Hazır mıyız?

Küresel ölçekteki bu salgın hastalığın önlenmesi için yapılan bazı düzenlemelerden aşı kartı olmadan seyahat edememek, HES kodu olmadan bazı kamusal alanlara girememek veya ulaşım araçlarından yararlanamamak gibi dijital ortamda yapılan uygulamalar, insanların kült hâlinde sevk ve idare edilmesinin altyapısını oluşturmaktadır.

HAYATA dâhil edilen her teknoloji, toplum kültürlerini etkilemiştir. Bununla birlikte dünya üzerinde üretim, ticaret ve iletişim şekilleri de değişmiştir. Avrupa nüfusunun hızlı artışı, sömürgecilik, teknolojik ilerlemeler, üretilen buharlı makineler, girişimcilik, ticaret hukukunun gelişmesi, sanayi yatırımlarının artması ve de ekonomik ve ticarî haklar ile özel mülkiyetin güvence altına alınması, Sanayi Devrimi’nin yaşanmasına sebep olarak sıralanmaktadır.

İkinci sanayi devriminde ise buharlı makineler, elektrik, petrol ve doğal gaz ile çalışan ürünler gelişmiştir. Üçüncü sanayi devriminde otomobil ve uçak gibi motorlu araçların icadı olmuştur. Dördüncü sanayi devriminde ise bilgisayar teknolojisi, insanların hayatına dâhil olmuş ve ayrıca internet, robot teknolojisi, yapay zekâ ve sürücüsüz araçlar geliştirilmiştir.

5G ve hibrit insan (hem fiziksel, hem de mental olarak geliştirilmiş insan) bu dönemde projelendirilmiş ve henüz gelişme aşamasındadır. Öte yandan dördüncü sanayi döneminin son merhalesinde yeni dünya düzeninin kavramları olarak Blokchain, nesnelerin interneti ve Singularity  (teknolojide tekillik) ön plâna çıkmıştır.

Yeni dünya düzeninde ön plâna çıkan Blokchain; bloklardan oluşan, şifrelenerek işlem takibi yapan, kırılamayan, değiştirilemeyen bir veri tabanı sistemidir. Nesnelerin interneti ise, fiziksel nesnelerin internete bağlanması ve entegre olmuş diğer cihaz sistemlerini birbirine bağlayan mekanizmalar bütünüdür. Buzdolabında biten zeytinin yine buzdolabı tarafından marketten sipariş edilmesi ve bedelinin ise sanal parayla (Bitcoin gibi) karşılanması, bu teknolojik sistemin en bariz örneğidir. 

Singularity veya teknolojik tekillik ise şöyle tarif ediliyor: Yapay zekâ teknolojisinin ileri düzeyde geliştirilmesi suretiyle insan zekâsının ötesine geçilerek insanların mevcut hayatını ve doğasını değiştirmeyi hedefleyen sistem…

Kovid-19 Salgını ile toplumsal hayatta ve bundan sonra meydana gelen değişikliklerin hayatımıza girmesiyle yaşam tarzımızda farklılıklara sebep olacağı aşikârdır. Örneğin çarşı, pazar veya alışveriş merkezi gibi mekânların yerine, sanal ortamda (internet) yapılan alışverişler; insanların zamanını ve mekân anlayışını, mesai düzenini, ödeme seçeneklerini baştanbaşa değiştirmiştir. Yine aynı örneği esas aldığımızda, çalışma hayatı, iş sahaları, tüketim anlayışı, üretim şekli, alışveriş seçenekleri, lojistik, dağıtım ve hizmet sektörü kendiliğinden değişmiştir. Diğer taraftan eğitim sistemi, yüz yüze eğitim yerine ağırlıklı olarak sanal eğitime evirilerek, eğitim süresi de plânlanarak radikal bir değişim hedeflenmektedir.

