Hâlâ mı ambargo?

Şu an ambargo uygulananlara bakıyoruz da bir şey olmuyor. Belki denilebilir ki, “Ambargo uygulanan ülkeler gelişemiyorlar”. Çok basit bir cevabı var bunun: Ambargo uygulanmayan ülkelerin hepsi gelişmiş mi? 2000’den önce Türkiye’ye ambargo uygulandığı için mi Türkiye gelişemiyordu acaba?

AMBARGONUN, icat edildiğinden beri işe yaradığını sanmıyorum. Peygamberimize ve sahabeye Mekkeli müşrikler ambargo uyguladılar. Sonuç ne oldu? Öyle ki, yiyecek sıkıntısı dahi çektiler ama İslâm’ın ilerleyişi durdurulamadı veya marjinal bir din hâline getirilemedi.

Soğuk Savaş dönemi gibi ambargoların çokça söz konusu olduğu dönemler var. İran’a, Venezuela’ya ve Kuzey Kore’ye hâlen ambargo uygulanıyor. Sonuç?

Ambargo hiçbir zaman muhatabını yolundan döndürmez. İlerleme hızını düşürebilir, ithalat mâliyetini arttırabilir ama umulduğu gibi olmaz.

Şu an ambargo uygulananlara bakıyoruz da bir şey olmuyor. Belki denilebilir ki, “Ambargo uygulanan ülkeler gelişemiyorlar”. Çok basit bir cevabı var bunun: Ambargo uygulanmayan ülkelerin hepsi gelişmiş mi? 2000’den önce Türkiye’ye ambargo uygulandığı için mi Türkiye gelişemiyordu acaba?

Ambargo, gelişmekle ilgili bir sebep olabilir ama yüzlerce sebepten sadece bir tanesi olabilir. Hattâ (ölçmek çok zor olmakla beraber) ambargo sebebiyle o ülkenin insanları kendilerine yapılanlar karşısında birlik, beraberlik ve dayanışma içine girebilirler. Böylece ambargo, tersten bir etki yapmış olabilir.

Bırakın ambargoyu, her türlü desteğin verildiği İsrail’de de nükleer silah var, her türlü ambargonun uygulandığı Kuzey Kore’de de. İran da ambargo uygulandığı söylenen ülkelerden biri. İyi de, bu İran, Suriye’deki askerî faaliyetleri, Lübnan ve Yemen’de askerî açıdan nasıl finanse ediyor, nasıl gerçekleştiriyor yaptıklarını? Ambargoyla murâd edilen nedir o hâlde?

Türkiye de ambargo ile müttefikleri sayesinde tanışmış ve karşılaşmış bir ülkedir. Kıbrıs Barış Harekâtı sebebiyle ABD bize silah ambargosu uygulamıştı. Türkiye, “Amerika Abi, çok özür dileriz. Biz bir yanlışlık yaptık, al şu Kıbrıs'ı geri. Biz yaptık, sen yapma kulun kölen olayım. Sen bana silah vermezsen ben nasıl nefes alır, nasıl ayakta dururum” mu dedi?

Daha sonraki yıllarda da ilân edilmemiş bir ambargoyu hep yaşadık. Almanya tank, ABD de İHA tarzı araçlar vermedi. Gerekçeleri de çok ibretlikti: PKK ile mücadele ettiğimiz için…

ABD, Almanya, Fransa veya İsrail silah, İHA gibi gereçleri vermezse biz PKK’yı temizlemeyecek miyiz? Nihâyet öyle oldu ve gerek 1974 sonrası resmî ambargo, gerekse fiilî ambargolar bizi epey geliştirdi. Müttefiklere güvenmememiz gerektiğini öğretti. “Müttefik” kelimesinin Batılı ülkelerin “insan hakları, demokrasi, özgürlük” kelimelerinin, bir kendilerine göre, bir de muhataplarına göre iki anlamı olduğunu öğrendik. Müttefik Batılılar için “dayanışma, birlik” anlamına geliyor bu söylemler, ama bize uygulanırken “kafeslemek” anlamında… Bu yüzden bizimle müttefikler ve bu yüzden bizi ne AB’den çıkarıyor, ne de AB’ye alıyorlar.

Bizim kafesleyicilerimiz, pardon müttefiklerimiz veya diğer ambargocular bunlardan hiç mi etkilenmezler acaba?

Türkiye’ye ambargo uygulanmasından Yunanistan, Kıbrıs ve Lüksemburg hiç etkilenmez. Çünkü Türkiye’ye sattıkları bir şey yok!

Fransa ve Avusturya’nın yöneticileri ise câhil oldukları için etkileneceklerinin farkında değiller. AB’nin diğer üyeleri ise ambargo yüzünden para kazanamayacaklarını çok iyi biliyorlar. Şu pandemi döneminde mal satmak, mal alacak ülke ve insan bulmak kolay mı? Üstelik dünyada tek üretici ve satıcı da değilken…

Bir de kalkmış, “Sana mal satmam” diyor… Akıl ve fikir var ama bazılarında pek yok gibi görünüyor.

Ambargonun falan boş iş olduğunu anlamaları lâzım. Akıllı ülkeler ve insanlar, ayak oyunlarıyla uğraşıp vakit kaybetmezler. Çalışırlar, çabalarlar, murâd ettikleri sonuçları hak eder ve haklarını da alırlar.

Biz yıllarca Ermenistan’a kapılarımızı kapattık ama Karabağ’ı geri alabildik mi? Hayır! Askerini eğittiysen, silahını hazırladıysan, stratejilerini geliştirdiysen 45 günde sonucu alıveriyorsun…

Doğu Akdeniz’den de Yunanistan, Fransa veya diğer AB ülkeleri ile ABD sebeplenmek istiyorsa, orada yapılacak işlere talip olur ve emeklerinin karşılıklarını alırlar. “Birkaç asırdır sizi sömürdük, o yüzden sömürmeye devam etmek de en önce bizim hakkımız” gibi bir gerekçe, kusura bakmayın ama geçerli olmaz. Uyanın artık!