TÜRKİYE Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Sayın Hakan Fidan’ın Çin ve Doğu Türkistan ziyareti Türkiye ve dünya kamuoyunda ilgiyle takip edildi. Bu ziyarete ilişkin olarak Doğu Türkistanlı STK’ların Sayın Fidan’dan ciddî beklentileri vardı. Önce bu beklentilere kısaca madde madde değinelim:
1. Uygur soykırımının ve insan hakları ihlâllerinin durdurulması: Uygur halkının maruz kaldığı insan hakları ihlâllerinin sona erdirilmesi ve uluslararası insan hakları normlarına uygun bir yaşam sürdürmeleri için gerekli adımların atılması.
2. Aile bütünlüğünün sağlanması: Toplama kamplarında tutulan Uygurların serbest bırakılması ve ailelerinden ayrılan kişilerin bir araya getirilmesi.
3. Dinî ve kültürel özgürlüklerin güvencesi: Uygur halkının dini ve kültürel özgürlüklerine saygı gösterilmesi, ibadetlerini ve kültürel pratiklerini özgürce yerine getirebilmeleri için gereken ortamın sağlanması.
4. Uluslararası gözlemcilerin bölgeye girişi: Bağımsız uluslararası gözlemcilerin Doğu Türkistan’a girişine izin verilmesi ve bölgedeki durumun tarafsız bir şekilde gözlemlenebilmesi.
5. Ekonomik ve sosyal hakların korunması: Uygur halkının ekonomik ve sosyal haklarının korunması, eğitim ve sağlık gibi temel hizmetlere erişimlerinin güvence altına alınması.
6. Doğu Türkistan’da Türkiye Cumhuriyeti konsolosluğunun açılması: Doğu Türkistan halkının Türkiye ve Türk halkı ile eğitim, sosyal yaşam, ekonomi ve diğer açılardan ilişki kurması için kanalların açılması.
Uluslararası Doğu Türkistan STK’lar Birliği, bu ziyaretin Uygur halkının yaşadığı sıkıntıların uluslararası toplum tarafından daha iyi anlaşılmasına ve çözüme kavuşturulmasına katkı sağlayacağını ümit ediyor. Söz konusu ziyaret bu bakımdan oldukça önemliydi. Peki, bu beklentilere karşı Sayın Fidan nasıl işaretler vermişti?
Urumçi’de Yanghang Cami’ne ve Büyük Pazar’a ziyaret gerçekleştiren Fidan, Çin Hükümetince önceden ayarlanmış Uygurlarla sohbet etti.
“Kaşgar ve Urumçi, Türk-İslâm şehridir”
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, resmî temaslarda bulunmak üzere gittiği Çin’in başkenti Pekin’de Çin Komünist Partisi (ÇKP) Merkez Komitesi Politbüro Üyesi ve ÇKP Siyâsî ve Hukukî İşler Komisyonu Başkanı Çen Vençing ile bir araya geldi. Fidan, “Gazze’de ateşkes, Gazzelilere insanî yardımların kesintisiz ve güvenli şekilde ulaştırılması ve iki devletli çözüm için önümüzdeki süreçte de Çin ile birlikte çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
Bakan Fidan, Çin’in başkenti Pekin’deki resmî temasları çerçevesinde Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ile de bir görüşme gerçekleştirdi ve görüşmenin ardından mevkidaşı ile ortak bir basın toplantısı düzenledi. Dışişleri Bakanı olarak Çin’i ziyaret etmekten duyduğu memnuniyeti ifade ederek sözlerine başlayan Fidan, Çin ve Türkiye’nin Asya’nın iki kadim medeniyeti olduğunu, iki ülke halklarının Asya’nın zenginliği ve itici motoru olduğunu söyledi. Resmî ziyareti sırasında gerçekleştirdiği temaslara ilişkin bilgi veren Fidan, Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ile kapsamlı ve verimli bir toplantı gerçekleştirdiklerini ifade etti. Fidan, “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in ortak anlayışları ve vizyonları doğrultusunda ikili ilişkilerimiz ilerlemeye devam ediyor. Gerçekten iki siyasi liderin ortaya koyduğu büyük vizyon, Çin ile Türkiye arasındaki modern zamanlardaki ilişkinin kurumsallaşarak ve derinleşerek ilerlemesinde önemli bir temel teşkil etmekte. Amacımız karşılıklı saygı ve karşılıklı karar-yarar temelinde halklarımızın refahını artıracak adımları atmaktır. İlişkilerimizin önemli bir ayağını ekonomik ilişkiler oluşturmaktadır. Malûmunuz, ikili ticaret hacmimiz 2023 yılında 48 milyar dolar düzeyine ulaşmıştır. Çin, Türkiye’nin Asya’da birinci, dünyada üçüncü büyük ticaret ortağıdır. Bu ticaret büyük oranda Çin’in lehinedir. ‘Ticaret rakamlarını nasıl daha dengeli hâle getirebiliriz?’ konusunu tüm görüşmelerimizde gündeme getirdik” dedi.
