NASIL bir sâbit gelirli
ayın, bir esnaf dönemin, bir şirket yılın sonunda muhasebe yapıyor da zarar
veya kâr görürse, insanoğlu da son nefesini verirken meşgul olduğu gündemlerin
toplamlarından en sonda kalan, olumlu veya olumsuz fiillerinden hangisi çok ise
onun ödülünü veya cezasını görür.
Meselâ
bir şirket, sene içinde neyle meşgul olursa olsun, 31 Aralık tarihinde
muhasebesi yapıldığında, kalan rakamın kâr mı, zarar mı olduğu önemlidir.
Partiler
de öyle... Seçim dönemi geldiğinde, önceki seçimden o âna kadar meşgul olduğu
ne ise, ertesi sabah onun netîcesiyle karşılaşır…
Son
on günden beri muhalefetin gündemlerine bakılırsa, seçim sonrası akıbetleri pek
de hayır görünmüyor.
CHP’nin
Türkiye gündemini meşgul etmek için, Cumhur İttifakı muhalefetten birilerine,
“Parti kurmak isterseniz parayı sorun etmeyin” dediğiyle ilgili iddiaları,
kamuoyunu ikna edecek şekilde CHP’den ayrılan Memleket Hareketi lideri Muharrem
İnce, Sayın Kılıçdaroğlu’nun önceki yalanları gibi bir yalanı olduğu anlamına
gelebilecek şekilde yorumladı. Ve bir anda gündemden düştü.
Bu
başarısız gündem girişimi, İstanbul Milletvekili ve partinin kurucusu Ümit Özdağ’ın
İP’den ihraç edilme aşamasındaki açıklamalarıyla bitmişti. Böylece yeni bir
gündemin kapağı açılmış oldu.
Özdağ;
İP, HDP, CHP ve SP’nin aynı masada, 2018 Ocak-Mayıs arası tarihlerde yeni
anayasa çalışması yaptıklarını ve hazırladıkları taslakta mevcût Anayasa’nın
“değiştirilemez” ilk 4 maddesini değiştirmeyi öngördüklerini iddia etti.
“HDP ile omuz
omuzasınız”
iddialarının aksini iki seneden beri ispatlamaya çalışan İP ve CHP bunun yalan
olduğunu tam söyleyeceklerdi ki, meğer kendi ağızlarıyla o çalışmayı
yaptıklarını beyan ettikleri ortaya çıktı ve bir de o yalanla uğraşmak zorunda
kaldılar. Yani o çalışmayı yaptıklarından mı, Atatürkçülüğü bombalamak anlamına
gelen “değiştirilemez” maddeleri değiştirmeye kalkmalarından mı, yoksa bunları
yalanlarken ortaya çıkan yalanlarından mı kurtulsunlar?
Sayın
Akşener başka bir gündem değiştirme gayretiyle sahneye çıktı ve sıradan bir
soruşturmayı, Ekrem İmamoğlu’nun yerine kayyum getirileceği boyutuna taşımaya
çalıştı. Fakat “eski” partilisi Ümit Özdağ kadar gündem oluşturamadı.
Tam
bu sırada, Sayın Bülent Arınç’ın, onlarca insanın ölümüne sebep olmaktan
cezaevinde yatan Selahattin Demirtaş’ın yazdığı kitabın okunmasını tavsiye
etmesi, İP, HDP, CHP ve SP grubuna ve de neredeyse alfabenin tüm harflerine ilâç
gibi geldi. Peki, bu gündemlerle meşgul edilen sizlere bunların ne faydası
oldu?
24
saat bunların gündemimizi meşgul etmek için söylediği yalanlarla uğraşsak ve
iddiaları tartışsak, bir bardak su içmiş kadar faydası olur mu? Tabiî ki olmaz!
Sadece ve sadece gerçek gündemimizin, çalışıp elde etmemiz gereken
kazançlarımızın üstüne bir bardak soğuk su içmiş oluruz.
Kendimizin,
çoluğumuzun çocuğumuzun, şehrimizin, ülkemizin ve insanlığın hayrı için biz
yine oturup iktidarın gündemimize getirdiği konulara kafa yoralım ve icraata
destek olalım.
“Ekonomimizi
nasıl büyütürüz, adâletimizi nasıl hâkim kılarız, hürriyetlerimizi nasıl daha
da insan onuruna yaraşır şekilde genişletebiliriz?” sorularına cevap bulalım.
Tabiî hepsinden evvel, her gün onlarca vatandaşımızı kaybettiğimiz Covid-19’a karşı insanımızı nasıl koruyabileceğimize bakalım ve CHP-HDP-İP-SP dörtlüsünü boş verelim!