Güçlendirilmiş Cumhurbaşkanlığı Sistemi (4)

“Teknoloji turizmi”, “sağlık turizmi”, “iletişim turizmi” ya da “fuar turizmi” ifadelerindeki anlamı yakalayamayan Türkiye, turizm konusunu ekonomi politikaları başlığı altında değerlendirmek dururken kültüre yüklüyor. Dolayısıyla kültür, bu yükü kaldıramayarak altında eziliyor. Daha doğru ifade ise şu: Kültür, ezdiriliyor!

“GÜÇLENDİRİLMİŞ Cumhurbaşkanlığı Sistemi” başlıklı bu dosyayı hazırlarken, kendimi politika kurulları konusunu merkezinde konumlandırmıştım. Buradan bakarak başladığım çalışma hakkında şu ifade kullanılabilir: “Kurulları bakanlık olarak baz alıyor fakat bakanlık sayısı kadar kurul oluşturulmadığı gibi kurul sayısı kadar da bakanlık oluşturulmadı…”

Bu eleştiri, yazının tekniği bakımından bir yanlışlığı gösterebilir fakat matematiği bakımından doğru bir eleştiri değildir. Zira sorun da bu eleştirideki ifadeyle ortadadır. Çünkü bakanlık sayısı kadar politika kurulu oluşturulmalıdır. Ya da kurul sayısı kadar bakanlık…

Matematik tarzda bir soru sorarak bu ifadenin üzerine yüklenelim: Cumhurbaşkanımızın da belirttiği üzere kültür merkezli icraatta sınıfta kalan AK Partili kabineler, 2003’teki ilk kabineden itibaren kültür ile turizm başlığını bir araya getirmiş ve bir bakanlığa sürekli “Kültür ve Turizm Bakanlığı” ismini vermiştir. Peki, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Modeli ile oluşturulan politika kurullarının hangisinin başlığı “Kültür ve Turizm Politikaları Kurulu”dur?

Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Modeli’ni o ilk günkü şeması ile gözünüzün önüne getirin ve kurulların isimlerine odaklanın:

·       Bilim, Teknoloji ve Yenilik Politikaları Kurulu

·       Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu

·       Ekonomi Politikaları Kurulu

·       Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu

·       Hukuk Politikaları Kurulu

·       Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu

·       Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu

·       Sosyal Politikalar Kurulu

·       Yerel Yönetim Politikaları Kurulu

Tekrar şahit olduk mu? “Kültür ve Turizm Politikaları Kurulu” isminde bir kurul yok. Peki, ne var en yakını? “Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu” isminde bir kurul var.

Demek ki bakanlık, politikadan azade şekillendirilmek üzere bina edilmiş.

Peki, AK Parti iktidarını destekleyenlerin Kültür ve Turizm Bakanlığı hakkındaki dünden bugüne düşüncesi ne oldu? “Turizm Bakanlığı yapıldı ama Kültür Bakanlığı sınıfta kaldı…”

Peki, “turizm” konusu hangi kurulun işi olmalı? Eğer adını “bacasız sanayi” diye de andığınız bir konu ise turizm, akla parasal/finansal bir konu geliyor. Türkiye’de turizm, sadece kültür konusu üzerinden düşünüldüğü için “Kültür” ile “Turizm” aynı tamlamada buluşturuluyor. Zaten yanlış olan da bu!

“Teknoloji turizmi”, “sağlık turizmi”, “iletişim turizmi” ya da “fuar turizmi” ifadelerindeki anlamı yakalayamayan Türkiye, turizm konusunu ekonomi politikaları başlığı altında değerlendirmek dururken kültüre yüklüyor. Dolayısıyla kültür, bu yükü kaldıramayarak altında eziliyor. Daha doğru ifade ise şu: Kültür, ezdiriliyor!

Hiç şüphesiz, yukarıya da başlıklarını aldığımız kurulların ilgilendikleri konuların her biri birbiriyle doğrudan ya da dolaylı olarak bir şekilde ilintili, ilgili. Ancak kategorizasyonda yapılan hata, Aristo’nun canlıları sınıflandırmasına dönüşüyor ve konuların ilkel çapta ele alınmasına yol açıyor. Hâlbuki bunun insanî, sosyolojik ve matematiksel bir ayrımı mümkün. Hele bu çağda…

Konumuz sadece Kültür ve Turizm Bakanlığı değil, buradan bakınca Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın hiç mevcut olmaması gerekiyor. Çünkü kurullarda kelime olarak dahi bulunmazken, bu kelimeler birbirinden farklı kurullarda bile yer almıyor. Peki, daha önce ismi sadece “Çevre Bakanlığı” olan bu nezaretin AK Parti iktidarlarındaki rolü, politikaları ve oluşturduğu algı ne oldu, nasıl oldu?

Çevre Bakanlığı, daha önceki bazı uygulamalarda isim olarak hiç kullanılmadı. Başlığı, “Bayındırlık ve İskân Bakanlığı” altında bulunan bir birimdi. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, bugünkü “Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı” ismini de bünyesinde barındırıyordu. Bu isim de AK Parti’nin hediyesi… Hatta “Ulaştırma, Haberleşme, Denizcilik ve Altyapı Bakanlığı” gibi acayip afili bir isim de icat etmişti AK Parti, bundan vazgeçti. Sonra “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı” ismiyle yeniden uzun isim verme hevesi dirildi.

Denizli’de ikâmet ettiğim yıllarda biriyle tanışmıştım. Adam daha sonra ana haber bültenlerine çıktı. Tam beş ismi vardı. Ancak bu özellik sadece ona has değildi. Ailesindeki herkesin beşer tane ismi vardı ve her biri kimliğinde yazılıydı. Resmî işlemlerde yazık oluyordu tüm aile fertlerine…

Bu işin en güzel ismi, “Bayındırlık ve İskân Bakanlığı”dır. Tabiî bu bakanlık ile ilgilenen kurulun adı da “Bayındırlık ve İskân Politikaları Kurulu” olmalıdır. Peki, mevcut kurullarda çevre, şehircilik, iklim değişikliği, ulaştırma ve altyapı kelimelerine sahip bir kurul var mı? Hepsinin bir arada anıldığı kurulu geçiniz, birbirinden farklı kurullarda dahi bu kelimelerden hiçbiri yok. Öyleyse bir sorun var!

(Devam edecek…)