OBJEKTİFİYLE baktı dünyaya bir ömür. İyiyi,
güzeli, estetiği gördü hep. Yetmiş beş ülkeyi dolaşan bir dünyalı o. Bir seyyah…
Bir sanat seyyahı...
Mevlâna’nın Adapazarlısı… Bir ayağı İstanbul’da sabit, diğer ayağıyla dünyayı dolaşıp
ayağımıza getiren adam!
Evliya
Çelebi’yle akraba, Mevlâna’yla hemdost, Atatürk’le yoldaştır. Gönül gözüyle görür, objektifiyle
fotoğraflar.
Seksen yıllık ömrünün yarısı
fotoğraf peşinde, kalan yarısı hayır
kurumlarının toplantılarında geçti.
Razgrad
Deliorman göçmeni bir ailenin çocuğu
olarak 1937 yılında, Adapazarı’nda
doğdu. Yirmi iki yaşında sanatsal nitelikli fotoğrafa ilgi duydu. “Hocası”, Hüsnü Gürsel’dir. “Adapazarlı Grup-5” ve “AFAK”ın
kurucularından… Yönetmen Baha Gelenbevi’nin daveti üzerine 1964, 1965 ve 1966
yıllarında Adapazarlı Grup-5 olarak İstanbul Şehir Galerisi’nde üç karma
sergiye katıldı. İlk kişisel sergisini 1967 Nisan’ında, İstanbul’da açtı: “Güvercinler”…
Haziran 1967’de Adapazarı depremi, nice sanat
güzelliklerine kanat çırpacak bir göçe sebep oldu: Ver elini İstanbul!
1963’te, Adapazarı’nda,
portre dalında aldığı ilk ödülden bu yana elli dört yılda yüz elliyi aşkın
ödül... Ulusal ve uluslararası yarışmalarda
aldığı ödüllerden bazıları, Uluslararası
(FİAP) Doğa Bienali Büyük Ödülü
(1985), Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu “Çalışan
Kadın”
Birincilik Ödülü (1988), Uluslararası (FİAP) Doğa Bienali Şeref Mansiyonu
(1989), Bursa Büyükşehir Belediyesi 3. Sami
Güner Fotoğraf Yarışması Birincilik Ödülü (1994), 5. İstanbul Fotoğraf Yarışması
Birincilik Ödülü (1995), Şark Hayat-Baymed
“Toprak” konulu yarışmada hem renkli baskı, hem de saydam dalı Birincilik Ödülü
(1998)…
Ödüllerinin tamamını yazsak,
bu yazı sadece onlarla dolar.
“Anadolu’da Zaman”, “Akdeniz’de Zaman”, “Tunus’ta Zaman”, “Sularda Zaman”, “Karadeniz’de Zaman”, “Nil Vadisi’nde Zaman”, “Sis, Bulut, Duman ve Zaman”, “Işık ve
Zaman”, “Türkiye’de Zaman” isimli ve daha sayamadığım birçok saydam prodüksiyonları vardır.
Türkiye’yi tanıtıcı birçok kitapta yüzlerce fotoğrafı bulunan Zaman’ın “Canım Türkiye’m” sergisi, Cumhuriyetin 75’inci yılı kutlamaları çerçevesinde (1998) ve Adana Altın Koza Film Festivali açılışında (1999) sergilendi.
On binlerce fotoğraflık
muhteşem arşivinden 190 adedini “Türkiye’de
Zaman” adıyla kitaplaştırdı (1999).
Başta Şinasi Barutçu Kupası jürisi olmak üzere, birçok ulusal ve uluslararası
fotoğraf yarışmasında jüri üyeliği yapmıştır ve yapmaktadır.
Fotogen üyesi ve İFSAK
onur üyesidir.
“Alaylı fotoğrafçılığı”,
Türkiye’nin şartlarındandır; ömrü boyunca fotoğraf dünyasındaki teknolojik gelişmeleri ve yenilikleri
çok yakından takip eden ve ilk
uygulayan Türk -belki de- odur. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar
Fakültesi Fotoğraf Bölümü öğretim
elemanı olarak bir dönem verdiği eğitim ve yetiştirdiği öğrencilerle gurur duyar.
Fotoğraf dergisinde her ay eğitici yazılar yazmakta, National
Geopraphic Traveler-Gezi dergisi
için yurtiçinde ve dışında geziler yapmaktadır.
Yarım asırlık Bakırköylüdür; 1967’den bu yana, geçimini
Bakırköy’de açtığı iki fotoğraf
stüdyosuyla sağlamaktadır.
İyi para harcar; çünkü iyi yaşamayı sever. Onun için “iyi
yaşamaktan murat”, insanlara hizmet
ve dünyayı dolaşmaktır.
Başarısında, 1961’de
evlendiği Gülten Hanım’ın payı
büyüktür; eğitimi hayatın mihveri addeden Zaman çiftinin iki kızları var:
Avukat Gülnur, tiyatro eğitimi
alan işletmeci Melike.
Vermeyi seven adam! Vermenin yakıştığı adam!
“Vefa” kelimesi sanki onun için türetilmiş...
Beş on bin yıllık
medeniyetleri objektifiyle gün yüzüne
çıkarır.
Müşkülpesent
adamdır, kolay beğenmez; bir günlüğüne
gittiği hâlde beş günde bin kare fotoğraf çektiği geziden dönerken, “Gene doğru
dürüst bir fotoğraf çekemedik”
diye hayıflandığına sık rastlanır.
Sağlamcıdır; sık sık kullandığı sözü, “İşini kış tut, yaz çıkarsa bahtına!”dır.
Başarısında, kendini sürekli
geliştirmesinin, yenilik arayışının, hiç eksilmeyen ilk günkü heyecanının ve titizliğinin payı büyüktür. Ona göre “fotoğraf, ışık demektir”; nitekim
fotoğraf sanatçısı Servet Sezgin de onu -tek kelimeyle- “ışık” olarak nitelemektedir.
Yakın dostları, Türk fotoğrafının
da dev isimleridir zaten: Hüsnü Gürsel,
Prof. Dr. Sabit Kalfagil, İzzet Keribar, Gültekin Çizgen... Ve yönetmen Engin Uludağ…
O mükemmel bir dost, mükemmel
bir eş, mükemmel bir arkadaştır; fotoğraflarındaki mükemmellik biraz da
bundandır.
Elli yıldır güzeller güzeli
İstanbul için “Buruk bir şiirdir İstanbul; onla da olmuyor onsuz da!” diyor.
“Fotoğraf,
tek cümle ile sizin için nedir?” sorusuna cevabı, açık seçik ve nettir: “Benim
için yaşam biçimidir. Mutluluğun her çeşidi benim için fotoğrafta saklıdır.”
İbrahim Zaman’a İbrahim
Zaman’ı sorsanız nasıl mı cevap verir? Ben sordum, işte cevabı: “Arkasına
baktıkça kendini kamçılayan, ‘Her gün nasıl bir arpa boyu daha gelişip fark
yaratırım?’ diyen ben…”
Hücrelerine kadar insan sevgisi ile doludur; vedası da “Sevgiyle kalın” şeklindedir.
Can
insandır; en sık kullandığı kelimesi de “Canım”dır zaten.
Bir mekânda İbrahim Zaman
varsa, bilin ki orada neşe vardır, hayat vardır, estetik vardır; hayatı dolu
dolu yaşar.
Çevresine ışık ve hayat saçan adam!
Işıkla
şiir yazan fotoğrafçı!