İkinci Dünya Savaşı’nda bağımsızlıkları için mücadele eden Türkistan Lejyonerleri (3)

Türkistan Lejyonu, 1942 yılının Ocak ayında kurulmuştu. Lejyon Özbek, Kazak, Kırgız, Türkmen ve Taciklerden oluşuyordu. Lejyon askerleri de Alman üniforması giymişlerdi. Ancak onların üniformalarının sağ kolunda “Tegnri Biz Menen” yani “Allah Bizimle” yazılı bir arma bulunuyordu…

TÜRKİSTAN Lejyonlarının kurulmasında ve komuta edilmesinde etkili olan Türkistan uyruklu iki önemli isim vardı. Bunlardan ilki, Rus İşgali sonrası ata topraklarını terk etmek zorunda kalan ve bağımsızlık mücadelesine Fransa’da devam eden Mustafa Çokay, diğeri ise yine Rus İşgali sonrası eğitim için Almanya’ya gelen ve bağımsızlık mücadelesini Berlin’de sürdüren Veli Kayyum Han’dı.

Kazakistan doğumlu Mustafa Çokay (Çokayoğlu), 1917 Ekim İhtilâli ile sonrasında Hokand’da kurulan Türkistan Muhtariyeti’nin önce Dışişleri Bakanlığı’na, sonra Başbakanlık görevine atandı. Onun çok kısa süren başbakanlığı döneminde çağa uygun, modern ve yeni bir devlet yapılanmasının ilk adımları atılmaya başlanmıştı. Ancak Bolşevik Hükûmeti bu gelişmelerden ve Çokay’ın faaliyetlerinden memnun değildi.

Zaten Bolşeviklerin niyeti de, hangi adla ve yapıyla olursa olsun, asla bağımsız bir Türkistan olmamıştı. Ruslar Çokay’ın Başbakanlık görevine atanmasından iki ay sonra Türkistan Muhtariyeti’ni dağıttı. Dahası, derhâl Mustafa Çokay hakkında ölüm emri çıkartıldı. Çokay, önce Taşkent’e, bir süre sonra Orenburg’a kaçtı.  

Burada Kazak Alaş Millî Hareketi’nin liderleri ve Başkurtların efsane lideri Zeki Velidi Togan ile toplantılar yaptı. Bu liderlerle yaptığı görüşmeler çok verimli olmuş ve onun bağımsız Türkistan düşüncelerini güçlendirmişti. Daha sonra Ruslar tarafından yakalandı ama o yine kaçmayı başardı. Türkistan toprakları bir bir Rus işgaline uğrarken, o ise son olarak İstanbul’a kaçtı. Ancak İstanbul da işgal altındaydı ve bağımsız Türkistan hayâlleri kuran bir lider, burada daha fazla kalamazdı. Ailesi ile birlikte Fransa’ya geçti ve faaliyetlerine ve burada devam etti.

“Türkistan Millî Birliği” adlı teşkilâtını kurarak Avrupa ve Türkiye’de yaşayan Türkistanlıları bir çatı altında toplamayı amaçladı. Sovyetler Birliği’ne savaş ilân eden Alman Nazi Hükûmeti tarafından görevlendirilen Veli Kayyum Han tarafından Türkistan Lejyonlarının kurulması için Almanya’ya davet edildi.

Özbekistan doğumlu Veli Kayyum Han, 1921’de kurulan Buhara Millî Devleti Başbakanı Feyzullah Hoca’nın Almanya’ya yaptığı ziyaret vesilesiyle Berlin’e öğrenci olarak gelmişti. 1924 yılında, büyük bir bölümü Sovyetler Birliği’nin kontrolüne geçen Türkistan’daki millî hükümetler bir bir ortadan kaldırıldı. Tıpkı Mustafa Çokay gibi diğer liderler için de ölüm kararları çıkmıştı ve önemli bir bölümü bu dönemde katledildi. Bu ölüm emirlerinden, Berlin’de yaşayan Veli Kayyum Han da nasibini almıştı. Eğitim gördüğü Berlin’de, gıyabında ölüme mahkûm edildiğini öğrendi.

Veli Kayyum Han, Berlin’de kalarak, Berlin Yüksek Ziraat Mektebi’nin yanı sıra Berlin Yüksek Siyâset Mektebi’ne devam etti ve Berlin Üniversitesi Dış Siyaset Fakültesinden mezun oldu. 1941-1942 yılında Berlin Üniversitesinde doktora yaptı.

Veli Kayyum Han, bir taraftan eğitimine devam ederken, diğer taraftan Türkistan’ın bağımsızlık hareketleri için faaliyetler yürütüyordu. İkinci Dünya Savaşı’nı o da herkes gibi yakından takip ediyordu. Özellikle Almanya’nın 1941’de Sovyetlere savaş ilân etmesinin ardından bu bölgedeki gelişmeleri çok yakından izlemeye başlamıştı.

