NE fotoğrafmış be!
Bir haftadır iki sevgilinin fotoğraflarını konuşuyoruz.
Arkada
gürül gürül bir şelale; arzular da şelale…
Ayakta
Mekap, elde Kaleşnikof, kolunun altında HDP Milletvekili Semra Güzel... Aman ne
güzel!
Yüzler
değil sadece, gözlerinin içi gülüyor. “Allah muhabbetinizi artırsın” diyeceğim
ama Volkan Bora nam terörist 2017 yılında etkisiz hâle getirilmiş. Muhabbet
yarım kalmış az biraz.
Dağda
teröriste sırtını dayayan Semra Güzel, elan milletvekili maaşı alıyor bu arada.
Bir
de çıkıp “Türkiye’de demokrasi yok!” demiyorlar mı? Gerçekten de
Türkiye’de demokrasi yok; zira demokrasi olan hiçbir ülkede böyle bir fotoğrafa
asla ve kat’a yer yok!
Elin
oğlunun, bırakınız teröristin kucağındaki bir milletvekiline, teröristi
kınamayan partiye bile tahammülü yok.
Teröriste
ve teröre karşı sessiz kalmanız bile kınamamak, tasvip etmek anlamına geliyor
demokrasi olan ülkelerde. Gözünü seveyim demokrasinin. Keşke bizim ülkemizde de
olsa. Beraber yesek.
Oysa
bizim demokrasimizde, milletvekili seçilip devletin birliği ve bütünlüğü için
yemin eden bir kadının, bu devleti yıkmaya çalışan bir teröristin kucağındaki fotoğraflılarına
tahammül etmek var. Ve elbette bu kadına devletin imkânlarını sebil etmek ve
çuvalla maaş vermek de…
Pek
muhterem milletvekilimiz Semra Güzel’in terörist sevgilisi ile birbirinden
güzel fotoğrafları faş olunca, habercilerimizi ve yorumcularımızı bir telaştır
aldı.
Acaba
bu fotoğraflara Kemal abi ve Meral apla neler diyeceklerdi?
Özellikle
sorulmadığı sürece zaten bir şey diyecekleri de yoktu zaten. Lâkin sual edildi,
söylediler.
Kemal
abi, 2017 tarihli fotoğrafın 2013’te biten “Çözüm Süreci” döneminde çekildiğini
ve sorunun muhatabının Erdoğan olduğunu söyledi.
Meral
apla da diyesiymiş ki, Erdoğan da bu fotoğraf için herhangi bir tepki
göstermemiş.
Her
ikisine de aslında aynı basit (lâkin gereksiz) soru sorulmuştu: “Bu
fotoğraflar için SİZ ne düşünüyorsunuz?”
Fotoğrafın
çekildiği tarih ya da Erdoğan’ın (ilk günden itibaren gayet açık olan) tepkisi
değildi sual edilen.
Her
ikisi de bu basit soruya cevap vermek yerine siyâsî alışkanlıkları gereği
yalana başvurarak topu taca yuvarladılar.
Ortaklık
da bunu gerektirir zaten. Allah muhabbetlerini artırsın.
CeHaPe
ve İP’ten bu fotoğrafa tepki vermelerini beklemek de ne bileyim, boş bir
beklentiydi zaten.
Yine
de, “Arkadaki şelale manzarası ne güzel, tabiatı korumak lâzım” yahut “Türkiye
bir kültür mozaiğidir, yöresel kıyafetler zenginliğimizdir” şeklinde
açıklamalar duymamış olmamız da değerli.
Adam
olacak çocuk -affedersiniz- kakasından belli olurmuş. Sanırım kakadan karakter
tahlili yapılabiliyor.
Sahi
kuzum, ortada bu fotoğraftan çok daha net fotoğraflar varken, Kemal abi yahut
Meral apla bugüne kadar ne dediler ki şimdi bir şey demelerini bekliyoruz?
6-8
Ekim Olayları’nda elli bir vatandaşımızın kanı ellerinde olan, “Daha biz
Apo’nun heykelini dikeceğiz heykelini” diyen Demirtaş hakkında bugüne kadar
ne tepki verdiler?
Birisi
Demirtaş ile pazar kahvaltısı derdinde, diğeri ise Demirtaş’ın suçsuz yere
içeride tutulduğunu ve hakkındaki suçlamaların göğsünde taşıyacağı şeref madalyaları
olduğu kanaatinde.
Yedi
yüzün üzerinde güvenlik görevlisi ve vatandaşımızın canına mâl olan hendek
olaylarında hendekleri kazanlar, şehirleri yakıp yıkanlar bunlar için sadece
birer “arkadaş”.
PKK’ya
silah taşırken yakalanan, sırtını YPG’ye, PYD’ye dayadığını açık açık söyleyen,
PKK’nin tükürüğü ile bizi tehdit eden üç kuruşluk vekiller için bugüne kadar tek
kelâm ettiler mi ki?
YPG,
kendi bölgesini savunan bir “oluşumdan” ibaret onlara göre ve devamen YPG bize
mi saldıracak canım?
Hafıza
odasında terörist masklarının önünde gayet pişkince pozlar veren Ekremciğim,
Meral aplaya göre Fatih Sultan Mehmet ve yüzünde “Rabbi yesir” yazan bir veli...
İBB’ye
HDP kontenjanından doldurulan PKK ve PYD irtibatlı ve iltisaklı personelden
zerre miskal rahatsız değiller meselâ. Bilakis bu durum hakkında soruşturma
başlatan Süleyman Soylu’ya çemkiriyorlar koro hâlinde.
Önümüzdeki
seçimlerin kazanılması durumunda, ittifakları gereği birkaç bakanlığın pekâlâ
HDP’ye verilebileceğini açık açık ifade etmiyorlar mı? Ağanın eli tutulmaz.
Daha
bu örnekleri epeyce uzatabilirim lâkin lüzum yok. Mal meydanda. Al birini, vur
ötekine! Tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş.
HDP’li
Fatma Kurtulan’ın Meclis kürsüsünden parmak sallaya sallaya, yüzlerine karşı,
dümdük dediği gibi, o koltuklarda HDP sayesinde oturuyorlar. Hâdlerini
bilecekler, buna göre davranacaklar ve zamanı gelince de diyet ödeyecekler.
Yeri
gelecek, “Kandil istedi” diye teskereye “Hayır” oyu verecekler, yeri gelecek,
Demirtaş’ın ricasını kırmayıp miting yapacaklar.
Yüzde
on oyu ile HDP, Kemal abiyi de, Meral aplayı da parmağında oynatacak. Ne olursa
olsun, bizimkilerin gıkları çıkmayacak. Cemil Bayık’ın siparişi üzerine ülkeyi faşizmden
kurtaracaklar. Gülmeyin efendim, ben gülüyor muyum?
Biz
de mezkûr fotoğraflar için tepkimizi belirtelim ve konuyu toparlayalım. Allah, Semra
Güzel’i sevdiğinden ayırmasın inşallah!
Kalınız sağlıcakla efendim…