“İnanmam da inanmam”

Yahu vallahi bunlarla uğraşmak, ciddiye almak, cevap vermek gereksiz bir iş! Ama neyleyelim ki bütün saçmalığına rağmen o sözlere inananlar var. Daha doğrusu inanmak için can atanlar… Aynı kafada, aynı kimyada oldukları için hepsi dünden teşne. Meral Hanım, baksa görecek. Karadeniz gazı olduğunu kabul edecek. Zira gelen o doğalgazda bariz bir hamsi kokusu var.

YÜZ küsur yıl önceki tren kaçmış, yakaladığımız anda binelim istiyoruz, gerek olmadığına ısrarla yemin ediyorlar. 60 küsur yıl önce tam binmek üzereyken, trenden zorla attıklarını unutmadık.

Yaralandık, berelendik ama zamanla toparlandık.

Yerli otomobil konusu bu.

Devrim’i devirdiler, Togg’u yok sayıyorlar.

Başlarındaki söyledi. Sesi, rengi ve tonuyla hâlâ kulaklarımızda: “Yerli otomobil yapacaklardı. Hani nerede? Yapamazlar.”

Fabrikası bile olmadığını söylediler. Temel atıldı, fabrika tamamlandı. Görmek istemediler. Milletimiz gurur duyarken, o gıcır gıcır otomobillerle iftihar ederken, bunlar az daha intihar edecekti.

Togg’a inanmıyorlarmış.

Fabrika binasının içi boşmuş… Üretim bandı yokmuş…  

Arabalar yollara çıktı. İki yüz bin kişiye yakın insan almak için para yatırıp sıraya girdi, kura çekilmesini bekledi. Bunlar, “Yok öyle bir şey” dediler.

Teslim edilen araçlar tırlarla İtalya’dan geliyormuş.

Togg’lar kadar taş düşsün başınıza. O zaman inanırsınız belki.

Yahu bu otomobil!

Somut bir şey.

İnanç meselesi değil ki.

Sen bunu inanç konusu sandıysan, git tedavi ol.

İlaçlar ve telkinler yeterli gelmezse, fabrika orada; git gez. Elinle dokun, gözünle gör, kulağınla duy, burnunla kokla… Yine de yeterli gelmezse, dilinle de tadına bak.

*

Otomobil konusu böyle de diğerleri farklı mı?

Koskoca TCG Anadolu gemisini bile inkâr etmeye kalktılar.

“Kartondan yapılmıştır.”

Eh artık bunun üstüne bir şey söylenmez.

Yahu bari “Tahtadan” deseydiniz…

Mukavva bile değil, “Kartondandır” diyor. Hangisi söylediyse, yine de kendince iltimas geçmiş. “Kâğıttan” dememiş.

İnsanın aklıyla zoru olunca, vicdanıyla sıkıntısı olunca, vatan sevgisi yönünden kusurlu olunca, vallahi bunlar normal tepkiler!

Her gün binlerce insan ziyaret etmek için saatlerce kuyrukta bekledi. Onu da görmediler.

Televizyonlar canlı yayınladı, inanamadılar.

Gidip görmeyi içlerine sindiremedikleri, gururlarına yediremedikleri için inkâr etmek en kolayı.

Bunu da inanç meselesi gördüler.

*

Karadeniz’de doğalgaz bulunduğu gün, “Hani nerede gaz?” deyişlerini hiç unutmadık. O gün gelmesi mümkünmüş gibi…

“Yapamazlar, yalandır, çıkaramazlar, getiremezler” lafları gırla gitti.

Son derece kısa zamanda hatlar döşendi, tesisler kuruldu, törenler yapıldı, dağıtıma başlandı…

Dahası, halka bir yıl bedava dağıtılacağı ilân edildi.

Bunlar yine “İnanmam da inanmam” makamından çalıp söylediler.

Bu defa baştaki değil de yardımcı oyuncu rolündeki Meral Hanım ortaya atıldı.

İnşallah Karadeniz gazı olsunmuş. Putin tankerlerle hediye göndermiş olmasınmış. Şayet Karadeniz gazı çıkarsa gurur duyarmış o zaman. İyi bir şeymiş.

Tam inkâr edemiyor, tam kabul edemiyor. Ortaya yakın bir yerden kendince itiraz ediyor. Biraz da utangaç. Açık açık reddetmek zor gelmiş anlaşılan.

Doğalgaz konusunu da inanç meselesi bildiler.

Yahu vallahi bunlarla uğraşmak, ciddiye almak, cevap vermek gereksiz bir iş!

Ama neyleyelim ki bütün saçmalığına rağmen o sözlere inananlar var.

Daha doğrusu inanmak için can atanlar…

Aynı kafada, aynı kimyada oldukları için hepsi dünden teşne.

Meral Hanım, baksa görecek. Karadeniz gazı olduğunu kabul edecek. Zira gelen o doğalgazda bariz bir hamsi kokusu var.