İBB’nin PKK aşkı

Bir programda Mehmet Akif Ersoy’un, “PKK’ya, FETÖ’ye ve özellikle yabancı basının seçimlerle ilişkin tartıştığı meselelerle ilgili bir mesajınız var mı?” sorusuna şöyle cevap vermişti: “Ne olabilir ki? Gelin, Türkiye’yi hep beraber yönetelim ya!” Telaşla araya giren Ersoy’un, “Hayır, hayır! FETÖ ve PKK ile ilgili diyorum…” şeklinde uyarısına rağmen İmamoğlu, havanda su dövmüş ve topu taca atmıştı. Eh, İmamoğlu’nu bu konuda fazla da eleştirmemek lâzım. Zaten söyleyeceğini seçim öncesi açık açık söylemiş.

“İSTANBUL’u fetheden Yunanlı” kürsüden höykürüyor: “Bir devlet sokakta yürüyen vatandaşına terörist der mi arkadaş? Bunu bir bakan, ağzıyla söyler mi? Üzülüyorum.”

O bakan da Süleyman Soylu. Yani İçişleri Bakanı…

Soylu’nun açıklamalarını dinlediğimizde sokakta yürüyen vatandaştan değil, İBB’ye alınan kadrolardan bahsettiğini görüyoruz. İBB’ye alınan 35-40 bin “vatandaştan” sadece 12 bini için yapılan araştırmada beş yüzün üzerinde PKK’lı tespit edilmiş.

Geriye kalan 20-25 bin personel hakkında yapılacak araştırma İmamoğlu’nu daha ne kadar üzecek, onu da zaman içerisinde göreceğiz.

Sokakta yürürken İBB’de işe alınan bazı vatandaşlarımıza bakalım dilerseniz…

Meselâ Özgür K., PKK/KCK terör örgütü içerisinde faaliyet göstermek üzere kırsal alanına katılım yapmış. 2017’de güvenlik güçlerince yakalanmış, ayrıca örgütün gençlik yapılanması içerisinde birçok illegal eyleme katıldığı öğrenilmiş.

O şimdi İBB’ye bağlı İstanbul Ağaç Peyzaj Eğitim Hizmetleri ve Hayvanat Bahçesi İşletmeciliği San. Tic. A.Ş.’de çalışıyor.

KCK/TM içerisindeki faaliyetlerinden dolayı “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 14 Temmuz 2012’de yakalanıp cezaevine gönderilen Nurettin K. da aynı şirkette elan.

2013’te PKK/KCK terör örgütü içerisinde faaliyet göstermek üzere kırsal alanına katılım yapan, ayrıca örgütün gençlik yapılanması içerisinde birçok illegal eyleme katıldığı tespit edilen Mustafa K. da İBB’den maaş almakta.

Misâl, 2015 yılında HDP ve DBP il binası önünde basın açıklaması ve yürüyüş eylemine katılan “Önderliğin Özgürlüğü Özgürlüğümüzdür” şeklinde pankart ve çok sayıda terörist başı resmi bulunan dövizlerin açıldığı eyleme katıldığı tespit edilen Osman B. de İBB bünyesine katılmış.

İSPER İstanbul Personel Yönetim A.Ş.’de çalışan Melikşah K. isimli “yolda yürüyen vatandaşın” da PKK’nın gençlik yapılanmasında faaliyet yürüttüğü ve örgütsel faaliyetlerden dolayı iki defa gözaltına alındığı öğrenilmiş.

İSPER İstanbul Personel Yönetim A.Ş.’de büro işçisi olarak çalışan Sevtap A. isimli bir diğer “yolda yürüyen vatandaş”, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınmış. Sevtap A.’nın PKK/KCK terör örgütü adına kırsal alana eleman aktarımı faaliyetlerinde bulunduğu tespit edilmiş. Kendisi personel yönetim işlerinde tecrübeli birisi yani.

İmamoğlu’nun ilgisi, sadece PKK/PYD/KCK’lılarla da mahdut değil üstelik.

FETÖ soruşturmaları kapsamında, askerî lise sınavlarına hazırlanan öğrencilere ev abiliği yaptığı öğrenilen Oktay T. de artık bir İBB çalışanı.

15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında ordudan atılan eski üsteğmen Mustafa G. de “yolda yürüyen vatandaş” kontenjanından İBB’nin iştiraki olan İstanbul Beton Elemanları ve Hazır Beton Fabrikaları Sanayi Şirketi’nde işe alınmış durumda.

Listeyi daha da uzatmak pek mümkün ama biz sayfamızı idareli kullanalım. Tam listeyi internetten bulabilirsiniz.

Görünen o ki, İstanbul şeysi, genel müdürünün izinden gidiyor. Ne de olsa lokomotif nereye giderse, katar da onu takip eder.

CHP Genel Müdürü Kemal abimiz de hendek olayları esnasında hendek kazıp barikat kuran teröristler için “arkadaşlar” demişti.

Aynı genel müdürün PYD için “topraklarını savunan bir oluşum” tanımlaması da arşivlerde duruyor hâlâ.

Hatta katıldığı bir televizyon programında “PYD bizi mi vuracak?” sorusu sadece programı sunan moderatörü değil, tüm Türkiye’yi dumura uğratmıştı. Zira o aralar güney sınırımızdaki illerimize her gün PYD roketleri yağmakta idi.

Genel Müdürün Cumhurbaşkanı olması durumunda bütün KHK’lılara yeniden görevlerini iade edeceği sözü hepimizin malûmu.

CHP’li vekillerden Sezgin Tanrıkulu ve Gamze İlgezdi de başka bir “yolda gezerken ölen vatandaşın” cenazesine katılıp gözyaşları dökmüşlerdi. Yalnız şöyle bir sıkıntı vardı ki, o “yolda gezen vatandaşın” tabutunun üzerinde örgütün paçavrası sarılıydı.

CHP’li Veli Ağababa’nın Gazi Meclis’e getirdiği ve birlikte basın açıklaması yaptıkları Özge A. isimli bir başka “yolda yürüyen vatandaş” da Suriye’nin Resulayn bölgesinde PKK/YPG’li teröristlere yönelik düzenlenen TSK operasyonunda ölü olarak ele geçirilmişti. Ya da “etkisiz hâlâ getirilmişti” diyelim…

Neyse, konumuza dönelim; İBB ve İmamoğlu’na…

İmamoğlu, yerel seçimler öncesi Haber Türk kanalına çıkmış, Didem Aslan Yılmaz ile Mehmet Akif Ersoy’un sorularına cevap vermişti.

Mezkûr programda Mehmet Akif Ersoy’un, “PKK’ya, FETÖ’ye ve özellikle yabancı basının seçimlerle ilişkin tartıştığı meselelerle ilgili bir mesajınız var mı?” sorusuna şöyle cevap vermişti: “Ne olabilir ki? Gelin, Türkiye’yi hep beraber yönetelim ya!

Telaşla araya giren Ersoy’un, “Hayır, hayır! FETÖ ve PKK ile ilgili diyorum…” şeklinde uyarısına rağmen İmamoğlu, havanda su dövmüş ve topu taca atmıştı.

Eh, İmamoğlu’nu bu konuda fazla da eleştirmemek lâzım. Zaten söyleyeceğini seçim öncesi açık açık söylemiş.

Bizlere, “Tüm İstanbul, hatta tüm Türkiye için geçmiş olsun… Yolda gezen vatandaşlara da hayırlı uğurlu olsun” demek düşer. Allah muhabbetinizi artırsın…

Kalınız sağlıcakla efendim…