hereke’den Çıktım Yola s. 112

[vi] Çekirdeği / Hereke’den Çıktım Yola s. 112

[vii] Çekirdeği / Hereke’den Çıktım Yola s. 202

[viii] Çekirdeği / Hereke’den Çıktım Yola s. 22