
VAY arkadaş! Bunlar gerçekten akıllanmayacaklar. Şimdi de hiçbir geliri olmayana ayda birer Cumhuriyet altını vermeyi vaat ediyorlar. Düşük gelirlilere çeyrek, daha düşük gelirlilere de yarım altın vereceklermiş üstelik. Tiko hem de!
Erdoğan’ın ve “damat” diye tefe koydukları Berat Albayrak’ın İngiltere’den getirdikleri altın rezervine gözlerini diktiler ellam.
Bunları söyleyen de CHP’li eczacı Özgür Özel. Hani bundan üç dört yıl mukaddem her çiftçiye bedava traktör vereceklerini vaat eden Özgür Özel…
Daha sonra kendisine bu vaadi hatırlatıldığında tornistan modunu aktif etmiş, “Çarpıcı olsun diye öyle söyledik” demişti.
Aslında konu şöyleymiş, günahını da almayalım: Çiftçiyi o kadar rahatlatacaklarmış, gübreyi, yemi, tohumu o kadar ucuza vereceklermiş ki bir sene içerisinde çiftçi kendi traktörünü alabilecekmiş.
Tabiî bunu bu şekilde söyleyecek olsa o kadar çarpıcı olmayacaktı. “Her çiftçiye bedava traktör” demek yerine, o traktörü çalışıp alacağını söylemek arasında Kandil dağı kadar fark var.
Gerçi CHP’nin kazandığı belediyelerdeki çiftçiler bu yolla birer “bedava” traktör sahibi oldular mı bilemiyorum ama iyi numaraydı yine de.
Özgür Özel şimdi de “bedava altın” vaadinde bulunuyorsa, mutlaka bunda da bir bildiği vardır.
“Çarpıcı” olsun diye böyle söylemiştir kendileri.
Meselâ geliri olmayanlara sokakları süpürttüreceklerdir, zamanında Ekremciğimi alkışlayan kurumuş yaprakları toplattıracaklardır, İBB’nin yaptığı (!) gibi bedava ekmek, su, ulaşım sağlayacaklardır.
Geliri olmayan vatandaş da zaten olmayan gelirini bu harcama kalemlerine sarf etmeyecek, ay sonunda da bir sarrafa gidip o Cumhuriyet altınına kavuşacaktır.
Özgürcüğüm seçimden sonra bu altın vaadinin altını nasıl dolduracak, merakla bekliyorum.
***
Aslında CHP’nin tutar yanı olmayan bu vaatlerine artık şaşırmıyorum da bunca bozuk sicile rağmen hâlâ bu vaatlere kanan ve seçim günü “tıpış tıpış” gidip CHP’nin kazanamayacak adayına oy veren kitleye şaşırıyorum. Bu gelenek on beş seçimdir değişmedi, değişecek gibi de görünmüyor.
Öyle bir kitle ki bu, Diyarbakır’da Selahattin Demirtaş’a özgürlük vaat eden, Yozgat’a vasıl olunca da Kandil’i teröristlerin başına yıkacağını söyleyen Kemal abilerinin her iki sözünü de alkışlayabiliyorlar.
Ülkeyi Londralı tefecilerden kurtaracağını söyleyen Bay Kemal ile “temiz para” bulmak için Londra’da o tefeci senin, bu tefeci benim gezen Bay Kemal arasında bir tenakuz görmüyorlar.
“Akdeniz’de neden yokuz?” diye soran Kemal abilerinin üç gün sonra Libya ile yaptığımız deniz yetki alanları anlaşmasına itiraz etmesi üzerine “Ne söyledi bu şimdi?” diye soramıyorlar.
Kendisine Kapalı Maraş’tan sual eden gazeteciye Kemal abileri “Maraş? Ne Maraş’ı?” diye boş boş baktığında, “Bu adam dış politikayı nasıl yönetecek?” diye düşünesileri gelmiyor.
Her muhtarın yanına birer kalem memuru atayınca işsizliği, kahvede her el öncesi sıfır kâğıt destesi açınca da pandemiyi ortadan kaldıracak üstün zekâya sahip Bay Kemal’den ülke idaresi konusunda hâlâ ümitvarlar.
Böyle bir kitle dünya siyaset tarihinde hiçbir partiye nasip olmamıştır zannımca.
“Otuz beş yıldır aynı vizyonu gösterip duruyorsunuz” diyen spikere CHP Zonguldak İl Başkanı Nezih Anlı, hem de canlı yayında “Halk memnun. 35 yıldır aynı şeyleri kataloğa koyuyoruz, hiçbirini de yapmıyoruz, halk yine bizi seçiyor” diyebiliyor gevrek gevrek.
Kara mizah gibi. Güler misin, ağlar mısın? Sayru musun, sağlar mısın?
Yıllardır CHP’li belediyeler tarafından yönetilen illerde de farklı değil haddizatında. Halk memnun!
Böyle halka can kurban. Halk değil, halka tatlısı mübârek!
Bu halka gel de sen İHA’yı, SİHA’yı, TOGG’u, savunma sanayiini, gaz rezervlerini, Mavi Vatan’ı, yatırım, üretim, istihdam, ihracat ve büyümeyi anlat.
Bu da Erdoğan’ın imtihanı işte. Allah, Erdoğan’ı bu imtihanda muvaffak eylesin, ne diyelim?
Kalınız sağlıcakla efendim.