Temasları sırasında Türk tarım ürünlerinin ithalatı konusundaki kısıtlamaların kaldırılması gibi tekliflerde bulunduğunu belirten Bakan Fidan, “Turizm iş birliğimizi daha da geliştirmek istediğimiz bir diğer alandır. Daha fazla Çinli turistin ülkemize gelmesini hedeflemekteyiz. Özellikle enerji alanına da yoğunlaşmak istiyoruz. Nükleer enerji ve kıymetli madenlerin değerlendirilmesi alanlarında da iş birliği imkânları bulunmakta. Bu konularda ilgili kurumlarımız, firmalarımız görüşmekte. Öte yandan Çinli şirketleri özellikle yüksek teknolojili ürünlerde ülkemizde üretim yapmaya ve ar-ge merkezleri kurmaya davet ediyoruz. Böylelikle Çinli şirketlerin Türkiye üzerinden Avrupa, Orta Doğu ve Afrika piyasalarına erişimleri de kolaylaşacaktır. Büyük önem verdiğimiz bir diğer konu da ulaştırma konusudur. Bu dönemde Kuşak ve Yol girişimiyle Hazar geçişli Doğu-Batı Orta Koridor girişimimiz daha da büyük önem kazanmıştır. Kuşak ve Yol girişimiyle orta koridorun uyumlaştırılması, diğer bazı ulaştırma koridorları ile entegrasyon için örneğin Irak’taki kalkınma yolu gibi somut adımlar atmayı hedefliyoruz” dedi. Fidan ayrıca, “Türkiye olarak ikili iş birliği mekanizmalarına işlerlik kazandırmak istiyoruz. Bu konuda değerli meslektaşımla da mutabık kaldık. Bu amaçla Hükümetler Arası İşbirliği Komitesi Eş Başkanı görevine Hazine ve Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek, Cumhurbaşkanımız tarafından atanmıştır. Komitenin bu yıl içinde toplanmasını arzu ettiğimizi buradaki toplantılarda meslektaşıma ilettim. Bu yıl Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’i de ülkemizde ağırlamak istiyoruz. Cumhurbaşkanımızın davetini tekrar Çinli meslektaşıma ilettim” şeklinde konuştu.
Uluslararası ilişkilerin pek çok alanında Türkiye ile Çin’in örtüşen görüşe sahip olduğuna dikkat çeken Fidan, “Her iki ülke de uluslararası sistemde daha adil bir anlayışın hâkim olmasını savunuyor. Türkiye ile Çin arasında sürdürülecek iyi ilişkiler, bölgesel ve küresel barışın, refah ve istikrarın sağlanmasına da katkı sağlayacaktır. Asya Pasifik’teki gelişmeleri ve jeopolitik yansımalarını da yakından takip ediyoruz. Asya Pasifik’teki sınamaların etkin çok taraflılık, yapıcı diyalog çabaları ve ortak önceliklere dayanan iş birliğini gerektirdiğini düşünüyoruz. Çin’in Filistin konusundaki duyarlılığı son derece memnuniyet vericidir. Çin’in Filistinlilerle dayanışma içinde olmasını ve iki devletli çözümü güçlü bir şekilde desteklemesini takdirle karşılıyoruz. Devlet Başkanı Sayın Xi’nin Filistin’de çözüm için geniş kapsamlı, yetkin ve etkili bir uluslararası barış konferansı için çağrıda bulunması son derece önemlidir. Ne yazık ki bazı ülkeler İsrail’in Filistin’de uyguladığı zulme destek vermeye devam ediyorlar. İsrail’e siyâsî destek ve silah sağlıyorlar. Bu ülkeler İsrail’in uyguladığı soykırıma maalesef ortak olmaya devam ediyorlar. Gazze’de ateşkes, Gazzelilere insanî yardımların kesintisiz ve güvenli şekilde ulaştırılması ve iki devletli çözüm için önümüzdeki süreçte de Çin ile birlikte çalışmaya devam edeceğiz” dedi.
