Hainlerden yana da bahtsızız!

Assange ve Snowden… Bu iki ismi ve hikâyelerini okuyup da bizim başımıza belâ açmakta mâhir olanları düşününce tansiyonum yükseliyor. Yahu, “Ne kadar kişiliksiz, ne kadar alçak, ne kadar mandacı olunabilir?” sorusunun cevaplanamadığı üç noktayı ben bize musallat olan hainlerde görüyorum…

GEÇTİĞİMİZ hafta Afganistan’da şâhit olunan görüntülerin, bende 15 Temmuz işgalci darbe girişiminden sonra yaşananları hangi detaylarıyla hatırlattığını yazmıştım.

Bugünlerde takip ettiğim kadarıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni başkalarının payandası ve uydusu kılmak üzere gayret içinde olanların sosyal medya aracılığıyla yayınladıkları mesajlar, uydurdukları yalanlar, attıkları iftiralar ve de muhalefetin bu uydu olma heveslilerine uydu olmaktan çekinmeyen imajları, yeni bir his uyandırdı bende…

Şöyle bir düşündüm de, meselâ İngiltere, “hain” olarak nitelediği bir isim olarak Julian Assange ile uğraştı. Assange, ismini “Wikileaks” olarak verdiği blog sitesiyle dünyadaki kirli ilişkileri ortaya koyarak insanlığa hizmet etmeye çalıştı. Uzun süre İngitere’deki Ekvador Büyükelçiliğinde misafir edebilse de Ekvador da baskılara dayanamadı ve Assange’yi teslim etti. Şu an İngiltere’de tutuklu…

Yine bir meselâ daha… ABD, “hain” olarak nitelediği farklı bir isim olarak Edward Snowden ile uğraştı. Snowden, ABD’nin bütün dünyayı her teknolojik aygıt üzerinden takip ederek veri kaydettiğini ifşa etmenin yanında bunu belgeleyerek insanlığa hizmet etmeye çalıştı. Uzun kaçışların ardından şu an Rusya’da…

Assange ve Snowden… Bu iki ismi ve hikâyelerini okuyup da bizim başımıza belâ açmakta mâhir olanları düşününce tansiyonum yükseliyor.

Yahu, “Ne kadar kişiliksiz, ne kadar alçak, ne kadar mandacı olunabilir?” sorusunun cevaplanamadığı üç noktayı ben bize musallat olan hainlerde görüyorum.

Yalan, iftira, sahte belge, dolandırıcılık, düşmanın bayrağına sarılarak uyumak, yabancı devlete iltica ettikten sonra dahi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni irrite etmek, Türkiye Cumhuriyeti’nin vatanperver evlâtlarına tâ uzaklardan psikolojik manipülasyonlarla kışkırtma operasyonları çekmek hep bunlarda!

Peki, Birleşik Arap Emirlikleri’nin son günlerde yaşadığı “U” dönüşünün sebeplerini bu gerizekâlı ihanet kumkumaları fark etmiyorlar mı sizce?

Eminim, fark etmemişlerdir.

Hattâ BAE’nin, Sedat Peker üzerinden Türkiye’yi köşeye sıkıştırdığını, Türkiye’nin de BAE’ye el açıp, “Gelin, uzlaşalım ve aramızdaki ilişkileri yeniden gözden geçirelim” filan dediğini zannetmişlerdir.

Onlar böyle zannetmişlerdir de, onlara uyumaları için yorgan verenlerin akıl hocaları bu kazma hainleri uyarmış, “Türkiye BAE’yi de kafa kola aldı” demekten kendilerini alamamışlardır mutlaka.

“Allah hainin de delikanlısını versin” diyeceğim ama hainden delikanlı olmaz. Benim için Assange de, Snowden de hain değildir. Hain, yalnız bir devlete değil, bütün insanlığa karşı haindir. Ama en gerizekâlı hainler, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ihanet edenlerdir!