ANKARA’da ikâmet eden
biri olarak Bloomberg’de 13 Haziran 2021 tarihli şekilde yayınlanan şu yazıyı
kâle almam gerekirdi, aldım:
“Biden,
Türkiye ile Gordion düğümünü kesmeli!
Erdoğan,
uzun zamandır Batı ile dostluk iddiasını bıraktı.
Türkiye
uzun zamandır Batı’yı terk etti. Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan, ülkesini Batı’nın çıkarlarına açıkça düşman olan bir
güçler ekseniyle hizaladı: Çin, Rusya ve İran.
Bu,
onun popüler, seçilmiş bir lider olarak ayrıcalığıdır. Ancak Erdoğan, aynı
zamanda Batı’nın askerî ortaklıklarının korunmasını ve ekonomik birliklere
üyeliğini de istiyor. İttifakın güvenliğini zedeleyen silah sistemleri satın alırken ve
üye devlet başkanlarına hakaretler yağdırırken bile Türkiye’nin Kuzey
Atlantik Antlaşması Örgütü içinde kalmasını istiyor. Milyonlarca göçmenle
dolup taşmakla tehdit ederken bile Avrupa
Birliği ile karşılıklı güven arayışında…
Batı,
Türk zulmüne toleransının sona erdiğini göstererek yanıt vermelidir. Bunu
yapmak için en iyi forum, Erdoğan’a karşı sabrının tükendiği NATO’dur. İttifakın,
Başkan Joe Biden’in yemin etmesinden bu yana ilk zirvesi önümüzdeki hafta
yapılacak. Biden’in 14 Haziran’da Erdoğan ile görüşmesi plânlanıyor.
Erdoğan,
ABD’ye karşı özellikle kavgacı bir konuşma yaptı. Bu düşmanlık, Amerikan
liderliğine çok az ilgi gösteren Başkan Donald Trump
tarafından eğlenceli bir hoşgörü ile karşılandı. Biden şimdi bu
sorumluluğu üstleneceğini söylediğine göre, Erdoğan’a Türkiye’nin buna her iki
şekilde de sahip olamayacağını açıklamalı.
Biden,
yıllar içinde Erdoğan’ı büyütmek için pek çok fırsata sahip oldu ve
açıkça Türk liderin bir otokrat
olduğu sonucuna
vardı. O, ‘Onlarla eskisi gibi oynamaya devam etmeyeceğimizi
anlamalılar’ demişti.
Türkiye
zaten bu iddiasını, retoriği hızlandırarak test ediyor. İçişleri Bakanı
Süleyman Soylu, ABD’yi 2016’da
Erdoğan’a karşı başarısız bir darbe girişimi emri vermekle açıkça suçladı ve Avrupa’nın
buna destek verme konusunda hevesli olduğunu iddia etti. Bu, bazıları
Erdoğan’ın bizzat yayınladığı, ABD’nin darbecilerin yanında yer
aldığı yönündeki
önceki suçlamaların çok ötesine geçiyor.
Aslında
Biden, darbe girişimi sırasında Başkan Yardımcısıydı ve Erdoğan’a Amerikan
desteğini temin etmek
için Türkiye’ye uçmuştu. Ankara olaylarla ilgili kapsamlı soruşturmalar
yürütmesine ve binlerce kişiyi tutuklamasına rağmen ABD veya Avrupa’nın
herhangi bir şekilde o olaylara karıştığına dair en ufak bir kanıt
sunamadı. Yine de Erdoğan, bakanının suçlamalarını düzeltmeyi, onu
cezalandırmayı hiç düşünmedi.
NATO’ya
gelince… Türkiye, Rus füze savunma sistemlerini edinmeye karşı sürekli
uyarılarını bir kenara attı ve hatta daha fazlasını satın almayı da teklif
ediyor. İttifak üyeleri Yunanistan (hidrokarbon arama konusunda) ve Fransa
(Libya İç Savaşı konusunda) ile anlaşmazlıklarını da arttırdı. Daha yakın
zamanlarda, NATO’nun bir uçağın zorunlu inişine ve uçakta bir muhalifin
ele geçirilmesine ilişkin Belarus’a yönelik eleştirisini yumuşatması
konusunda ısrar ederek, üyeliğini, Moskova’nın gündemini ilerletmek için
kullandı.