Ukrayna’daki savaşın uluslararası güvenlik, istikrar ve refahı sınamaya devam ettiğini belirten Fidan, “Türkiye, Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini başından beri güçlü bir şekilde desteklemektedir. Adil ve kalıcı bir barışın taraflar arasında ancak diyalog ve müzakere yoluyla sağlanabileceğine inanmaktayız. Türkiye ve Çin’in Ukrayna’da barışın tesisi konusunda ortak anlayışa sahip olduğunu görmekten memnuniyet duyuyoruz. Bu konuda da istişareleri ve birlikte çalışmayı sürdüreceğiz. Brezilya ve Çin arasında yapılan ortak barışa çare açıklamasındaki maddeleri de memnuniyet verici görmekteyiz” diye konuştu.
Türkiye’nin Çin’in toprak bütünlüğüne, siyasal egemenliğine desteğinin tam olduğunu vurgulayan Bakan Fidan, “Çin’e yönelik silahlı terör hareketlerine karşı desteğimiz tamdır. Özellikle Çin’i karıştırmaya yönelik, Çin’in ekonomik gelişmesini durdurmaya yönelik uluslararası girişimleri doğru bulmadığımızı buradan ifade etmek istiyoruz. Çin’in ortaya koyduğu ekonomik rekabet edebilirlik yeterliliğinin başka şekilde uluslararası kamuoyuna yansıtılması, buradan farklı bir küresel mücadele üretilme çabası gerçekten dünya barışı, istikrarı ve kalkınması için son derece alarm zilleri çaldıran bir olaydır. Buradan altını çizerek ifade etmek istiyorum: Dünya, medenî bir rekabete alışmak zorundadır. Egemen güçlerin önceki yüzyılda kurmuş oldukları pazarların daha adil, rekabet edilebilir pazar şartlarında yeniden el değiştiriyor olması kabul edilmesi gereken bir sonuçtur” diye konuştu.
“Buradan savaşa varan, daha farklı yıkımlara varan neticelerin üretilmemesi gerekiyor. Dünyamızdaki refah herkese yetecek kadar vardır” diyen Fidan, “Medenî bir biçimde, adil bir biçimde, uluslararası kurallara uygun, eşit ve herkese uygulanan kuralları içine alan bir ekonomik rekabet sistemiyle ekonomik kalkınma modelleri ve pazarları aramaya devam etmemiz gerekiyor. Buradaki başarısızlık başka şekilde izah edilmeye çalışılırsa buradaki adil rekabetin yerine küresel mücadeleyi, kutuplaşmayı hatta savaş tehdidini ortaya koyarsak burası gerçekten küresel bir faciaya bizi götürür. Onun için Çin’in ekonomik kalkınmasının adil biçimde oluyor oluşunu desteklememiz gerekiyor. Bu türden küresel bir istikrarsızlık ortaya koyan çabalara destek vermediğimizi ifade etmek istiyorum. Tekrar altını çiziyorum: Çin’in toprak bütünlüğüne, siyasal egemenliğine bizim desteğimiz tamdır. Bu konuda iç karışıklık çıkarmaya çalışan olayları da burada desteklediğimizi ifade etmek istiyorum” dedi.
