Güçlendirilmiş Cumhurbaşkanlığı Sistemi (2)

Yürüyen algı bu düşünceye ters düştüğünden, söz konusu kurulların anlamı ne tam anlaşılabildi, ne de varlıkları hatırlanır oldu. Hatırlayanlarsa “Ne yapıyorlar?” sorusunu soruyorlar. Bu cihetten bakılabilseydi, bakan olan kişinin daha önceki hayatında ne olduğu, kim olduğu yukarı alınmaz, bakan üzerinden komplo kurulmaz, herhangi bir bakan değişikliği ülke gündemini haftalarca oyalamazdı. Zira bilinirdi ki, kim icra ederse etsin işleyen bir politika var.

CUMHURBAŞKANLIĞI Hükûmet Modeli’nin uygulanacağı ilk kabine açıklandığında, yenilik plânında bazı yeni bakanlıkların kurulduğunu, bazı bakanlıkların isimlerinin değiştirildiğini, bazılarının birleştirildiğini, bunların yanında bir de idarî birtakım başkanlıkların oluşturulduğunu gördük.

Sistemin en farklı oluşumu ise politika kurullarıydı. Politika kurullarına bakarken farklı bir pencere açmak istiyorum…

Kimi çocuk ebeveyninden zılgıt yediğinde şöyle bir söz işitir: “Yavrum, sen benim dediğimi yap, yaptığımı yapma!”

Bu söz, çocuğun çoğunlukla ebeveyninden görüp özenerek yaptığı “olumsuz” bir eyleme yönelik beyan edilir. Türkiye’de politikaya bakış bu minvaldedir. Her şey politik idealizm çerçevesinde düşünülür ancak hiçbir şey politikayla uyuşmaz. Yani icra, fikri ihya etmez.

“Politika” denince akla etüt, istişare, çözüm yöntemleri, plân ve uygulama programından oluşan bir süreç gelir. Fakat icrada, etüdü kısmen muhatap almış bir yeni çözüm vardır.

Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile tanık olduğumuz politika kurulları, hem kamuoyunda, hem de kurulların üyelerinde yanlış bir algı ile işlemektedir. Politika kurulları birer danışman komitesi hüviyetinde olmamasına rağmen böyle anlaşılmakta, işin patronlarının konuyla ilgili kurul değil, bakan olduğu düşünülmektedir.

Hâlbuki Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Modeli’nin işlediği ilk kabine atanan bakanların kariyerleriyle göstermiştir ki bakan, son icra elemanıdır. Yani parlamenter sistemdeki yapıya göre kıyaslandığında bakan olan mâkâm politika kurulu, yine parlamenter sisteme göre kıyaslandığında müsteşar da bugünkü bakandır. Zaten bakan yardımcılıkları da bu yüzden sağlanmıştır. Yani daha önceki müsteşar yardımcılıkları gibi…

Yürüyen algı bu düşünceye ters düştüğünden, söz konusu kurulların anlamı ne tam anlaşılabildi, ne de varlıkları hatırlanır oldu. Hatırlayanlarsa “Ne yapıyorlar?” sorusunu soruyorlar. Bu cihetten bakılabilseydi, bakan olan kişinin daha önceki hayatında ne olduğu, kim olduğu yukarı alınmaz, bakan üzerinden komplo kurulmaz, herhangi bir bakan değişikliği ülke gündemini haftalarca oyalamazdı. Zira bilinirdi ki, kim icra ederse etsin işleyen bir politika var.

(Devam edecek…)