ŞÜPHESİZ Cumhurbaşkanlığı
Sistemi’nin idarî şemasındaki en güzel yapılanma, Genelkurmay Başkanlığı, Millî
İstihbarat Başkanlığı, Savunma Sanayii Başkanlığı, Strateji ve Bütçe Başkanlığı,
Diyanet İşleri Başkanlığı ve İletişim Başkanlığı’nın Cumhurbaşkanlığı mâkâmına
doğrudan bağlanmasıdır.
Bunların
yanında Millî Güvenlik Kurulu ve Devlet Denetleme Kurulu’nun da yine bu mâkâma
bağlanması eskiden olduğu gibi önemlidir.
Söz
konusu başkanlıklar ve kurullar hakkında herhangi bir eleştiriyi bu dosya
kapsamında getirmeyeceğiz. Zira hem teknik, hem de ilgi bakımından dosyanın
dışında kalıyorlar. Nedenini şöyle izah edelim: Politika kurulları ile
bakanlıklara getirdiğimiz eleştiriler, “Kurullar ve bakanlıklar kötü
çalışıyorlar. Filanca bakanlıkta filanca skandallar var, falanca kurulda
falanca isim FETÖ’cü” minvâlinde değiller. Bizim eleştirilerimiz, sistemin
organizasyonu üzerine. Başlıklar, görevlendirmeler ve yetkilenmeler bakımından
bir işleyiş güncellemesine gereksinim duyulduğunu anlatan tenkitler bunlar.
Aynı
tattaki eleştirileri yukarıda ismi geçen başkanlıklar ve kurullar açısından
yapamayız. Çünkü her biri mutlak anlamda varlığı elzem organizasyonlar.
Başlarında kimlerin olduğu ve nasıl çalıştırdıkları hususundaki eleştirileri
belki başka dosyalarda ayrı ayrı değerlendirebiliriz ama burada değil.
Sistemin
organizasyonu bakımından eleştirilebilecek başlıklar, Finans Ofisi, İnsan
Kaynakları Ofisi, Teknoloji (Dijital Dönüşüm) Ofisi ve Yatırım Ofisi.
Bilindiği
gibi Cumhurbaşkanlığı mâkâmının merkezinde Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı
Yardımcısı, Özel Kalem Müdürlüğü ve İdarî İşler Başkanlığı yer alıyor. Bu
merkezin doğrudan muhatap olduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin de doğrudan
ilgilendiği dört alan, organizasyonda yer alan Finans, İnsan Kaynakları,
Teknoloji ve Yatırım Ofisleri.
Bu
örgütlenmeyi McKinsey Araştırma Şirketi’nin dizayn ettiğini ve bu nedenle
devlet örgütlenmesini bir şirket yönetimi gibi algılayarak bizim mülkümüzü (diğer
bir deyişle devletimizi), bizim kültürümüzü ve bizim sosyolojimizi arka plânda
bırakan, hatta göz ardı eden bir yapılanma ortaya koyduğunu en başta
söylemiştik. Bu anlamda bu modelde belediyecilik anlayışına daha yatkın bir
programın işlediğini, bununla merkezin yükünü yayacak bir yürütme erki
plânlamak yerine merkezin yük ve sorumluluklarını daha da arttıran bir kalıp
inşâ ettiğini de ifade etmiştik.
“Finans
Ofisi’nin görevleri nelerdir?” diye bir soru soralım örneğin.
“Ulusal ve
uluslararası bankacılık ve finans sektörünü izlemek ve analizler yaparak
raporlamak. Türkiye’nin finans piyasaları içindeki konumunu raporlamak. Finansal
kaynakların çeşitlendirilmesi ve uluslararası fonların Türkiye’ye gelmesini
sağlayıcı çalışmalar yapmak. İstanbul Finans Merkezi projesini yürütmek ve
gelişmeleri takip etmek. Cumhurbaşkanınca verilen diğer görevleri yapmak.”
Soru:
Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Türkiye Varlık Fonu, BDDK, TMSF, KGF, MB ne
yapıyor? Hepsini geçelim, finans temalı sivil toplum kuruluşları, meslek odaları,
ticaret odaları, sanayi odaları, borsalar ne yapıyorlar?
Peki,
İnsan Kaynakları Ofisi’nin görevleri nelerdir?
“Türkiye’nin insan
kaynakları envanterini çıkarmak ve ihtiyaç duyulan alanlarda yetenek gelişim
faaliyetlerini yürütmek. Türkiye’nin vizyonu, hedefleri ve öncelikleri
doğrultusunda insan kaynağının geliştirilmesini sağlamaya yönelik projeler
üretmek. Özel yeteneklerin keşfini sağlamak ve yetenek yönetimi projelerini
yürütmek. Politika kurullarının öncelediği alanlarda küresel düzeyde insan
kaynağının tespitini yaparak milli projelere kazandırılmasını sağlamak. Kamuda
kariyer yönetimi, performans yönetimi ve diğer modern insan kaynağı yönetim
modellemelerinin hayata geçirilmesi için projeler geliştirmek. Kamu
istihdamında liyakat ve yetkinliğin artırılması için gerekli projeleri üretmek
ve çalışmalar yapmak. Verimliliğin artırılması için insan kaynakları
planlamasına yönelik çalışmalar yapmak. Cumhurbaşkanınca verilen diğer
görevleri yapmak.”
Soru:
İş-Kur, TÜİK ne iş yapar? Çalışma Bakanlığı’nın görevi nedir? Hepsini geçelim,
madem bu ofisin böyle bir görevi var, KPSS neden var? KPSS yahut kamu personeli
alımına ilişkin tüm sınavlar derhâl kaldırılmalıdır. İnsan Kaynakları Ofisi bu
hususta herhangi bir çalışma yapmış mıdır? Ayrıca İnsan Kaynakları Ofisi,
sadece Külliye’nin insan kaynaklarına bakmamaktadır, bu önemli. Zira bu notu
belirtmesek, eleştirilerimizin hepsi çöptür.
Bir
soru da Teknoloji, yeni adıyla Dijital Dönüşüm Ofisi için gelsin: Bu ofis ne
yapar? Bu ofis, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin teknoloji yatırımlarını
organize etmek için dizayn edilmiş bir ar-ge departmanı. Peki, Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığı niçin var? Yeniliklerle ilgili politika kurulu niçin var?
Bu ofis varsa, özel sektörde gelişme gösteren yerli teknoloji şirketleri niçin
veryansın ediyorlar?
Son
olarak Yatırım Ofisi hakkında bir sorumuz yok. Çünkü bu ofis, Türkiye
Cumhuriyeti Devleti’nin yatırım aklı hüviyetine sahip. Tek sorun, bu ofisin
diğerleriyle aynı eksende organize edilmesi. Bu ofis çok ama çok önemli, çok
değerli. Her bir politika kurulunun, her bir bakanlığın, her bir başkanlığın, hatta
bu plâna göre diğer her ofisin bu ofisle sıkı bir koordinasyona ihtiyacı var. Bu
ofisin ofis hüviyetinden başkanlık hüviyetine büründürülmesi daha doğru bir
işlem olacaktır.
Son
söz
Buraya
kadar getirdiğimiz eleştirilerle Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin daha da
güçlenmesini sağlamak, güçlenmesi için önce yüklerinden arındırmak, arınma için
de başlık-görev-yetki ekseninde bir güncellemeye girmek gerektiğini ifade
etmemiz lâzım.
Var
olsun, baki olsun Türkiye Cumhuriyeti Devleti!