
“GÜÇLENDİRİLMİŞ
Cumhurbaşkanlığı Sistemi” başlıklı bu dosyayı hazırlarken, kendimi politika
kurulları konusunu merkezinde konumlandırmıştım. Buradan bakarak başladığım
çalışma hakkında şu ifade kullanılabilir: “Kurulları bakanlık olarak baz alıyor
fakat bakanlık sayısı kadar kurul oluşturulmadığı gibi kurul sayısı kadar da
bakanlık oluşturulmadı…”
Bu eleştiri, yazının tekniği bakımından
bir yanlışlığı gösterebilir fakat matematiği bakımından doğru bir eleştiri
değildir. Zira sorun da bu eleştirideki ifadeyle ortadadır. Çünkü bakanlık
sayısı kadar politika kurulu oluşturulmalıdır. Ya da kurul sayısı kadar
bakanlık…
Matematik tarzda bir soru sorarak bu
ifadenin üzerine yüklenelim: Cumhurbaşkanımızın da belirttiği üzere kültür
merkezli icraatta sınıfta kalan AK Partili kabineler, 2003’teki ilk kabineden
itibaren kültür ile turizm başlığını bir araya getirmiş ve bir bakanlığa
sürekli “Kültür ve Turizm Bakanlığı” ismini vermiştir. Peki, Cumhurbaşkanlığı
Hükûmet Modeli ile oluşturulan politika kurullarının hangisinin başlığı “Kültür
ve Turizm Politikaları Kurulu”dur?
Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Modeli’ni o ilk
günkü şeması ile gözünüzün önüne getirin ve kurulların isimlerine odaklanın:
·
Bilim, Teknoloji ve Yenilik
Politikaları Kurulu
·
Eğitim ve Öğretim Politikaları
Kurulu
·
Ekonomi Politikaları Kurulu
·
Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu
·
Hukuk Politikaları Kurulu
·
Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu
·
Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu
·
Sosyal Politikalar Kurulu
·
Yerel Yönetim Politikaları Kurulu
Tekrar şahit olduk mu? “Kültür ve Turizm
Politikaları Kurulu” isminde bir kurul yok. Peki, ne var en yakını? “Kültür ve
Sanat Politikaları Kurulu” isminde bir kurul var.
Demek ki bakanlık, politikadan azade
şekillendirilmek üzere bina edilmiş.
Peki, AK Parti iktidarını destekleyenlerin
Kültür ve Turizm Bakanlığı hakkındaki dünden bugüne düşüncesi ne oldu? “Turizm
Bakanlığı yapıldı ama Kültür Bakanlığı sınıfta kaldı…”
Peki, “turizm” konusu hangi kurulun işi
olmalı? Eğer adını “bacasız sanayi” diye de andığınız bir konu ise turizm, akla
parasal/finansal bir konu geliyor. Türkiye’de turizm, sadece kültür konusu
üzerinden düşünüldüğü için “Kültür” ile “Turizm” aynı tamlamada buluşturuluyor.
Zaten yanlış olan da bu!
“Teknoloji turizmi”, “sağlık turizmi”,
“iletişim turizmi” ya da “fuar turizmi” ifadelerindeki anlamı yakalayamayan
Türkiye, turizm konusunu ekonomi politikaları başlığı altında değerlendirmek
dururken kültüre yüklüyor. Dolayısıyla kültür, bu yükü kaldıramayarak altında
eziliyor. Daha doğru ifade ise şu: Kültür, ezdiriliyor!
Hiç şüphesiz, yukarıya da başlıklarını
aldığımız kurulların ilgilendikleri konuların her biri birbiriyle doğrudan ya
da dolaylı olarak bir şekilde ilintili, ilgili. Ancak kategorizasyonda yapılan
hata, Aristo’nun canlıları sınıflandırmasına dönüşüyor ve konuların ilkel çapta
ele alınmasına yol açıyor. Hâlbuki bunun insanî, sosyolojik ve matematiksel bir
ayrımı mümkün. Hele bu çağda…
Konumuz sadece Kültür ve Turizm Bakanlığı
değil, buradan bakınca Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın hiç
mevcut olmaması gerekiyor. Çünkü kurullarda kelime olarak dahi bulunmazken, bu
kelimeler birbirinden farklı kurullarda bile yer almıyor. Peki, daha önce ismi
sadece “Çevre Bakanlığı” olan bu nezaretin AK Parti iktidarlarındaki rolü,
politikaları ve oluşturduğu algı ne oldu, nasıl oldu?
Çevre Bakanlığı, daha önceki bazı
uygulamalarda isim olarak hiç kullanılmadı. Başlığı, “Bayındırlık ve İskân
Bakanlığı” altında bulunan bir birimdi. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, bugünkü
“Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı” ismini de bünyesinde barındırıyordu. Bu isim
de AK Parti’nin hediyesi… Hatta “Ulaştırma, Haberleşme, Denizcilik ve Altyapı
Bakanlığı” gibi acayip afili bir isim de icat etmişti AK Parti, bundan
vazgeçti. Sonra “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı” ismiyle
yeniden uzun isim verme hevesi dirildi.
Denizli’de ikâmet ettiğim yıllarda biriyle
tanışmıştım. Adam daha sonra ana haber bültenlerine çıktı. Tam beş ismi vardı.
Ancak bu özellik sadece ona has değildi. Ailesindeki herkesin beşer tane ismi
vardı ve her biri kimliğinde yazılıydı. Resmî işlemlerde yazık oluyordu tüm
aile fertlerine…
Bu işin en güzel ismi, “Bayındırlık ve
İskân Bakanlığı”dır. Tabiî bu bakanlık ile ilgilenen kurulun adı da
“Bayındırlık ve İskân Politikaları Kurulu” olmalıdır. Peki, mevcut kurullarda
çevre, şehircilik, iklim değişikliği, ulaştırma ve altyapı kelimelerine sahip
bir kurul var mı? Hepsinin bir arada anıldığı kurulu geçiniz, birbirinden
farklı kurullarda dahi bu kelimelerden hiçbiri yok. Öyleyse bir sorun var!
(Devam
edecek…)