İnandığın yolda yürü, biz inançla yanındayız!

Alıştığımız, beklediğimiz bir kongre süreci yaşandı AK Parti’de. Umarız ki Erdoğan, vatan-millet-ümmet aşkıyla kurduğu düzenle koyduğu hedeflere ulaşır. Kongrenin vizyonuna uygun olarak “inandığı yolda yürür” ve biz de her daim Erdoğan’ın ardında inanarak ve kongredeki coşkuyla yürürüz.

AK Parti, 2003’te başlayan olağan kongrelerine yedincisiyle devam etti. Ve elbette ki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yine tek aday olarak girdiği bu kongrede kurucusu olduğu dâvânın uygulayıcısı seçildi. Hatırladığım kadarıyla en coşkulu kongrelerden birini yaşadık Çarşamba günü. Dilerim ki bu coşku, 2023 seçimlerine kadar sürekli yanan bir ateş olsun tüm AK Partililerin gönlünde.

Kongredeki seçim sonucu hiç tartışılmadı gene. Zira AK Parti, güçlü iktidar alışkanlığı ile taraflı tarafsız herkesin gıpta ile baktığı siyâsî kariyerinin mimarını değiştirmeyi aklından bile geçirmedi hiç. Bugüne kadar, parti içinde muhalefet yapmanın partiyi ele geçirmeye yetmeyeceğini anlayanların teker teker gemiyi terk etmesi de bu yüzdendi zaten. Siyâsî ömrü başarılarla dolu olan, kayıplar yaşasa da seçim kaybetmeyen bir başkanı devirmeyi kim düşünebilir ki? Başarı yüzü görmemiş başkanların, koltuklarını koruyabilmek için yaptıkları ayak oyunlarını ve onların koltuğuna oturabilmek için kendi partilerinde iç savaş çıkaran muhaliflerini gördükçe, “Ne mutlu bize, Erdoğan var!” demekten alamıyorum kendimi. Partiyi düşünmek için harcayacağımız enerjiyi Türkiye için harcama şansımız var bizim.

Merak edilen iki önemli konu vardı kongrede. Biri 2023 Manifestosu, diğeri de MKYK ve MYK üyelerinin kimler olacağı. Bunun dışında ben, diğer partilerden gelen davetlileri de özellikle merak konusu yapmıştım. HDP’ye davet gönderilmemesi hiç sürpriz değildi bence. Hatta davet edilmiş olsalardı, gelmeseler bile içimde bir burukluk olacaktı kesinlikle. Ancak eski dostlar Davutoğlu ve Babacan’ın partilerinin salonda temsil edilmemesi dikkat çekiciydi. Sonradan anladık ki, çağırılmamışlar bile. HDP neyse ama kürsüden 84 milyonu kucaklama konuşması yapılırken gözümüzde canlanan tabloya pek uymadı bu “davetsiz listesi”. Neyse, “Vardır büyüklerimizin bir bildiği” diyelim şimdilik.

MKYK asil üyelerinin sayısı 50’den 75’e çıkartılmış. Daha çok akıl, daha az hata demektir ve inşâallâh sebep, daha çok kişiyi mutlu etmek değil de daha fazla fikir üretmeyi sağlamaktır. Eskilerin neredeyse yarısı dışarıda kalırken, 47 yeni isim girdi yönetime. Benim için en dikkat çekici isimler Alevî kanaat önderi Metin Tarhan, Ermeni cemaatinin önemli isimlerinden Seval Sıvacıoğlu ve 2006 Türkiye güzeli Seda Sarıbaş oldu. Bunlar dışında eski Kürt kökenli vekillerin de MKYK listesinde olması önemliydi tabiî. Toplumun farklı etnik, dinî ve kültürel kesimlerinin temsil ediliyor olması tüm Türkiye’yi kucaklama iddiasının bir sonucu olmalı diye düşünüyorum.

AK Parti ve temsil ettiği misyona ilk gününden beri bağlı olan Metin Külünk, Binali Yıldırım, Mücahit Birinci gibi isimlerin de unutulmamış olması tabanı mutlu etmekten öte hedefe daha güçlü bir azimle sarılmanın göstergesiydi. Ayrıca Binali Yıldırım’ın Genel Başkanvekili oluşu da AK Parti’nin yumuşak yüzünü temsil etmesi açısından önemliydi. Yeni listede Mahir Ünal’ın bulunmaması ise kendisini bir bakanlıkta göreceğimizin sinyaliymiş gibi geldi bana.

Gelelim 2023 Manifestosu’na…

Erdoğan, aslında bilmediğimiz şeyler anlatmadı kongrede. Başlarına sıra numarası koyarak bir liste hâline de getirmedi manifestoyu. Genel bir hedef belirledi ve bu hedefe giderken önemsenecek istasyonları anlattı. Burada en önemli vurgu, geçmişten feyz ve ders alıp günü düzenlemenin, önümüze koyacağımız hedef ve hayâllere gidecek yolu açma görevi olduğuydu. Yani ne geçmişe takılıp kalacak, ne bugün yaptıklarımızla böbürleneceğiz. “Ne yaparsak yapalım, 2023 hedefine, 2053 ve 2071 vizyonuna ulaşmak için çalışacağız. Bugünlerin başarısı, yarınların temeli olursa anlam kazanacak” temalı bir konuşma dinledik.

Bu manifestonun içinde 18 yılda sınıfta kalınan tek konu eğitim de vardı, sınıf atladığımız ancak sık sık saldırılara uğradığımız için arzu ettiğimiz noktaya gelemediğimiz ekonomi de. Pandemi şartlarında daha iyi idrak ettiğimiz sağlık sisteminin gücü de vardı, savunma sanayiindeki atılımların hedeflerimize yapacağı katkı da. Adalet ve demokrasinin önündeki engelleri kaldırma hedefi de vardı, sivil ve yeni bir anayasa yapma azmi de…

MHP’ye olan ihtiyaca vurgu ve teşekkür de vardı, dışarıdan gelebilecek desteklere açılan kapı da. Dış siyâsetteki dost sayısının arttırılma gereği de vardı, teröre destek verenlere gözdağı da.

Sonuç olarak, alıştığımız, beklediğimiz bir kongre süreci yaşandı AK Parti’de. Umarız ki Erdoğan, vatan-millet-ümmet aşkıyla kurduğu düzenle koyduğu hedeflere ulaşır. Kongrenin vizyonuna uygun olarak “inandığı yolda yürür” ve biz de her daim Erdoğan’ın ardında inanarak ve kongredeki coşkuyla yürürüz.

AK Parti’deki bu yeni dönem, Türkiye için güven ve istikrar getirsin, büyük ve güçlü Türkiye’yi inşâ etmeye ve bu sayede medeniyet nöbetini yeniden devralmaya vesile olsun!