Çin’in Türk dünyası ve İslâm dünyasıyla son yıllarda geliştirdiği ilişkiyi de memnuniyetle karşıladıklarını dile getiren Fidan, “Özellikle Türk Devletler Teşkilatı’na mensup olan ülkeler, başta Özbekistan, Kazakistan, Türkmenistan, Kırgızistan olmak üzere bu ülkelerle geliştirdiği son yıllardaki ticaret ve yatırıma dayalı ilişkileri fevkalâde önemli buluyor ve destekliyoruz. Aynı şekilde Türkiye ve Azerbaycan’la da ilişkilerinin artarak devam etmesini bekliyoruz. Diğer taraftan İslâm İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerle de Çin’in son yıllarda daha sistemli bir iş birliği geliştirme çabası içinde olduğunu gördük. Arap Ligi üyesi ülkelerle Pekin’de bir zirve vardı, bu zirve marjında gerçekten kalkınmaya yönelik, refaha yönelik, işbirliğine yönelik güzel kararlar alındı. Bunlar da önemli gelişmeler. Diğer taraftan Çin’in Suudi Arabistan ve İran arasında yapmış olduğu arabuluculuk çalışması da not etmeye değer tarihî bir olaydı. Gerçekten iki kardeş ülke arasındaki devam eden kronik sorunların Çin’in araya girmesiyle bir çözüme kavuşma yoluna girmesi ve bölgesel istikrarın devreye girmesi fevkalade önemli. Bölgemizde yaptığı bu yapıcı katkıdan dolayı da ben, Çinli meslektaşıma teşekkür ediyorum ve buradaki çalışmaların da devamını diliyorum” ifadelerini kullandı.
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bakan Fidan, ekonomik ilişkilerin Türkiye ve Çin arasındaki ikili ilişkilerin önemli bir ayağını oluşturduğunu belirterek, “Özellikle aramızdaki ticaret hacmindeki büyüklüğü biz memnuniyetle karşılıyoruz. Ama bununla beraber dengesizliğin de bir şekilde giderilmesi gerekiyor. Bu konudaki somut önerilerimizin Çinli mevkidaşım ve makamlar tarafından karşılık bulmuş olmasını bu seyahatte görmekten özellikle memnuniyet duyduğumu ifade etmek istiyorum. Burada başta da söyledim, bizim aradaki açığı kapatmaya yönelik somut tekliflerimiz oldu. Bunların başında tarım ürünleri ithalatındaki yelpazenin genişletilmesi, turizm konusundaki çalışmaların arttırılması, daha fazla Çinli turistin Türkiye’ye gelmesi ve özellikle yol kuşak projesinin uzantısı olan konulardaki altyapı yatırımlarının, daha önce başlatılan projelerin Türkiye’de nihayete erdirilmesi. Bu konuda Türkiye Çin arasında yaklaşık 10 yıldır devam eden ileri düzey çok emekli teknik çalışmalar var. Proje taslakları var, sonuca yaklaşılmış, fizibilite çalışmaları var. Bunların somut olarak hayata geçirilmesi konusundaki beklentilerimizi ilettik” şeklinde konuştu.
Son olarak konuşmasına, “Urumçi ve Kaşgarı ziyaret edeceğim. Bu iki şehir, Çin’in kültürel zenginliğine katkıda bulunan iki kadim, ‘bildiğiniz gibi’, Türk-İslâm şehridir. Bu şehirler Çin’le Türk dünyası arasında, aynı zamanda Çin’le İslâm dünyası arasında bir köprü rolü oynamakta, tarihî dostluğumuzun ve komşuluğumuzun sembolleridir. Toplumların ve halkların birlikteliği, güçlü devletlerin en büyük zenginliğidir. Bu coğrafyaların tarihî ve kültürel zenginliklerine tanıklık etmekten büyük memnuniyet duyacağımı ifade etmek istiyorum” sözleriyle devam eden Bakan Fidan, gazetecilerin ekonomi ve diğer konulara ilişkin sorularını da yanıtladı.
