İklim değişikliği ve yenilenebilir enerji

Çözüm olarak, listenin ilk sırasında karbondioksit ve sera gazı salınımlarını azaltmak var. Fosil yakıtlar sera gazı salınımının başlıca sorumluları ve bu nedenle fosil yakıtların kullanımını azaltmak ve karbondioksitin atmosfere kaçışının önlenmesi, iklim değişikliği ile mücadelede büyük önem taşımaktadır.

BİLİM insanlarının yıllardır biz insanlara bir uyarısı var: Sıcak hava dalgalarının, aşırı hava olaylarının, deniz seviyesinin yükselmesi ve kuraklığın sıklık ve şiddetinin artacağını her fırsatta dile getirirken, iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerini durdurmak için seviyesinin 1 buçuk derecede tutulmasının şart olduğunu bilimsel çalışmalar ile ispat etmişler.

Bu yılın Ocak ayında Dünya Meteoroloji Örgütü, 2019 yılı sonu itibarıyla biten 10 yılın, dünya tarihinin en sıcak 10 yılı olarak kayıtlara geçtiğini açıklamıştı. Buna ilâveten NASA, 2019 yılının 1850’den itibaren ölçülen en sıcak yıl olduğunu belirtti.

Kaynaklara göre dünya genelinde, ortalama deniz suyu yüksekliğinin 2005 ile 2015 yılları arasında 3,6 milimetre arttığı belirtilmekte. Bu açıklamalar, iklim değişikliğinin kanıtı olarak ortaya konulmuş verilerden sadece üç örnek.

Bunun yanında iklim değişikliği, gündelik hayatımızın parçası oldu. Tıpkı Covid-19 gibi… Hattâ belki önüne geçecek kadar... Bu salgın gün gelecek, nihâyet bulacak. Lâkin elimizle yok ettiğimiz doğayı tekrar düzeltmek o kadar kolay değil bir an önce gerekli tedbirleri almazsak!

“Gelişmişlik” kelimesi artık sadece enerji bolluğu ve tüketimi değil. Bunlara ilâveten, enerjinin tasarruflu kullanılması ve daha ekonomik olarak temin edilebildiği teknoloji ve kaynak kullanımıdır. İklim değişikliği ile başta insan sağlığı olmak üzere, tarım alanlarına ve ürünlerine, su kaynaklarının miktar ve kalitesine, doğal yaşam alanlarına vermiş olduğu zararlara her geçen gün biraz daha fazla şâhit oluyoruz.

Kaynaklarda küresel iklim değişikliğinin belirtileri olarak gözlenen değişimler şu şekilde sıralanmakta: Buharlaşma ve yağmur miktarının artması, yağmurların genellikle sağanak şeklinde olması, tundraların erimesi, mercanların beyazlaması, buzulların erimesi, denizdeki buzulların küçülmesi ve deniz su seviyesinin yükselmesi, orman yangınlarının artması, fırtına ve sellerin artması…

İnsanların çeşitli faaliyetleri sonucunun küresel ısınmaya en büyük katkısı, yaklaşık yüzde 49 ile enerji kullanımından ileri geliyor. Endüstrileşmenin katkısı yüzde 24, ormansızlaşmanın yüzde 14, tarımın katkısı ise yüzde 13 olarak belirlenmiş.

Çözüm olarak, listenin ilk sırasında karbondioksit ve sera gazı salınımlarını azaltmak var. Fosil yakıtlar sera gazı salınımının başlıca sorumluları ve bu nedenle fosil yakıtların kullanımını azaltmak ve karbondioksitin atmosfere kaçışının önlenmesi, iklim değişikliği ile mücadelede büyük önem taşımaktadır.

Ormanların karbondioksiti absorbe ettiği, kesildiklerinde ise karbondioksiti dışarı verdikleri gerçeğini göz önünde bulundurduğumuzda, özellikle tropik ormanların yok olmasının önüne geçmek de bir hayli önemli!

Yine tarım faaliyetlerinden ve çöp atıklarından kaynaklanan metan gazının salınımı gibi küresel ısınmaya katkıda bulunan birçok farklı unsur olsa da fosil yakıt kullanımı iklim değişikliğinin baş sorumlusu olarak karşımıza çıkmakta. Öyleyse fosil yakıtların yerini yenilenebilir enerji kaynaklarının alması, atılacak adımların en başında gelmekte!