Almanya, Barbarossa Harekâtı’nda Sovyetler karşısında ilk başta büyük bir ilerleme kaydetmişti. Fakat zaman içinde ağır kış koşulları ve Sovyetlerin yavaş yavaş toparlanması ile bu hızlı ilerleme yavaşlamış  ve yer yer durmuştu. Almanların ellerinde milyonlarca Sovyet esiri vardı. Sovyet esirleri içinde Müslüman Türkistanlılar da vardı. Türkistanlı esirlerin akıbeti ise, Alman Nazi Hükûmeti ile görüşmek için Türkiye’den gelen Turancı liderler ve Avrupa’da yaşayan Türkistanlı liderlerle yapılan görüşmeler sonrası değişecekti.

Almanlar Sovyetlere karşı Türkistanlı esirlerden oluşacak bir askerî lejyon fikrine ısınmışlardı. Bu desteği sağlayacak güçlü liderlere ihtiyaç vardı. Bunlardan biri de Berlin’de yaşayan Veli Kayyum Han’dı. Diğeri ise adını sıkça duydukları Türkistan Millî Birliği Başkanlığını yürüten ve Paris’te yaşayan Mustafa Çokay olacaktı.

Çokay’ı ikna etmek için Veli Kayyum Han’ı görevlendirdiler. Veli Kayyum Han’ın daveti üzerine hür ve bağımsız bir Türkistan umudu yeşeren Mustafa Çokay, Berlin’e gitti.  

Mustafa Çokay, Nazi Hükûmeti yetkilileri ile burada pek çok toplantılar yaptı. Ayrıca fırsat buldukça sık sık esir kamplarına giderek buradaki Türkistanlı esirlerle görüştü. 

Mustafa Çokay, Türkistanlı esirlerin durumuna çok üzülüyordu. Almanlarla Türkistanlı esirlerin durumunun düzeltilmesi adına pek çok kez görüşme yapmış ve esirlerin durumlarının düzeltilmesi adına konularda başarılı dahi olmuştu.

Ancak zaman içinde o da tıpkı diğer Türk liderler gibi Almanların niyetinin sadece Türkistanlı esirleri Sovyetlere karşı bir piyon olarak kullanmak olduğunu, Türkistan’ın bağımsızlığının ve geleceğinin aslında umurlarında olmadığını anlamıştı. Bu yüzden kurulmak istenen Türkistan Lejyonlarının başına geçmeyi reddetti.

Yapılan görüşmeler olumsuz olarak neticelendi. Mustafa Çokay çok geçmeden Paris’e geri döndü. Ancak esir kamplarında kaptığı tifüs sonrası hastalanmıştı ve kısa süre sonra âhirete irtihâl etti.

Mustafa Çokay, esir kamplarında eşine yazdığı bir mektupta söyle der:

Benim yardımımı rica eden, bana ümit bağlayan bu talihsiz zavallılara hiçbir türlü yardımda bulunamadığımdan dolayı ıstırap çekmekteyim; ben onlara yardım vaadinde bulunuyorum, fakat teselli maksadıyla bile bile yalan söylüyorum. Bu hâle ben daha fazla dayanamayacağım, ölümü tercih ediyorum.

Dün 35 kişiyi kurşuna dizilmekten kurtardım, fakat ne kadar zaman için? Onları bir çukura yerleştirdiler; şimdi Ekim ayıdır, onlar yazlık giyimleriyle yarı çıplak hâlde barınak kazımaktadır. Onlara, köpeklere atarcasına ekmek atıyorlar; su yok. Ben onlara tahta, saman veya branda bezi gibi, bari çukuru örtecek bir şey vermelerini ilgililerden ricada bulundum; verecekler mi, bilmiyorum.

Hayvanlardan daha kötü bu adamlar ve de medenî millet... Ben ölmek istiyorum!”

Mustafa Çokay ölmüştü ama oluşturulan Türkistan Lejyonlarının kurulmasında büyük rol oynamıştı. Mustafa Çokay’ın yerine Veli Kayyum Han getirildi. Veli Kayyum Han, Almanlarla işbirliğine sıcak bakıyordu. O da Almanların niyetini biliyordu ancak Türkistanlı esirlerin giderek kötüye giden durumu ve de Sovyetler yerine Almanların himayesinde kurulacak en azından özerk bir Türkistan Birliği fikri onu bu iş birliğine itmişti. 

Türkistan Lejyonu, 1942 yılının Ocak ayında kurulmuştu. Lejyon Özbek, Kazak, Kırgız, Türkmen ve Taciklerden oluşuyordu. Lejyon askerleri de Alman üniforması giymişlerdi. Ancak onların üniformalarının sağ kolunda “Tegnri Biz Menen” yani “Allah Bizimle” yazılı bir arma bulunuyordu…

(Devam edecek...)