Güçlendirilmiş Cumhurbaşkanlığı Sistemi (6)

Yatırım Ofisi hakkında bir sorumuz yok. Çünkü bu ofis, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yatırım aklı hüviyetine sahip. Tek sorun, bu ofisin diğerleriyle aynı eksende organize edilmesi. Bu ofis çok ama çok önemli, çok değerli. Her bir politika kurulunun, her bir bakanlığın, her bir başkanlığın, hatta bu plâna göre diğer her ofisin bu ofisle sıkı bir koordinasyona ihtiyacı var. Bu ofisin ofis hüviyetinden başkanlık hüviyetine büründürülmesi daha doğru bir işlem olacaktır.

ŞÜPHESİZ Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin idarî şemasındaki en güzel yapılanma, Genelkurmay Başkanlığı, Millî İstihbarat Başkanlığı, Savunma Sanayii Başkanlığı, Strateji ve Bütçe Başkanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve İletişim Başkanlığı’nın Cumhurbaşkanlığı mâkâmına doğrudan bağlanmasıdır.

Bunların yanında Millî Güvenlik Kurulu ve Devlet Denetleme Kurulu’nun da yine bu mâkâma bağlanması eskiden olduğu gibi önemlidir.

Söz konusu başkanlıklar ve kurullar hakkında herhangi bir eleştiriyi bu dosya kapsamında getirmeyeceğiz. Zira hem teknik, hem de ilgi bakımından dosyanın dışında kalıyorlar. Nedenini şöyle izah edelim: Politika kurulları ile bakanlıklara getirdiğimiz eleştiriler, “Kurullar ve bakanlıklar kötü çalışıyorlar. Filanca bakanlıkta filanca skandallar var, falanca kurulda falanca isim FETÖ’cü” minvâlinde değiller. Bizim eleştirilerimiz, sistemin organizasyonu üzerine. Başlıklar, görevlendirmeler ve yetkilenmeler bakımından bir işleyiş güncellemesine gereksinim duyulduğunu anlatan tenkitler bunlar.

Aynı tattaki eleştirileri yukarıda ismi geçen başkanlıklar ve kurullar açısından yapamayız. Çünkü her biri mutlak anlamda varlığı elzem organizasyonlar. Başlarında kimlerin olduğu ve nasıl çalıştırdıkları hususundaki eleştirileri belki başka dosyalarda ayrı ayrı değerlendirebiliriz ama burada değil.

Sistemin organizasyonu bakımından eleştirilebilecek başlıklar, Finans Ofisi, İnsan Kaynakları Ofisi, Teknoloji (Dijital Dönüşüm) Ofisi ve Yatırım Ofisi.

Bilindiği gibi Cumhurbaşkanlığı mâkâmının merkezinde Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Özel Kalem Müdürlüğü ve İdarî İşler Başkanlığı yer alıyor. Bu merkezin doğrudan muhatap olduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin de doğrudan ilgilendiği dört alan, organizasyonda yer alan Finans, İnsan Kaynakları, Teknoloji ve Yatırım Ofisleri.

Bu örgütlenmeyi McKinsey Araştırma Şirketi’nin dizayn ettiğini ve bu nedenle devlet örgütlenmesini bir şirket yönetimi gibi algılayarak bizim mülkümüzü (diğer bir deyişle devletimizi), bizim kültürümüzü ve bizim sosyolojimizi arka plânda bırakan, hatta göz ardı eden bir yapılanma ortaya koyduğunu en başta söylemiştik. Bu anlamda bu modelde belediyecilik anlayışına daha yatkın bir programın işlediğini, bununla merkezin yükünü yayacak bir yürütme erki plânlamak yerine merkezin yük ve sorumluluklarını daha da arttıran bir kalıp inşâ ettiğini de ifade etmiştik.

“Finans Ofisi’nin görevleri nelerdir?” diye bir soru soralım örneğin.