“Uzun yıllardır, Türk-İslâm medeniyetinin kuruluşuna katkı veren pek çok tarihî şehri ziyaret etme fırsatım oldu. Maveraünnehir ve Fergana vadisinin şehirlerini, tarihî Horasan kentlerini ve diğer coğrafyalardaki Selçuklu şehirlerini defalarca görme imkânı buldum. Urumçi ve Kaşgar, içimde hep ukde olarak kalmıştı. Nihayet, Çin’deki temaslarım vesilesiyle bu iki kadim şehri de ziyaret ettim.” (Hakan Fidan)
Hakan Fidan Doğu Türkistan’da
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan daha sonra, “Çin’in kültürel zenginliğine katkıda bulunan kadim Türk-İslâm şehirleri” dediği Doğu Türkistan’ın başkenti Urumçi’ye gitti. Urumçi’de Yanghang Cami’ne ve Büyük Pazar’a ziyaret gerçekleştiren Fidan, Çin Hükümetince önceden ayarlanmış Uygurlarla sohbet etti. Fidan, Doğu Türkistan’da Çin Komünist Partisi Bölge Sekreteri Ma Xingrui ve sözde Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi Başkanı Erkin Tuniyaz ve diğer yetkililerle bir araya geldi.
2012’de Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Urumçi ziyareti esnasında halkın serbest bırakıldığını ve Uygurların Türkiye sevgisini Erdoğan’a sarılarak izhar ettiğini, ancak bu sefer Hakan Fidan’ın ziyareti için halkın toplatıldığını, hiçbir sivilin izinsiz görüştürülmediğini, Doğu Türkistan diasporasının büyük bir ilgiyle takip ettiği ziyaret boyunca İstihbarat kökenli Bakan Fidan’ın bölgedeki Çin tiyatrosunu anlamamasının imkânsız olduğunu, mavi kravatı ve beyaz gömleğiyle Doğu Türkistan’ın bağımsızlık sembolü olan Gökbayraklı bir mesaj verdiğini, nitekim diplomaside yüz ifadeleri ve kılık kıyafet gibi en ufak detayların bile derin anlamlar ifade ettiğini fark etmemiz gerekiyor.
Fidan’ın Urumçi ve Kaşgar’ı tarihî Türk-İslâm yurdu olarak tanımlamasının da Çin’e verilmek istenen mesajın bir parçası olduğunu, bu ziyaretten sonra Türkiye’nin Doğu Türkistan dâvâsına yönelik desteği ve de Çin politikasında nasıl bir siyaset izleyeceğinin önemli olduğunu ayrıca vurgulamak lâzım.
Fidan’ın Kaşgar sokaklarında bazı Uygurlarla buluşmasına yönelik görüntüler arasında 80 yaşlarındaki Emine teyzenin sıcak sohbeti ise herkesi gülümsetti. Ancak burada bir parantez açalım: Türk Heyetine bölgede gösterilen her şeyin (önceden hazırlanmış ve kurgulanmış olarak değerlendirilebilir) bölgedeki baskıcı rejimin yansımasını, Sayın Hakan Fidan’ın Uygur büyükanneyle karşılaşmasında görmek mümkün.
Fidan’ın Kaşgar ziyaretinde gözden kaçanlar
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın üç günlük Çin ziyaretinde ekonomi, küresel konular ve Uygur Türkleri olmak üzere üç ana başlığı öne çıkıyor.
İstihbarat kökenli olan Sayın Fidan, Urumçi ve Kaşgar’daki temaslarında, bölgedeki durumu doğrudan gözlemlemek ve buradaki resmî makamlara Türkiye’nin görüşlerini net biçimde aktarmak bakımından iyi bir fırsat yakalamıştır. Nitekim etnik, dinî ve kültürel bağlara sahip olunan Uygur Türklerinin Türkiye için çok önemli olduğu mesajını ilk fırsatta dile getirmiştir.
