#GülşenYalnızDeğildir

İçinde imam-hatip lisesi geçmeyen yalap şalap bir özür cümlesinden sonra kendisini açık etmiş Gülşen. Daha başka bir dil bulmalıymış. Yani aslında şunu diyor Gülşenciğim: “İHL mezunları hakkındaki görüş ve düşüncelerimde problem yok. Sadece bunu başka bir şekilde söylemeliydim. Bunu da bulacağım.” Konu bu kadar net aslında!

GÜLŞEN yalnız değilmiş. Biliyoruz, daha niceleri var.

Kimileri açık açık söylüyor zaten düşüncelerini, kimileri daha sinsice. Kimileri de vaktini bekliyor sadece; şartların biraz daha olgunlaşmasını…

Bu ilkenin mütedeyyin insanlarına karşı neler hissettiklerini ve bu hislerini köprüyü geçene kadar nasıl gizlemeye çalıştıklarını pekâlâ biliyoruz.

Gülşen ve Erol Mütercimler gibi zevat bu küpten sızan birkaç damla yalnızca. O küpün içini görmeyegörün.

Gülşen’i çoğu zaman giyinmeyi unutarak sahneye çıkması ile tanıyoruz.

Hatta bir keresinde Karadeniz Ereğli’de kazara üstüne bir ceket giyip sahneye çıktığında, Belediye Başkanı Halil Posbıyık duruma müdahale etmiş, “Hoşuma gitmedi. Gülşen’i böyle kapalı görmeye alışık değiliz” diyerek üzerindeki ceketi kendi elleri ile çıkarmıştı.

Gülşen bir türlü, ağlasan bir türlü…

Konu nereden açılmış ve de kimden bahsediyor bilmiyorum ama Gülşen yine bir konserinde sahnede, “İmam-hatipte okumuş daha önce kendisi, sapıklığı oradan geliyor” diyor, hayranları da bu sözler üzerine hayranlıklarını gizleyemiyorlar. Bir alkış, bir kıyamet…

Allah muhabbetinizi artırsın ve iki cihanda da sizleri birbirinizden ayırmasın, ne diyeyim.

Gülşen’in bahsettiği “sapık” kimdir ve aralarında neler yaşanmıştır bilmiyoruz.

Lâkin Gülşen’in imam-hatip liselileri “sapık” olarak gördüğünü bu vesileyle öğrenmiş oluyoruz.

Kendisi Şehremini Anadolu Lisesi mezunu. Anadolu liselerinden mezun olanlar ne tür anomaliler gösteriyorlar, bilmiyorum. Sanırım Gülşen biliyordur.

Ya da endüstri meslek lisesi yahut düz liseden mezun olanlardan neler beklemeliyiz, umarım bunları da bir aralık açıklar Gülşen, biz de aydınlanırız.

Evet, Gülşen yalnız değil. Kılıçdaroğlu’ndan Ali Babacan’a kadar birçok siyasiden ve sanatçıdan Gülşen’e destek geldi.

Fikirlerini söylemiş Gülşen ve ne varmış bunda canım?

İl ve ilçe başkanlığı ve de belediye binalarında onlarca taciz ve tecavüzün yaşandığı CHP ve CHP’liler için benzer şekilde “fikir beyanında” bulunacak olsak, sanırım bir daha gün yüzü göremeyiz biz.

Fatih Tezcan’ın durumu ortada.

Siz koca bir camiayı sapıklıkla itham edeceksiniz ve bunun ismi “fikir özgürlüğü” olacak, öyle mi?

Oldu canım!

Tutuklanıp pabucun pahalı olduğunu görünce Gülşen -lütfen- bir açıklama yayınlamış. “Yayınlamak zorunda kalmış” desek daha yerinde olur sanırım.

Yaptığı bu iğrençlik kendince bir “espri” imiş, biz neden gülmedik acaba?

Bu “espriyi” çalışma ortamında iş arkadaşlarına yapmış. Görüntüler öyle demiyor ama. Gülşenciğim bu sözlerini sahnedeyken söylüyor.

Bu sözleri, “toplumu kutuplaştırmaya hedefleyen kimseler” tarafından yayınlanmış. Aslında kendisi bu sözlerle toplumu kutuplaştırmamış yani. (Cümledeki bozukluktan bahsetmeyeyim bile.)

Sözleri, “ülkemizde kutuplaştırmayı hedefleyen kötü niyetli kimselere” malzeme vermiş. Oysa kendisinin niyeti halis.

İçinde imam-hatip lisesi geçmeyen yalap şalap bir özür cümlesinden sonra kendisini açık etmiş Gülşen. Daha başka bir dil bulmalıymış.

Yani aslında şunu diyor Gülşenciğim: “İHL mezunları hakkındaki görüş ve düşüncelerimde problem yok. Sadece bunu başka bir şekilde söylemeliydim. Bunu da bulacağım.”

Konu bu kadar net aslında!

Tekraren söylemek istiyorum: Gülşen asla ve kat’a yalnız değildir.

Gülşen gibi düşünen, imam-hatiplileri ve diğer mütedeyyin insanlarımızı, özellikle başörtülüleri insan yerine bile koymayan çok ciddî bir kesim var.

Gülşen sadece buzdağının görünen kısmı oldu.

Umarım mütedeyyin insanlarımız buzdağının suyun altında kalan kısmını gördüklerinde iş işten geçmiş olmaz. Titanic filmini hatırlıyorsunuz, değil mi?

Kalınız sağlıcakla.