Haluk ve Selçuk Bayraktar’a açık mektup

Haluk ve Selçuk Bayraktar’ın şahsen konteyner kent kurmak için değil yirmi gün, yirmi saniye bile geçirmemeleri gerektiğini, hemen işlerinin başına dönmeleri ve yaptıkları işleri daha da hızlandırarak, bir yılda yapmayı plânladıkları bir iş varsa yeniden plânlayıp takviyeler yaparak en az altı ayda tamamlamaları gerektiğini düşünüyor ve buna cân-ı gönülden inanıyorum.

SOSYAL medya üzerinden en son izlediğim videoda Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, “Kahramanmaraş’ta inşâsına başladığımız 520 adetlik Baykar Konteyner Kent çalışmalarımız hızla devam ediyor, inşallah 20 gün içerisinde tamamlanmış olacak” diyordu.

Bizzat işin başında olmak üzere konteyner kent oluşturma çalışması yapıyor Bayraktar. Bu tabiî milletimiz için ve öncelikle deprem bölgesindeki insanlar için çok büyük ve takdire şayan bir iş.

Firma olarak kendilerinden katbekat büyük ve onlarca yıl önce kurulmuş yüzlerce büyük firmanın kulağı üzerine yattığı bir ortamda depremzedeler için onlarca firmadan daha fazla yardım yapıp takdir topladılar Haluk ve Selçuk Bayraktar kardeşler. Ve daha bu çalışmaya devam ediyorlar.

Tekrar edeyim, bu takdir edilecek ve alkışlanacak bir durum ancak burada bir duralım.

Sayın Haluk ve Selçuk Bayraktar kardeşlerin firması Baykar AŞ’nin yapabildiği işleri yapabilecek çapta ülkemizde kaç firma var Allah aşkına? Sadece bizim ülkemizde değil, İslâm âleminde onların yapabildiği veya yapabileceği işleri yapabilecek kaç firma var?

Haluk ve Selçuk Bayraktar’ın şahsen konteyner kent kurmak için değil yirmi gün, yirmi saniye bile geçirmemeleri gerektiğini, hemen işlerinin başına dönmeleri ve yaptıkları işleri daha da hızlandırarak, bir yılda yapmayı plânladıkları bir iş varsa yeniden plânlayıp takviyeler yaparak en az altı ayda tamamlamaları gerektiğini düşünüyor ve buna cân-ı gönülden inanıyorum.

Yapacakları yardımlar ve konteyner kent için güvenecekleri, işinin ehli olan ve işlerinde başarılı insanlara bu çalışmayı devredip verecekleri maddî destekle bu hizmetleri yaptırmalarının memleketimiz ve milletimiz için olmazsa olmaz olduğuna kaniyim.

Şu an ülke ve millet olarak çok ince ve çok tehlikeli bir yoldan geçiyoruz. Deprem bölgesinde hizmet yürütecek yüzlerce, binlerce insan bulabilirsiniz. Ancak sizin yaptığınız ve yapacağınız işleri yapacak çapta ne yazık ki özel sektörde ikinci bir firma ve bu evsafta ikinci bir kadro bulamazsınız. Diğer savunma sanayii firmaları için de aynı şekilde, eğer deprem bölgelerindeyseler hemen işlerinin başına dönmeleri gerektiği hususuna dikkat çekmek üzere bu düşüncemi yüksek sesle söylüyorum.

Baykar AŞ’ye veya savunma sanayii alanında mümtaz hizmetler gören diğer firmaların kıymetli elemanlarına akıl vermek, yol göstermek benim haddim değil. Ancak benim ve ülkemin insanlarının bu firmaların çalışmalarına ekmekten, tuzdan, sudan çok daha fazla ihtiyacı var bugünlerde. Hatta önümüzdeki günler ve yıllarda onların yapabilecekleri işleri ne kadar erken yaparlarsa ben ve ülkem o kadar emniyet ve güvene kavuşacak Allah’ın izniyle. Nesillerimizin güvenliği bu gibi hizmetlerin daha hızlı ve daha fazla yapılmasına bağlı.

Bunu evvelâ savunma sanayii firmalarına söylüyoruz ancak aynı şeyi Devlet yetkilileri için de dile getiriyoruz. Gerekirse tüm askerî personelin de sahadan çekilip ülke savunmasının gerekli olduğu alanlara, merkezlere konuşlandırılması, oraların daha da tahkim edilmesi gerektiği kanaatindeyim acizane. Dört bir yanında çakalların ağızlarından salyalar akıtarak ülkemize doğru diş bilediği bir zamanda daha farklı işlere yönelmezsek değişik alanlarda fırsat arayanlara hiçbir alanda hiçbir fırsat vermemiş oluruz diye düşünüyorum.  

Deprem bölgesinde hizmet veren Emniyet personelimizin de yerini dolduracak kamu ve özel sektörde nice insanlar bulmak hiç de zor olmasa gerek. Böyle tehlikeli zamanlarda her kurdun yanına bir kurt daha ilâve etmek gerekir gece karanlığında çakalların ulumasını duymak istemiyorsak eğer. Çünkü çakallar, karanlık bastığında ulumaya başlarlar. Bizim memleket ve millet olarak içeride ve dışarıda hiçbir çakalın ulumasına fırsat verme lüksümüz yoktur.

Sayın Bayraktar Kardeşlerin Kızılelma’sının değişik versiyonları ile seri üretime alınıp ülkemizin ihtiyaçlarını karşıladığında ve diğer hedefleri olan alçak irtifa uyduları ile ülkemizin semalarını donatıp güvenceye aldıklarında şahsen daha rahat uyuyacağımdan eminim.

Sınırlarımızın içinde ve dışında savunma sanayii alanında dışarıdan ithal edilecek bir toplu iğneye bile ihtiyaç kalmadığı günlerin özlemini çekiyorum uzun yıllardır.

Ülke ve millet olarak yakalanan bu ivmenin bir saniye bile durmaya, duraksamaya veya gecikmeye tahammülü yoktur!

Bunlar acizane şahsî kanaatlerim, kalın sağlıcakla, Allah’a emanet olun…