Hayatın temelini inşâ eden bir tür olarak elektronik okuryazarlık

Elektronik okuryazarlık, nesiller arasındaki iletişimin yönü ve derinliğini de belirleyen en önemli kavram olarak karşımızda duruyor. Toplumsal iletişimin devamı çok büyük oranda dijital alanlara kaymış durumda. Dolayısıyla hayatın, toplumun ve üretimin devamlılığı için gerekli olan iletişimin sürdürülebilmesi ancak ve ancak elektronik okuryazarlık gibi okuryazarlık becerilerinin gelişmesine bağlı. Bu da insanların teknoloji ile barışık olmalarına, diğer bir deyişle elektronik okuryazar olmalarına bağlı…

SON üç yazıdır okuryazarlık üzerine yazılar kaleme alıyorum. En son yazımda, bilgi çağında olduğumuz gerçeğinden yola çıkarak “bilgi okuryazarlığı” üzerinde durmuştum. Bu yazımda ise enformasyonun dijitalleşmesinden yola çıkarak “elektronik okuryazarlık” üzerinde durmaya çalışacağım.

Günümüzde bilgisayarın etki etmediği, yönlendirmediği veya temelini oluşturmadığı bir alan neredeyse yok gibi. Yani hemen hemen her şey bir şekilde bilgisayar teknolojisi ile ilintili. Hele yaşam içerisinde en çok kullandığımız şeyler bilgisayar teknolojileri temelli. Öyle ki, önüne “e-” konulan “e-ticaret”, “e-devlet” gibi bir sürü kavram hayatımızın temelinde yer alıyor.

Bilgisayar teknolojileri temelinde hayatımıza giren bu kavramlar ve bu kavramların sanal dünyadaki karşılığı olan uygulamalarla hayatımıza yön veriyoruz. Önceleri basit bir ikametgâh ilmühaberi almak için dakikalarca muhtarlıkların ya da SGK kaydı çıkarmak için SGK önlerinde beklerken artık bunlar e-devlet uygulamasından anında hâlledilebiliyor.

Ya da alışveriş yapmak için bazen kilometrelerce yol gitmek zorunda kalıyorken, artık evimizde çayımızı yudumlarken dünyanın öte ucundaki bir mağazadan istediğimiz ürünü e-uygulamalar sayesinde birkaç tık ile alabiliyoruz.

Veyahut önceleri mektuplaşma yoluyla günler içerisinde kurabildiğimiz iletişimi bugün e-uygulamalar sayesinde dünyanın öte ucundaki biriyle anında gerçekleştirebiliyoruz. Ancak bunları yapabilmek için ilgili uygulamaları kurup kullanabilecek donanımda elektronik okuryazarı olmak gerekiyor.

Bu uygulamalar o kadar hayatımızın merkezinde ki onlar olmadan neredeyse ne insanlarla, ne de devletle ilişkilerimizi düzenleyebiliyoruz.

Artık eğitim bile elektronik ortamlardan işlenir hâle geldi. Eğitim için gerekli materyaller dijitalleşti. Artık öğrenciler kaynaklara elektronik ortamlardan ulaşabiliyorlar. Notlar artık elektronik ortamlardan görüntülenebiliyor. Karne dahi nostaljik bir ögeye dönüştü. E-kütüphaneler giderek çoğalıyor...

Elektronik okuryazarı olmayan insanlar için hayatı düzenlemek giderek zorlaşıyor. Günümüzde çok sayıda insan, elektronik okuryazarı olmadığı için bir “E-Devlet” şifresine bile sahip değil. Dolayısıyla en temel uygulamalardan biri olan “E-Devlet” uygulamasını azımsanmayacak sayıda insan kullanamıyor.

Elektronik okuryazarlık, nesiller arasındaki iletişimin yönü ve derinliğini de belirleyen en önemli kavram olarak karşımızda duruyor. Toplumsal iletişimin devamı çok büyük oranda dijital alanlara kaymış durumda. Dolayısıyla hayatın, toplumun ve üretimin devamlılığı için gerekli olan iletişimin sürdürülebilmesi ancak ve ancak elektronik okuryazarlık gibi okuryazarlık becerilerinin gelişmesine bağlı. Bu da insanların teknoloji ile barışık olmalarına, diğer bir deyişle elektronik okuryazar olmalarına bağlı.

Elektronik okuryazarlık; bilgi okuryazarlığı, görsel okuryazarlık, medya okuryazarlığı gibi hayatın temelini derinden ilgilendiren okuryazarlık türlerinin de temelini oluşturuyor. Dolayısıyla elektronik okuryazarlık, hayatın inşâ edilmesinde görünenin ötesinde bir işleve sahip.

Ve tüm bunlar, insanların elektronik okuryazarı olmasını zorunlu kılıyor!