Kovid-19 Salgını ile yeni dünya düzenine başlanmış ve dolayısıyla maske, mesafe ve hijyen kuralları hayata geçirilmiştir. Buna paralel olarak insanların bireyselleştiğini, kişilerin birbirlerine yabancılaştığını, ailelerin birbirinden koptuğunu, uluslararası ilişkilerin kısıtlandığını rahatlıkla gözlemlemekteyiz. Bilinçli ve tasarlanarak laboratuvar ortamında oluşturulduğu iddia edilen Koronavirüs dünyaya yayılmış ve böylece insanlar âdeta tek merkezden komut alarak sevk ve idare edilmeye alıştırılmıştır. Şayet böyle bir komplo teorisi varsa, virüsü üretenlerin dünyayı kontrol altına alma amacı olması muhtemeldir. Söz konusu bu salgın hastalığın tedavisi için üretilen ilâç veya aşılar, onları üreten ülkeler tarafından siyâsî ve ekonomik baskı aracı ve emperyalist zihniyetli ülkelerin en önemli eko-politik kozu hâline gelmiştir. 

Küresel ölçekteki bu salgın hastalığın önlenmesi için yapılan bazı düzenlemelerden aşı kartı olmadan seyahat edememek, HES kodu olmadan bazı kamusal alanlara girememek veya ulaşım araçlarından yararlanamamak gibi dijital ortamda yapılan uygulamalar, insanların kült hâlinde sevk ve idare edilmesinin altyapısını oluşturmaktadır.

Kapitalizm, üretim araçlarının özel mülkiyetine ve bunların kâr amacı ile işletilmesine dayanan ekonomik sistemdir. Koronavirüsünün ortaya çıkması ve aşının zorunlu hâle gelmesi, kapitalizm gibi bazı kavramları tekrar irdelememizi sağlıyor.

Sekülerizm de bunlardan… Toplumda ahiretten ve diğer dinî-ruhanî meselelerden ziyade dünya hayatına odaklanılması yönündeki inanç tarzı olan sekülerizm, din merkezli ögeleri sosyal, hukukî ve siyâsî anlamda tayin edici kılan bir yaklaşımın tersine, dünyanın nesnel hâlinin göz önünde tutulması demektir. İslâm’ın sadece bireysel bir inanç meselesi hâline indirgenmesi, başka bir ifadeyle ise ibadete taallûk eden kısmının hayata aktarılması ve yaşanması, diğer hükümlerinin de (muamelât, ahlâk gibi) saf dışı bırakılması, İslâm’ın tam anlamıyla protestanlaştırılmasıdır.

İslâm dininin tüm hükümlerinin hayata aktarılması ve yaşanılır hâle gelmesi, yeni dünya düzeninin önündeki en büyük engeldir. Zira Yahudilik ve Hıristiyanlık gibi diğer ilâhî dinler tahrip edilerek bu dinlerin inanç ve ahlâk esasları ve de diğer hükümleri ortadan kaldırılmış, bu dinlerin içi boşaltılmış ve sadece dinî bir ritüel hâline gelmiştir. Bu yüzden bu dinler yeni dünya düzeninin önünde bir engel teşkil etmemektedir. İslâm dini tüm hükümleriyle birlikte diri ve canlıdır. İnsanlığın kurtuluşunun tek anahtarıdır. Yeni dünya düzeninin kurucuları, muhkem olan bu dini tahrip edemeyeceklerini bildikleri için İslâm’ı protestanlaştırma yolunu tercih etmişlerdir.

Yeni dünya düzeni, kendine has bir din oluşturarak insanları mevcut dininden uzaklaştırıp, onları inanç yönünden de dönüştürmeyi hedeflemektedir. İhdas ettiği bu inancın asıl amacı, insanları kontrol altına almaktır.

Küresel salgın esnasında hayata geçirilen aşı gibi bazı uygulamalar âdeta insanlara dayatılmış ve tek çıkış yolu olarak gösterilmiştir. Hayatın her alanında teklik anlayışı hâkim kılınmaya çalışılmaktadır. Yeni dünya düzeninin ileriki safhalarında tasarlanan manyetik çipler ise insanın özgürlüğünü ve iradesini tehdit eden varyantlardır. Bir Müslüman kişinin mükellefiyeti hür olmak, akıllı olmak ve buluğ çağına girmiş olmakla başlar. Yeni dünya düzeninin kontrol edilebilir insan ile yapılmaya, uygulanmaya çalışıldığı sistem, kişinin hür aklının bir anlamda esir alınmasıdır.

Yeni dünya düzeninin sahipleri iradelerini bu yola tevcih etseler bile, bilmedikleri bir şey var: Kulun istek ve iradesi, Allah’ın takdirini değiştiremez!