
GÜLŞEN yalnız değilmiş. Biliyoruz,
daha niceleri var.
Kimileri
açık açık söylüyor zaten düşüncelerini, kimileri daha sinsice. Kimileri de
vaktini bekliyor sadece; şartların biraz daha olgunlaşmasını…
Bu
ilkenin mütedeyyin insanlarına karşı neler hissettiklerini ve bu hislerini
köprüyü geçene kadar nasıl gizlemeye çalıştıklarını pekâlâ biliyoruz.
Gülşen
ve Erol Mütercimler gibi zevat bu küpten sızan birkaç damla yalnızca. O küpün
içini görmeyegörün.
Gülşen’i
çoğu zaman giyinmeyi unutarak sahneye çıkması ile tanıyoruz.
Hatta
bir keresinde Karadeniz Ereğli’de kazara üstüne bir ceket giyip sahneye
çıktığında, Belediye Başkanı Halil Posbıyık duruma müdahale etmiş, “Hoşuma
gitmedi. Gülşen’i böyle kapalı görmeye alışık değiliz” diyerek üzerindeki
ceketi kendi elleri ile çıkarmıştı.
Gülşen
bir türlü, ağlasan bir türlü…
Konu
nereden açılmış ve de kimden bahsediyor bilmiyorum ama Gülşen yine bir
konserinde sahnede, “İmam-hatipte okumuş daha önce kendisi, sapıklığı oradan
geliyor” diyor, hayranları da bu sözler üzerine hayranlıklarını
gizleyemiyorlar. Bir alkış, bir kıyamet…
Allah
muhabbetinizi artırsın ve iki cihanda da sizleri birbirinizden ayırmasın, ne
diyeyim.
Gülşen’in
bahsettiği “sapık” kimdir ve aralarında neler yaşanmıştır bilmiyoruz.
Lâkin
Gülşen’in imam-hatip liselileri “sapık” olarak gördüğünü bu vesileyle öğrenmiş
oluyoruz.
Kendisi
Şehremini Anadolu Lisesi mezunu. Anadolu liselerinden mezun olanlar ne tür
anomaliler gösteriyorlar, bilmiyorum. Sanırım Gülşen biliyordur.
Ya
da endüstri meslek lisesi yahut düz liseden mezun olanlardan neler
beklemeliyiz, umarım bunları da bir aralık açıklar Gülşen, biz de aydınlanırız.
Evet,
Gülşen yalnız değil. Kılıçdaroğlu’ndan Ali Babacan’a kadar birçok siyasiden ve
sanatçıdan Gülşen’e destek geldi.
Fikirlerini
söylemiş Gülşen ve ne varmış bunda canım?
İl
ve ilçe başkanlığı ve de belediye binalarında onlarca taciz ve tecavüzün
yaşandığı CHP ve CHP’liler için benzer şekilde “fikir beyanında” bulunacak
olsak, sanırım bir daha gün yüzü göremeyiz biz.
Fatih
Tezcan’ın durumu ortada.
Siz
koca bir camiayı sapıklıkla itham edeceksiniz ve bunun ismi “fikir özgürlüğü”
olacak, öyle mi?
Oldu
canım!
Tutuklanıp
pabucun pahalı olduğunu görünce Gülşen -lütfen- bir açıklama yayınlamış.
“Yayınlamak zorunda kalmış” desek daha yerinde olur sanırım.
Yaptığı
bu iğrençlik kendince bir “espri” imiş, biz neden gülmedik acaba?
Bu
“espriyi” çalışma ortamında iş arkadaşlarına yapmış. Görüntüler öyle demiyor
ama. Gülşenciğim bu sözlerini sahnedeyken söylüyor.
Bu
sözleri, “toplumu kutuplaştırmaya hedefleyen kimseler” tarafından yayınlanmış.
Aslında kendisi bu sözlerle toplumu kutuplaştırmamış yani. (Cümledeki
bozukluktan bahsetmeyeyim bile.)
Sözleri,
“ülkemizde kutuplaştırmayı hedefleyen kötü niyetli kimselere” malzeme vermiş.
Oysa kendisinin niyeti halis.
İçinde
imam-hatip lisesi geçmeyen yalap şalap bir özür cümlesinden sonra kendisini
açık etmiş Gülşen. Daha başka bir dil bulmalıymış.
Yani
aslında şunu diyor Gülşenciğim: “İHL mezunları hakkındaki görüş ve
düşüncelerimde problem yok. Sadece bunu başka bir şekilde söylemeliydim. Bunu
da bulacağım.”
Konu
bu kadar net aslında!
Tekraren
söylemek istiyorum: Gülşen asla ve kat’a yalnız değildir.
Gülşen
gibi düşünen, imam-hatiplileri ve diğer mütedeyyin insanlarımızı, özellikle
başörtülüleri insan yerine bile koymayan çok ciddî bir kesim var.
Gülşen
sadece buzdağının görünen kısmı oldu.
Umarım
mütedeyyin insanlarımız buzdağının suyun altında kalan kısmını gördüklerinde iş
işten geçmiş olmaz. Titanic filmini hatırlıyorsunuz, değil mi?
Kalınız sağlıcakla.