Haçlı Seferlerinin dijital ayağına karşı koymak (2): İrfânî öğretim

Dijital teknolojinin irfânî öğretilerimizle donanması şarttır. Çünkü geleceğin tüm öğrenme süreçlerinde dijital medya araçları hâkim olacaktır. İçeriğinin kullanıcılar tarafından belirlendiği dijital teknolojinin kadim kültürümüzle belirlenmesi büyük bir fırsattır. Bu fırsatı kaçırmak ise akla ziyandır.

DİJİTAL teknolojinin sosyal medya sahiplerinin, bireyin tam can damarına yani benlik/ego duygusuna hitap etmesi araz değildir.

Hıyânetin karşıt anlamlısı olan “emânet” ifadesinin, Ahzâb Sûresi’nde, “güvenilen bir kimseye koruması için geçici olarak tevdi edilen şey” mânâsında, insana Allah (cc) tarafından verilen benlik/ego duygusunun Hakk’a bakan yüzü olması kuvvetle muhtemeldir.

İnsanın iradesiyle ârî ve doğruyu tercih etmesi gerekir. Buradaki tercih, yukarıda adı geçen “emânetin” doğru teslimidir. Aksi durumda hıyânetle karşılaşılır. Dijital teknolojinin sosyal medya sahiplerinin böyle tuzaklarına düşülmemelidir.

Dijital teknoloji ve ürünleri kullanıma göre anlam kazanırlar ki bu, demokrasi, hürriyet, iletişim ve anarşizm açısından yeni fırsatların ortaya çıkması anlamına gelir.

Her teknoloji devriminde bazı iş ve meslekler ömür tamamlar. Dijital teknolojiyle birlikte bazı iş ve mesleklerin yerlerini de yeni iş, meslek ve ekonomi alanlarının alması normaldir. Öğretim ve insan yetiştirmede ahlâkî bir erdem ve imkân ölçüsünde olanları istemekle kasr-ı emel, yerini tûl-i emele bırakıyor.  

Gençliğimizin diğer ülke gençlerine göre hızlı bir interaktif iletişim biçimini içselleştirmesi, yüzeysel ve derinliği olmayan gündelik hayatı da beraberinde getirdi. Bunun netîcesinde de hakîkî mânâda İlâhî tecellîye mazhar olan gönül hayatı yara aldı.  

Sınırları olmayan “tek dünya devleti” kavramı, gençlere enjekte edilmeyi de başarıyor. Gençler “siyâset/politika” alanını pek sevmediklerinden, sınırları olmayan “dijital öğretilere” açık hâle geliyorlar; böylece garîze bozuluyor ve plâstik insan isteyenlerin ekmeklerine yağ sürülüyor.

Maddî, mânevî ve millî değerlerin sosyal medya ve dijital teknoloji ile gençlere istenen düzeyde aktarılamamış olması bir kayıptır. Ülkemiz e-öğretim, e-sağlık, e-bankacılık, e-kültür ve e-devlet gibi alanların hizmet sunumunda başarılı bir “dijital” sınav vermiş olmasına karşın, dijit içeriklerin yetersizliği giderilememiştir. Bunun iki nedeni vardır: Birincisi, pandemi sonrasında yüz yüze eğitime geçilecek beklentisi… Diğeri ise, performansa dayalı bir sistemin olmaması…

Batı’dan medet ummayı bırakıp kendi yazılım, dijital ürün ve dijital öğretimin içeriğimizi, “fikrî iktidarı” inşâ edecek şekilde dokumalıyız. Araçsallaştırılmış “dijital teknoloji”, milletin gençliğine/geleceğine hizmet eder. Kadim medeniyetimize ait hikmetli bilgi, “dijital dünyada” asrın idrakine uygun şekilde sunulmalıdır.  

Devletin resmî yolla ortaya koyacağı “dijital çağ” öğretileri, bireyin şekillenmesinde ve kendisini gerçekleştirmesinde büyük öneme sahiptir. Dijital teknolojinin sunduğu teknolojik getiriler, gençleri kalabalıklar içinde yalnız bırakmadan, irfânî öğretim ile dijital ortamda inşâ edilmelidir. 

Klâsik ve sosyal medya dönüştü. Tamamen materyalist öğretileri kendisine rehber edinmiş olan dijital teknolojinin sahibi olan Batı, dijital Haçlı seferleriyle kıyâmeti hazırlamaya çalışıyor olabilir. Bizim insanımızın, ürettiği şeyin bir nesnesi hâline dönüşmesine izin vermemeliyiz.

Medeniyet âmil/sâî, kültür ise sonuçtur. İrfân, insanoğlunun has bahçesidir. Kendi kadim kültürümüze dijital çağın idrakiyle yeniden nefes vermek için irfânı ilk tahsil olarak inşâ etmeliyiz. Zira Mevlâ’nın tecellîlerinin temâşâsı ancak bu şekilde hayat libası giyer.

Bu tür irfan öğretilerinin Türkçeden farklı en az 4 lîsanla da yayımlanması gerekir. Bunlar; İngilizce, Arapça, Çince ve Rusça… Çünkü dünyaya Batı’nın söyleyecek bir sözü kalmamıştır. Ayrıca Haç kötünün yanında, Hilâl ise doğrunun yanında durur. Dünyanın bu duruşa ihtiyacı vardır.

Dijital teknolojinin irfânî öğretilerimizle donanması şarttır. Çünkü geleceğin tüm öğrenme süreçlerinde dijital medya araçları hâkim olacaktır. İçeriğinin kullanıcılar tarafından belirlendiği dijital teknolojinin kadim kültürümüzle belirlenmesi büyük bir fırsattır. Bu fırsatı kaçırmak ise akla ziyandır.