İçtimaî hayatın öznesi vakıflar

Vakıf müessesesi, bu paylaşım ve fedakârlığın kurumsallaşarak vücut bulmuş hâlidir. Bu sayede vakfeden kişi yardım etmenin hazzını duyarken, vakıftan faydalanan kişi ise bir müşkülünü hâlletmenin mutluluğunu yaşar.

“BİR hizmetin gelecekte de yapılması ve sürüp gitmesi için belirli koşullarla ve resmî bir işlemle bırakılan gelir, para ya da mülk” biçiminde tanımlanıyor “vakıf” kelimesi sözlüklerde.

Öyle ki, her türlü tamahtan uzak bir şeklide, şahsî kazanım ve mal varlığı, insanların yararına kullanılmak üzere belli hukukî çerçevelerle kamunun kullanımına aktarılmaktadır. Bu vesileyle bazı insanların sahip olduğu ve yine diğer bazı insanların yoksun kaldığı mal ve hizmetler, vakıflar aracılığıyla ihtiyaç sahiplerine ulaştırılmak üzere kamu hizmetine dönüştürülmektedir. Bu sistemde fedakârlık, katılımcılık ve paylaşım ruhu esastır.

Oportünist felsefenin aksine, sahip olunandan feragat edip kendinin olandan başkası lehine vazgeçme vardır bu işin özünde. Başka bir deyişle, tarih boyunca süregelmiş en insanî meziyetlerimizden olan yardımlaşma ve dayanışma duygusunun kurumsallaşmış hâlidir vakıflar.

Toplumların kalkınması ve huzuru, bireylerin refah ve mutluluğuyla mümkündür elbette. Özelde bireylerin ve genelde toplumların sürdürülebilir bir refah ve huzur ortamına sahip olması için vakıf kültürüne haiz kurumların tesisi ve varlıklarının güvence altına alınması elzemdir.

Bir toplumu oluşturan bireylerin tamamı tatmin edici kaynaklara sahip olmayabilir. Böyle bir beklenti içinde olmak akla ve mantığa da uygun değildir zaten. Fakat toplumun ortak bir refah seviyesine ulaşması, sahip olanın varlığını paylaşmasıyla mümkündür. İşte vakıf müessesesi, bu paylaşım ve fedakârlığın kurumsallaşarak vücut bulmuş hâlidir. Bu sayede vakfeden kişi yardım etmenin hazzını duyarken, vakıftan faydalanan kişi ise bir müşkülünü hâlletmenin mutluluğunu yaşar. Her türlü çıkar ve art niyetten uzak vakıf sistemi, dalga dalga bütün toplumu etkileyerek çok önemli bir kamu hizmeti ifa eder.  

Başlangıcı hakkında kesin bir bilgi olmamakla birlikte, vakıfların kökeni çok eskilere dayanmaktadır. Bunun yanı sıra yüce dinimizin öğretilerine uygun olarak İslâm ülkelerinde oldukça gelişmiş ve köklü bir vakıf sistemi mevcuttur. İslâm âleminde ilk vakıf, 706 yılında Emevî Halifesi Abdülmelik oğlu Velid tarafından başkent Şam’da yaptırılan Ümeyye Camiî için kurulmuştur.1

Türk tarihinde ise vakıf sistemi, İslâmiyet’in kabulünden sonra sosyal, kültürel ve ekonomik hayatın en önemli öznelerinden biri hâline gelmiştir. Özellikle Selçuklular ve Osmanlılar döneminde en parlak ve görkemli günlerini yaşamıştır. Orhan Gazi’nin Adapazarı, Kandıra ve Bursa’da inşâ ettirerek vakfettiği cami, medrese, zaviye, aşevi ve misafirhaneler ilk Osmanlı vakıfları olarak anılmaktadır.2

Bu mütevazı başlangıçla birlikte vakıf sistemi bir devlet politikası olarak teşvik edilmiş ve gereken destek hiç esirgenmemiştir. Başta padişahlar olmak üzere devlet adamları ve halktan varlıklı insanlar güçleri nispetince birçok vakıf tesis etmişlerdir. Kurulan vakıfların ayakta kalması, gelişmesi ve sürekliliğinin sağlanması da ihmâl edilmeyerek güvence altına alınmıştır. Vakıfların yönetimi mütevelliler tarafından yapılırken denetim işlemleri ise kadılar eliyle yürütülmüştür.

Ne yazık ki on sekizinci yüzyıldan itibaren vakıf kurumlarının zayıfladığı ve çözülmeye başladığı görülmektedir. Devletin doğrudan müdahaleleri ve belediye düzeni karşısında sürekli güç kaybetmiştir vakıflar. Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde kurulmuş olan ve bugün yöneticisi hayatta olmayan yaklaşık 52 bin vakıf ise Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından temsil ve idare edilmektedir.3

“Parasını Düşüren Çocuklar Vakfı” dahi kuracak kadar hassas ve ince bir anlayışa sahip ecdadımızın bize mirası olan vakıflarımızı yaşatmak ve geliştirmek için gösterilecek gayret bize düşmektedir.

 

1Çağatay, Neşet. Güncel Konular Üzerine Makaleler. Ankara : Türk Tarih Kurumu, 1994.

2Berki, Ali Himmet. Vakıf Kuran İlk Osmanlı Padişahı. Vakıflar Dergisi. 1962, Cilt 5.

3Bayartan, Mehmet. Osmanlı Şehirlerinde Vakıflar ve Şehre Kattığı Değerler. Osmanlı Bilimi Araştırmaları. 10, 2008, Cilt 1.