“Fosil yakıtların yakılması sonucu yüksek miktarda havaya bırakılan sera gazları, küresel ısınmanın başlıca nedeni” dedik. Örneğin, son yirmi yıldır sera gazları içinde en önemlilerinden ve en yaygın olan, karbondioksit (CO2) gazının yaklaşık dörtte üçünün metan gazı (CH4) salınımının yaklaşık yarısının, fosil yakıtların kullanımı netîcesinde oluştuğu bilinenler arasında.

Gelecek yıllar adına dört farklı senaryoya göre atmosfere salınacak karbondioksit miktarı tahminleri ise şu şekilde gösterilmiş:


Diğer bir sonuç olarak, asit yağmurları oluşumuna neden olan kükürt dioksit (SO2) ve azot oksitler (NOX) ortaya çıkmakta. Okyanuslar asidik bir hâle gelmekte ve topraktaki faydalı canlılar yok olmaktadır. Bu zararların önlenebilmesi adına, kendini yenileyebilen çevre dostu enerjinin tercih edilmesi kaçınılmaz olmaktadır.

Bu anlamda bir diğer grafik, iklim değişikliği sorunu ve bu sorunun yönetimi için yenilenebilir enerji kaynakları kullanımının yaygınlaştırılmasının önemini ortaya koymaktadır.


Sağlıklı çevre ve enerji çeşitliliğinin önemli hâle geldiği günümüzde, dünya ülkelerinin yeni politikalarında küresel ısınma ve iklim değişikliği ilk sıralarda. Bu noktada üç temel taş olarak, 1992 yılında Rio de Janeiro’da düzenlenmiş ve 1994 yılında yürürlüğe girmiş olan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çevre Sözleşmesi, 2005 yılında yürürlüğe giren Kyoto Protokolü ve son olarak iklim ile ilgili ilk kez küresel boyutta bir adım olan 2015 Paris İklim Zirvesi (COP21) çok önemli!

Avrupa Birliği, iklim krizi ile mücadelede dünyada öncü rol üstlenmek adına, 2019 yılında, Madrid’de Birleşmiş Milletler İklim Konferansı’nda “Yeşil Anlaşma” olarak bilinen bir eylem plânı açıkladı. Eylem plânının hedefi, bütün üye ülkeleri 2050 yılına kadar karbon-nötr hâle getirmek.

Türkiye ise yenilenebilir enerjiye verdiği önemin bir ifadesi olarak, 26 Ocak 2009 günü Bonn’da düzenlenen konferans netîcesinde imzalanan anlaşma ile Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı’nın (IRENA) kurucu üyeleri arasındaki yerini almış ve yine enerji anlamında 11’inci Taraflar Konferansı’nda enerji verimliliği, yenilenebilir enerji ve karbondioksit depolama konularına verdiği önemin altını çizerek öncelikli konulara dâhil etmiştir.

Türkiye, küresel iklim değişikliğinden, içinde bulunduğu enlem nedeniyle gerek sıcaklıklardaki artış, gerek yağışlardaki değişim, deniz seviyesinde yükselme ve toprak ile su anlamında önemli azalmaların yaşanacağı tahminlerinden yola çıkarak, iklim değişikliğinin etkilerini en aza indirebilmek adına temiz enerji kaynaklarının harekete geçirilerek özellikle hidroelektrik enerji ve rüzgâr enerjisi ile güneş enerjisi potansiyelinin kullanımında önemli adımlar atılmaktadır.

Enerji verimliliği ve tasarrufa önem verilerek kirletici kaynakların emisyonlarının azaltılması noktasında ciddî mesafeler alınmaktadır.


http://www.mfa.gov.tr/21_-yuzyilda-enerji-kullanimi-ve-iklim-decisiklici.tr.mfa

http://www.imo.org.tr/resimler/ekutuphane/pdf/16154_50_07.pdf

http://www.dsi.gov.tr/docs/iklim-degisikligi/iklim_degisikligi_ve_yap%C4%B1lan_calismalar_ekim_2008.pdf?sfvrsn=2

https://www.bbc.com/turkce/haberler-51144765