Türk basınında çıkan haberlere göre, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Uygur Türklerinin Çin-Türk ve Çin-İslâm dünyası arasında bir köprü olduğunun altının çizildiği görüşmelerde, buradaki halkların refah ve huzur içinde olmasının Türkiye’yi fazlasıyla memnun edeceğini, Uygur Türklerinin kültürel haklarını ve değerlerini yaşamaları konusunda Türk dünyasının ve İslâm dünyasının hassasiyetlerini ifade ederken bu konudaki algının değişmesinin ancak Çin’in atacağı adımlarla mümkün olacağına vurgu yapıyor. Sayın Fidan’ın bu anlamda Çin devlet kanalı CCTV’de bu ülkedeki temaslarını değerlendirdiği esnada seçtiği kelimeler dikkat çekici.
Fidan, CCTV muhabirine verdiği röportajda, Uygur meselesine ilişkin, “Özellikle Uygur meselesini bir zenginlik meselesi olarak görüp burada herhangi bir sorun alanı görmeden, buradaki özellikle Uygurların kültürel hakları ve yaşamları konusunda dünyada ve İslâm dünyasında oluşan algının değiştirilmesi Çin’in de lehine, bizim de lehimize, herkesin lehine. Dolayısıyla bizim dediğimiz her zaman için şu: Biz Çin’in tek Çin politikasını destekliyoruz, toprak bütünlüğünü ve egemenliğini destekliyoruz” ifadelerini kullandı.
Ancak Çin basınında bu konuşmaların çarpıtılarak Çin propagandası için kullanıldığı ortaya çıktı. Çin propaganda ajansı sözde Xinjiang Gazetesi, Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın sözde, “Xinjiang’a geldim ve şehirleşmenin mükemmel olduğunu, toplumsal refahın müreffeh, gelişmiş olduğunu gördüm. Tüm etnik grupların kültürlerinin ve dillerinin çok iyi korunduğuna şahit oldum” şeklinde konuştuğunu yazdı. (Haber, Çin Propaganda Dairesi tarafından tek merkezden servis edildiği için bütün Çin medyasında içerik olarak mevcuttur.)
Temmuz 2019’da da Çin propaganda kanalları, Çin’i ziyaret eden Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Uygurların huzur ve barış içinde yaşamasını temenni ediyoruz” açıklamasını çarpıtarak, “Erdoğan, Uygurların mutlu yaşadığını söyledi” şeklinde servis yapmış, bu haber anlayışı yoğun tepkilere yol açmıştı.
Meselenin özüne gelecek olursak, Fidan, Doğu Türkistan ziyareti sırasında Kaşgar ve Urumçi’ye gitti; Urumçi’de Uluslararası Pazar, Nogai Camiî ve Kaşgar’daki Heyitgah Camiî ile Yusuf Has Hacib Türbesi’ni ziyaret ederken dua etti ve sosyal medya hesabından anlamlı mesajlar paylaştı. Fidan bir mesajında, “Uzun yıllardır, Türk-İslâm medeniyetinin kuruluşuna katkı veren pek çok tarihî şehri ziyaret etme fırsatım oldu. Maveraünnehir ve Fergana vadisinin şehirlerini, tarihî Horasan kentlerini ve diğer coğrafyalardaki Selçuklu şehirlerini defalarca görme imkânı buldum. Urumçi ve Kaşgar, içimde hep ukde olarak kalmıştı. Nihayet, Çin’deki temaslarım vesilesiyle bu iki kadim şehri de ziyaret ettim. ‘Kitabın adını Kutadgu Bilig koydum. Okuyana kutlu olsun ve ona yol göstersin. Ben sözümü söyledim ve kitabı yazdım. Bu kitap uzanıp her iki dünyayı tutan bir eldir’ diye tanımladığı ünlü eserin müellifi, büyük âlim Yusuf Has Hacib’in aziz ruhuna Fatiha okudum. Allah bütün âlimlerimize rahmet eylesin” ifadelerine yer verdi.
Ancak Doğu Türkistan’da bulunan 30 bin civarındaki camiden on binlercesi yıkılmış (ispatları vardır), büyük bir kısmı eğlence, dans ve müzik eğitim merkezlerine çevrilmiş (arşivlerimiz vardır), Heytgah ve Urumçi’deki Büyük Cami gibi tarihî ve göze çarpan ibadethaneler İslâm dünyası ile diğer yabancı delegasyon ve turistlere göstermek için numunelik açık olarak bırakılmıştır.
