MUHALEFET, Cumhurbaşkanlığı
Hükûmet Sistemi’ni bir türlü içine sindirememiş. 15 Temmuz darbe ve işgal
girişiminin ardından MHP lideri Devlet Bahçeli, AK Parti’ye, “Getirin anayasa
teklifinizi” sözleriyle çağrıda bulunarak ilk adımı attığı andan itibaren,
muhalefet direnişe geçti.
Cumhurbaşkanlığı
Hükûmet Sistemi’ni öngören anayasa değişikliğinin Meclis’te kabul edilmemesi
için her türlü engelleme yoluna başvuran muhalefet, Meclis’te istediğini elde
edemeyince, bu kez referandumda kabul edilmemesi için her yalana, her algıya
başvurdu. Türlü türlü siyâsî çizgilerden isimlerin bir araya gelmesiyle karşı
çıkanlar, halk oylamasından da istedikleri netîceyi elde edemediler.
Cumhurbaşkanlığı
Hükûmet Sistemi’nin Meclis ve halk tarafından kabulüne rağmen pes etmeyen
muhalefet, bu kez parlamenter sisteme geçiş için bir araya geldi. Bu konuda
yeni anayasa çalışmaları olduğunu söyleyen Millet İttifakı paydaşı partiler,
kamuoyuna bir türlü nasıl bir anayasa çalıştıklarını ilân etmediler. 2018’deki
Haziran Seçimleri öncesinde “Anayasamız hazır” söylemleri halk tarafından
itibar görmedi. Seçimlerde beş benzemez bir araya gelmesine rağmen, hezîmete
uğramaktan kurtulamadılar.
Yıllar
sonra nasıl bir anayasa çalışması içinde olduklarını İyi Partili Ümit Özdağ
açıklayınca kıyamet koptu!
Millet
İttifakı; CHP, İyi Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti ve gizli ortak HDP,
2018’in başında gizli gizli buluşup yapacakları anayasa değişikliğinin
ilkelerini belirlemiş, ancak seçimde istedikleri netîceyi alamadıkları için
çalışmayı gizli tutmaya karar vermişler. Eğer 2018 Haziran Seçimleri ikinci
tura kalsaymış, o zaman ilân edeceklermiş taslaklarını…
Siyâsî
partilerin bir araya gelip anayasa çalışması yapmaları ayıp değil; farklı
düşünce ve görüşteki partilerin uzlaşı için bir araya gelebilmeleri de takdir
edilecek bir durum. Ama Millet İttifakı’nın gizli ve açık ortakları tam tersini
yaptı ve taslaklarını milletten gizlemeyi tercih ettiler.
Bugünlerde
İyi Parti lideri Meral Akşener, ortaya çıkan gizli taslağın yaralarını sarmak
için mi, yoksa gündem saptırmak için mi, bilmiyoruz, yeniden sahne almış
görünüyor. Daha önce terör suçlusu Selahattin Demirtaş ile kahvaltı masasına
oturacağını söyleyen Akşener, bugünlerde de AK Parti ile masaya oturabileceklerini
söyledi.
Masada
da güçlendirilmiş parlamenter sistemin yanı sıra, konunun bir ortağı da Kemal
Kılıçdaroğlu olacakmış. Eğer meseleye iktidar açısından bakılırsa parlamenter
sistem, AK Parti’nin 50 yıllık iktidarını garantileyen bir sistemdir. Niye
Akşener böyle bir sistemde ısrar ediyor?
İşin
püf noktası tam da bu!
Türkiye’de
uygulandığı iddia edilen parlamenter sistem, 27 Mayıs 1960 Darbesi ile hayata
geçirildi. 3 seçim ve 10 yıllık Demokrat Parti iktidarı ile milletin CHP gibi
halk düşmanı hiçbir partiyi iktidara getirmeyeceği anlaşılınca, çâre darbeyle
elde edildi. 27 Mayıs’ta bir taşla kuş katliamı yapıldı!
Dönemin
iktidarı devrildi, Başbakan ve Bakanlar idam edildi, anayasa değiştirildi, vesâyet
düzeni oluşturuldu, seçime giren partilere baskı kuruldu, İsmet İnönü 1965
yılına kadar iktidarda tutuldu…
Sonraki
yıllarda da istenmeyen hükûmetler, seçime ihtiyaç duyulmadan değiştirildiler.
İstenildiği zaman muhtıra verildi, istenildiğinde de darbe yapıldı…
Bugün
“parlamenter sistem” diye yeri göğü inletenler, önce yakın geçmişin hesabını
vermeliler!
Türkiye
bugünlere onların dayatmaları yüzünden geldi ve istemeden Türkiye’ye büyük
iyilik yaptılar. 2007 yılında Meclis’e cumhurbaşkanını seçtirmemek için
direnmeselerdi, cumhurbaşkanını halkın seçmesini öngören Anayasa değişikliği
olmayacaktı. Başkanlığa veya Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ne giden yolu
CHP’nin 2007’deki direnişi açtı.
Dün
parlamentoya cumhurbaşkanı seçtirmeyenler, bugün parlamenter sistemin
savunucuları kesildiler. Dün milletvekillerine cumhurbaşkanı seçtirmeyenler,
bugün Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin “milletvekillerini işlevsiz hâle
getirdiğini iddia ediyorlar”…
Bunların
derdinin parlamenter sistem olmadığı aşikâr olduğuna göre, asıl dertleri ne?
Eskiden
olduğu gibi seçimsiz iktidar değişikliği istiyorlar! Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nin
en önemli özelliği şu ki; halkın iradesine başvurmadan iktidar değişikliği
mümkün değil! Bunlar da halkın iradesiyle iktidar olamayacaklarını bildikleri
için, Güneş Motel yöntemiyle iktidar olmak istiyorlar. O da ancak parlamenter
sistemde olur…
Anlayacağınız, hepsinin içinde bir Nihat Erim yatıyor. “Acaba eskiden olduğu gibi bir muhtıra ile hükûmet başkanı olabilir miyim?” hayâliyle yanıp tutuşuyorlar. Böyle bir sistemde efendilerine daha rahat hizmet edebileceklerini de düşünmüyor değiller tabiî...