Her şey büyük savaşı engellemek için

Dünyayı okuyan insanlar emin olsunlar ki, Türkiye daha büyük bir savaşın meydana çıkması için tek yol gösterici, tek deniz feneri. Rotalarını bu vicdan limanına kıranlar, barış ve huzurdan başka bir şeyle karşılaşmayacaklar.

TÜRKİYE, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üyelik başvurusunu veto edeceğini dünyaya ilân etti.

Bu ilân esnasında Türkiye, gerekçe olarak İsveç ile Finlandiya’nın PKK’ya verdiği desteği öne sürdü.

Doğrusu PKK, Türkiye’nin kendi sınırları içerisinde, Suriye’de ve de Irak’ta gerçekleştirdiği operasyonlarla, Türkiye sınırları içinde yahut dışında PKK ve benzeri terör örgütlerine sempati besleyenleri terör eylemlerinden uzak tutan bir psikolojik zemin inşâ etti.

Son beş yılda teröre karşı gerçekleştirilen mücadele, daha önce istihbarî ve lojistik anlamda destek alarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni zarara uğratan PKK’lı teröristlerde, “Başımıza bomba yiyeceğimize, biz de diğer insanlar gibi Türkiye’de yahut başka ülkelerde Türkiye düşmanlığımızı eylem yerine söyleme taşırız” düşüncesini oluşturdu.

Yani Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde silahlı terörü fiilen yaşatmak isteyenlerde trajik bir demokrasi fikri uyandırdı.

Sadece Türk Silahlı Kuvvetleri’nin değil, Millî İstihbarat Teşkilatı’nın da yurtiçinde ve özellikle de dünyanın her ülkesinde uzun süredir yürüttüğü PKK’lı elebaşı avı, bırakınız İsveç ve Finlandiya’yı, ABD ve Almanya’da dahi derin bir Türk İstihbaratı korkusuna dönüştü. Bu nedenle filanca ülkede filanca bakan filanca şekilde PKK’ya destek olmuş, filanca ünlü PKK’lıları sempatik göstermiş gibi durumlar Türkiye Cumhuriyeti Devleti için birer ultrason raporu tespiti.

Dünyanın sadece barış ve adalet için dua eden insanları, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni hayranlıkla takip ediyorlar. Ve örneğin İsveç ile Finlandiya’nın NATO başvurusunu veto edeceğini ilân eden Türkiye’yi, üçüncü bir büyük savaşı engelleyen yegâne vicdanî set olarak algılıyorlar.

Türkiye’de ve dünyada Devletimizin bu konudaki tavrı, Rusya-Ukrayna Savaşı’ndan başlayarak dünyadaki bütün savaşların sükûnete ermesi için öncelikli gösterilen gayretlerden biri olarak fark edilmelidir.

Türkiye, Suriye’ye girmemek konusunda bütün tercihleri denemişti, malûm. Aynı Türkiye, vakt-i zamanında Kıbrıs ve Irak’a girmemek konusunda da bütün tercihleri denemişti.

Bugün Türkiye, Rusya’nın Ukrayna konusunda daha dengeli davranması için nasıl elinden geleni yapıyorsa, o günlerde de Suriye konusunda Fransa’yı, ABD’yi, Rusya’yı ve İran’ı; Irak konusunda İngiltere ve ABD’yi; Kıbrıs konusunda İngiltere ve Yunanistan’ı muhatap alarak elinden geleni yapmıştı.

İsteniyor ki, Türkiye hiçbir konuda sesini çıkarmasın, kulağının üzerine yatsın. Bu, Türkiye’nin bundan daha zayıf algılandığı zamanlarda dahi kabul ettiği bir şey olmadı. Hele böyle bir kuvvet ve böyle bir fırsat bütünlüğü eline geçmişken kabul edebilir mi?

Dünyayı okuyan insanlar emin olsunlar ki, Türkiye daha büyük bir savaşın meydana çıkması için tek yol gösterici, tek deniz feneri. Rotalarını bu vicdan limanına kıranlar, barış ve huzurdan başka bir şeyle karşılaşmayacaklar.