Fidan’ın Kaşgar sokaklarında bazı Uygurlarla buluşmasına yönelik görüntüler arasında 80 yaşlarındaki Emine teyzenin sıcak sohbeti ise herkesi gülümsetti. Ancak burada bir parantez açalım: Türk Heyetine bölgede gösterilen her şeyin (önceden hazırlanmış ve kurgulanmış olarak değerlendirilebilir) bölgedeki baskıcı rejimin yansımasını, Sayın Hakan Fidan’ın Uygur büyükanneyle karşılaşmasında görmek mümkün. Birincisi, “Esselâmu aleykum” selâmına cevap vermiyor. İkincisi, sohbetin sonlarına doğru (sevinçten) gözyaşı döküyor. Üçüncüsü, büyükanne, Bakan Fidan’ın “dua talebine” ise derin bir “Uh!” çekerken hüzünleniyor. Video da burada kesiliyor.
Ayrıca genellikle Uygur annelerimiz gelenek ve İslâmî inancı gereği başlarına güzel örtü ve örtünün üzerine de ninenin başındaki gibi bir Uygur doppası giyerler. Şu an Doğu Türkistan’da İslâmî ve millî kılık kıyafet tamamen yasaklandığından, kadınlar yalın saç üzerine doppa giymeye zorlanmaktadırlar.
İkinci bir görüntü de Fidan’ın çocuklarla fotoğraf çekildiği anda saklı. Çocukların isimleri dikkat çekici: Bilâl, Abdusemet, Abdullah, Habibe ve Merhaba. Arkadan, çocukları “Az konuş” ve “Sakin olun” diyerek dizginlemeye çalışan bir ses duyuluyor. Oysa Çin yönetimi 2015’li yıllarda Doğu Türkistan halkına yönelik uygulanan dinî baskılar kapsamında Muhammed, Mustafa Abdüsselam, Abdusemet, Ömer, Ebubekir, Mucahit, Abdullah, Müslime ve Salihe gibi nice İslâmî ismin Uygur çocuklara verilmesini yasaklamış, yasa dışı isimlerin değiştirilmesi talimatı verdiği yazılı bildiriler yayınlamıştı. Nihayetinde 2017’deki büyük ölçekli keyfî tutuklamalar sırasında, isim değişikliği yapmayan sayısız ebeveynin toplama kamplarına alındığı da basına yansımıştı.
Son olarak, Doğu Türkistan Diasporasının, Sayın Hakan Fidan ve beraberindeki heyetin Doğu Türkistan’daki kısa ziyaretini çok önemseyerek heyecan ve derin beklentiler içinde izlediğini belirtmekte fayda var.
https://x.com/HOghuzkhan/status/1797167961683214441
https://www.odatv.com/guncel/hakan-fidan-cine-gidecek-120046829
https://www.milliyet.com.tr/gundem/fidandan-cine-kritik-ziyaret-7136039
https://www.rudaw.net/turkish/middleeast/turkey/0106202418
https://tr.al-ain.com/article/fidan-cine-gidiyor-sincan-uygur-ozel-bolgesine-de-gidecek
https://www.milliyet.com.tr/dunya/bakan-fidan-gazzede-ateskes-icin-cin-ile-birlikte-calismaya-devam-edecegiz-7137027
https://www.youtube.com/watch?v=KiVaICn8hQg
https://turkistanpress.com/page/hakan-fidan-dogu-turkistan-a-gidiyor/6820
https://x.com/tc_disisleri/status/1798277922559852990?s=46&t=C1iO7ZwJXTBLFuzoTbIjrg
https://x.com/tc_disisleri/status/1798240142911824189?s=46&t=C1iO7ZwJXTBLFuzoTbIjrg
https://www.turkiyegazetesi.com.tr/gundem/disisleri-bakani-hakan-fidandan-cinli-yetkililere-mesaj-uygurlarin-huzuru-hassasiyetimizdir-1045048