VENEDİKLİ ressam Gentile
Bellini’ye ait olduğu belirtilen Fatih Sultan Mehmet portresi, 770 bin sterline
(6 buçuk milyon TL) CHP’li Ekrem İmamoğlu yönetimindeki İstanbul Büyükşehir
Belediyesi tarafından satın alındı.
Görünürde
gayet güzel bir iş; zaten normal olanı da bu. Böyle bir müzayede haberini kim
haber alsa aynı refleksi gösterirdi. Buna rağmen niye birileri İmamoğlu çok
büyük bir iş yapmış algısıyla günlerdir bu konuyu pazarlıyor?
İşin
esâsı şu: “Ey muhafazakâr kesim! Bakın, normal zamanda bir CHP’liden böyle bir
davranış beklenemezdi ama İmamoğlu, bildiğiniz CHP’lilerden değil” mesajı vermek…
Yani
İmamoğlu, bu resmi siyâsî amaçlarla aldı. Ve birileri hâlâ İmamoğlu’nu
muhafazakâr camiaya allayıp pullayıp yutturmaya çalışıyor.
İletişim
fakültelerinde, “Köpeğin insanı ısırması
haber değildir, insan köpeği ısırırsa haber olur” diye öğretilir. Herkesin
bildiği, herkesin normal saydığı, kimse için olağanüstü olmayan bir şeyin haber
değeri olmadığını anlatmak çerçevesinde bu örnek verilir.
“İmamoğlu’nun PR’ını
yapalım”
derken, insanın köpeği ısırması durumuna düştüklerinin farkında değiller. Bu
portrenin alınması değil, alınmaması bir haberdir. Bir CHP’linin Osmanlı’nın
herhangi bir padişahına sövmesi haber değildir; aksine bir CHP’li, ecdattan
birini över veya örnekte olduğu gibi hatırasına saygı duyarsa haber değeri taşır.
Bir CHP’linin bu noktaya gelmiş olmasından herkes büyük bir memnuniyet duyar.
Yıllarca
CHP’lilerin ecdada hakaretlerine şâhit olmuş bir millet olarak gelinen nokta
ayakta alkışlanır. Samîmi olsun veya olmasın, siyâsî ya da olsun olmasın,
göstermelik olsun yahut olmasın, gelinen nokta sevindirici.
En
azından ecdada saygısızlık yaparak bir yere varamayacaklarını anlamış oldular.
Lâkin
merak ettiğimiz bir konu var: Gezi sürecinde “Zulüm 1453’te başladı” diye duvarlara yazı yazan alçaklar, bu
hususta ne düşünüyorlar?
Ermeni
mezarlığı saydıkları Gezi Parkı’nın üstünde bir Osmanlı eseri inşâ ettirmemek
için ortalığı yakıp yıkanlar nerelerde, hangi pusuda bekliyorlar?
“Zulüm 1453’te
başladı”
paylaşımlarına beğeni gönderen, Gezicilerin hâmisi Canan Kaftancıoğlu, bu
konuda İmamoğlu ile perde arkasında neler konuşuyor?
Herhâlde
sanat sevgisi diye bu konuyu geçiştirmiyorlardır…
Bütün
bu soruların cevabını İmamoğlu, bu resmi almadan önce bir fotoğrafla zaten
vermişti. İstanbul’un Fethi’nin 567’nci yıldönümünde, 29 Mayıs günü Fatih
Sultan Mehmet’in türbesine giderkenki İmamoğlu fotoğrafı, bütün soruların
cevabını barındırıyor!
Fotoğrafı
ilk gördüğümde inanamadım. Bir belediye başkanı, bırakın bir türbeye, bir
kahvehaneye bile elini arkaya bağlayarak giremez. Fotoğrafın gerçek olduğunu
öğrenince, aklıma Kudüs’ü işgal edip Siyonistlere hediye eden İngiliz General
Allenby geldi.
11
Aralık 1917’de tıpkı İmamoğlu’nun Fatih’in türbesine girdiği gibi girdi Kudüs’e
General Allenby.
“Ecdat, tarihte
hiçbir zaman kimseye arkadan saldırmadı. İmamoğlu, Fatih’in türbesine niye
ellerini arkaya bağlayarak, arkasını koruma altına almak istedi?” diye mırıldandım
kendi kendime.
İmamoğlu,
ellerini k.çının üzerinde birleştirerek verdiği fotoğrafla “Zulüm 1453’te başladı” diyenlere selâm çaktı, Fatih’in portresiyle
de muhafazakâr kesime el salladı.