“Ulusal ve uluslararası bankacılık ve finans sektörünü izlemek ve analizler yaparak raporlamak. Türkiye’nin finans piyasaları içindeki konumunu raporlamak. Finansal kaynakların çeşitlendirilmesi ve uluslararası fonların Türkiye’ye gelmesini sağlayıcı çalışmalar yapmak. İstanbul Finans Merkezi projesini yürütmek ve gelişmeleri takip etmek. Cumhurbaşkanınca verilen diğer görevleri yapmak.”

Soru: Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Türkiye Varlık Fonu, BDDK, TMSF, KGF, MB ne yapıyor? Hepsini geçelim, finans temalı sivil toplum kuruluşları, meslek odaları, ticaret odaları, sanayi odaları, borsalar ne yapıyorlar?

Peki, İnsan Kaynakları Ofisi’nin görevleri nelerdir?

“Türkiye’nin insan kaynakları envanterini çıkarmak ve ihtiyaç duyulan alanlarda yetenek gelişim faaliyetlerini yürütmek. Türkiye’nin vizyonu, hedefleri ve öncelikleri doğrultusunda insan kaynağının geliştirilmesini sağlamaya yönelik projeler üretmek. Özel yeteneklerin keşfini sağlamak ve yetenek yönetimi projelerini yürütmek. Politika kurullarının öncelediği alanlarda küresel düzeyde insan kaynağının tespitini yaparak milli projelere kazandırılmasını sağlamak. Kamuda kariyer yönetimi, performans yönetimi ve diğer modern insan kaynağı yönetim modellemelerinin hayata geçirilmesi için projeler geliştirmek. Kamu istihdamında liyakat ve yetkinliğin artırılması için gerekli projeleri üretmek ve çalışmalar yapmak. Verimliliğin artırılması için insan kaynakları planlamasına yönelik çalışmalar yapmak. Cumhurbaşkanınca verilen diğer görevleri yapmak.”

Soru: İş-Kur, TÜİK ne iş yapar? Çalışma Bakanlığı’nın görevi nedir? Hepsini geçelim, madem bu ofisin böyle bir görevi var, KPSS neden var? KPSS yahut kamu personeli alımına ilişkin tüm sınavlar derhâl kaldırılmalıdır. İnsan Kaynakları Ofisi bu hususta herhangi bir çalışma yapmış mıdır? Ayrıca İnsan Kaynakları Ofisi, sadece Külliye’nin insan kaynaklarına bakmamaktadır, bu önemli. Zira bu notu belirtmesek, eleştirilerimizin hepsi çöptür.

Bir soru da Teknoloji, yeni adıyla Dijital Dönüşüm Ofisi için gelsin: Bu ofis ne yapar? Bu ofis, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin teknoloji yatırımlarını organize etmek için dizayn edilmiş bir ar-ge departmanı. Peki, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı niçin var? Yeniliklerle ilgili politika kurulu niçin var? Bu ofis varsa, özel sektörde gelişme gösteren yerli teknoloji şirketleri niçin veryansın ediyorlar?

Son olarak Yatırım Ofisi hakkında bir sorumuz yok. Çünkü bu ofis, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yatırım aklı hüviyetine sahip. Tek sorun, bu ofisin diğerleriyle aynı eksende organize edilmesi. Bu ofis çok ama çok önemli, çok değerli. Her bir politika kurulunun, her bir bakanlığın, her bir başkanlığın, hatta bu plâna göre diğer her ofisin bu ofisle sıkı bir koordinasyona ihtiyacı var. Bu ofisin ofis hüviyetinden başkanlık hüviyetine büründürülmesi daha doğru bir işlem olacaktır.

Son söz

Buraya kadar getirdiğimiz eleştirilerle Cumhurbaşkanlığı Sistemi’nin daha da güçlenmesini sağlamak, güçlenmesi için önce yüklerinden arındırmak, arınma için de başlık-görev-yetki ekseninde bir güncellemeye girmek gerektiğini ifade etmemiz lâzım.

Var olsun, baki olsun Türkiye Cumhuriyeti Devleti!