Hatırla ey peri

Ekremciğimin 2019’daki konuşmasından bir bölümle bitirelim: “Yöneticilerin sizlere verdiği her sözü takip edin, sözünü tutmayanı da derhâl sandıkta cezasını kesin, evine yollayın.” Kıracak mıyız şimdi Ekremciğimi?

SORULUYOR: “Haftada bir gün belediyenin sosyal tesislerinde düğün… Böyle bir vaadiniz var mıydı?”

“Hatırlamıyorum.”

Oysa böyle bir vaadi vardı Ekremciğimin. Sosyal tesisler evlenecek çiftlere açılacaktı.

“Peki, 15 bin sosyal konut yapılacaktı, o ne oldu?”

Cevap: “Hatırladığım kadarıyla 10 bin miydi neydi…”

Gerçi biz o 10 bine de fitiz, o da yapılabilmiş değil. Vaatler arasında bulunan 100 bin yeni konutun da ancak 5 bini yapıldı koca beş yılda.

Yeni soru geliyor: “Deniz altıyla kent içi yolculuk demişsiniz meselâ, bunu hatırlıyor musunuz? Bunları sizin broşürünüzden aldık.”

“Onu da hatırlamıyorum.”

Beyefendinin vaatler kitapçığı varmış, bilseymiş getirirmiş. Bilememiş.

Getirmediği de yerinde olmuş. Yerine getirdiği vaatler yüzde beşi bile ya buluyor, ya bulmuyor.

Yeni soru: “Beş yıl sonra musluktan içme suyu sağlanacak… İçiliyor mu?”

“İçiliyor, evet, evet.”

“Peki, siz içiyor musunuz?”

Cevap ibretlik: “Her gün oturup musluktan su içmiyorum, vaktim yok.”

Fıkra mısın birader?

Yeni sorulara geçelim: “İçiniz rahat mı? Beş yılda İstanbul’u depreme hazırladınız mı?”

“Mümkün mü? Beş yılda nasıl hazırlayalım?”

Beş yıl önce öyle demiyordu Ekremciğim ama. İstanbul’u beş yılda depreme hazır hâle getireceğini ilân etmişti.

Deprem bütçesi reklâm bütçesinin yarısı kadar dahi olmayan bir belediye yönetiminden fazla bir şey beklemek de hayâlcilik olurdu.

Soruluyor: “‘Mevcut metro hatlarını iki katına çıkaracağız’ demişsiniz?”

“Kim demiş, ne zaman demişiz? Hatırlamıyorum.”

Daha önce de öğrencilere bedava ulaşım vaadini hatırlamamıştı zaten.

“‘Beş yılda Havaray yapacağız’ demiştiniz, o ne oldu?”

El-cevab: “Yetişmedi. Yetişmezdi zaten.”

Başka bir programda bir kızcağız soruyor: “Temelini kendiniz atıp, başlatıp bitirdiğiniz bir metro hattı var mı?”

Soruya soruyla cevap veriyor Ekremciğim, üstelik fena hâlde kızıyor: “Metronun temeli nasıl atılıyor, söylesene?”

Muhatabını susturup sindirmek için aynı soruyu üç dört kez soruyor üst üste. Soruyu gargaraya getiriyor kendince.

Ekremciğimin metro temelinin nasıl atılacağını vatandaşa sorması da normal haddizatında. Böyle bir icraatı olsaydı, bu soruyu seyirciye sormasına gerek kalmazdı zaten.

Kabahat seyircide. Ekremciğime temel atma töreni değil, “temel atmama törenini” sorsaydı, cevabını alırdı muhakkak. Yahut “metro çalışmalarına başlama töreni” de sorulabilirdi kendisine meselâ.

Bir başka seyirci söz alıp Ekremciğime kar felâketinde İngiliz Büyükelçi ile gittiği rakı-balık gecesini soruyor. Bir güzel fırçasını yiyip oturuyor o da. “AKP ağzı” ile konuşuyormuş seyirci. Ne büyük kabahat!

Ciddî derecede B12 eksiği olan Ekremciğim, İstanbul halkından bir beş yıl daha istiyor. Muhtemelen beş yıl sonra hatırlamayacağı yeni vaatlerini sıralıyor çıktığı programlarda, mitinglerde.

Beş yıldır belediye başkanı olduğunu da yeni hatırladı gerçi. Bodrum’dan, Palandöken’den, Atina’dan arta kalan zamanlarında Ekremciğimi ya yabancı büyükelçilerle görüşmelerde yahut koltuk kavgalarında hatırlıyoruz daha ziyade.

Beş yıl boyunca belediye başkanı olduğunu unutan, beş yılın sonunda karnesi sorulduğunda hiçbir vaadini hatırlamayan değişik bir vaka ile karşı karşıyayız.

Yazımızı yine Ekremciğimin 2019’daki konuşmasından bir bölümle bitirelim: “Yöneticilerin sizlere verdiği her sözü takip edin, sözünü tutmayanı da derhâl sandıkta cezasını kesin, evine yollayın.”

Kıracak mıyız şimdi Ekremciğimi?

Kalınız sağlıcakla efendim…