NATO’nun
kuruluş tüzüğü, üyelerin ihraç edilmesine izin vermemektedir; ancak Türkiye’ye
artık burada üye olarak istenmediği çeşitli şekillerde
söylenebilir. Nükleer silahların ve diğer stratejik varlıkların geri
çekilmesinden başlayarak, ittifakın Türkiye topraklarındaki ayak izini azaltmak
iyi bir başlangıç olabilir. Grup ayrıca, silah satışlarının askıya
alınması ve ekonomik yaptırımlar da dâhil olmak üzere Türkiye’ye karşı cezaî
tedbirleri koordine edebilir. Avrupa Birliği, Türkiye’nin üyeliği
konusunda uzun süredir devam eden müzakereleri canlandırmaya niyeti olmadığını
teyit ederek mesajın altını çizmelidir.
Biden,
NATO’yu tek taraflı Amerikan önlemleriyle destekleyebilir. Yönetimi, Türkiye’nin
savunma sanayiine yönelik yaptırımları
genişletebileceğini ve
ülkenin F-35 avcı uçağı programından askıya
alınmasını destekleyeceğini zaten belirtmişti. Dışişleri Bakanı
Antony Blinken, daha da ağır cezaların düşünüleceğini söyledi. Bu,
Trump’un Erdoğan’ı her zamankinden daha fazla gevşek bırakma eğilimi nedeniyle
Türkiye’yi cezalandırma konusundaki iki taraflı bir fikir birliğinin
engellendiği Kongre tarafından da memnuniyetle karşılanacaktır.
İskender’in,
kılıcını Gordion düğümünden geçirdiği yer, modern Ankara’dan arabayla bir
saatlik mesafededir. Türkiye’yi Batı’dan koparmak daha basit bir girişim
olmalı.”
***
14
Haziran yani bu yazının yayınlandığı tarihten bir gün önce gerçekleştirilen
Brüksel’deki NATO Zirvesi öncesinde Bloomberg’de “Yayın Kurulu” imzasıyla
yayınlanan bu yazıda sarf edilenleri tek tek anlatmaya gerek yok.
Gordion,
Ankara Polatlı’da bulunan ve eşek kulaklı Frig Kralı Midas’ıyla ünlü eski bir
Anadolu uygarlığı başkenti…
Krallarının
yerine lider bulamayan Frigler, bir kâhine
danışırlar. Ona göre şehirlerine öküz arabası ile giren ilk adamın kral ilân
edilmesi gereklidir. Dediğini yaparlar. Şehre öküz arabasıyla ilk giren kişi, eşek
kulaklarıyla ünlü Midas’ın babası Gordios’tur. Gordios,
kral ilân edilince krallığına vesile olan öküz arabasını tapınağa bağışlar.
(“Gordion”
da “Gordios’un ülkesi” anlamına gelir.) Gordios’un arabası, kızılcık dallarından
bir düğümle tapınağa bağlanır ve üzerine bir tılsım üflenir. Düğüm, onu çözecek
kişinin Asya’nın hâkimi olacağı
söylentisiyle meşhur olur.
Yıllar
sonra Büyük İskender, Gordion’a geldiğinde bu düğümü bulur ve çözmeye
çalışır. Fakat çözemez. Öfkelenir ve kılıcını çekip düğümü keser.
İskender
gerçekten de Pers İmparatorluğu’nu yenerek ve
topraklarını fethederek Asya’nın hâkimi olma yolundadır ama daha 33 yaşındayken
ateşli bir hastalık geçirerek ölür. Bilginler ve kâhinler, onun ölümünün Gordion
düğümünü çözmek yerine kesmesi nedeniyle cezalandırıldığını söylerler…
Bütün
bir yazıyı okuyup düşününce aklınıza neler geliyor?
Bu
yazıya göre İskender kim? Biden mi, yoksa?..
Bloomberg
kimin cezalandırılmasını istiyor?
Erdoğan’ın
bakanı Süleyman Soylu, yazıya konu söylemlerini hangi TV kanalında
gerçekleştirdi?
Türkiye’de
“Haber Türk” diye bilinen medya organının uluslararası ortağı kim?
Türkiye’nin
NATO’cu kafaları bugün hangi TV kanalında zırlıyorlar da bunu gören MHP lideri
Bahçeli hangi TV kanalını boykot ediyor?
Bloomberg
de ikrar ediyor, NATO’dan ihraç yok, fakat üye ülke ayrılabilir. Buna göre
Türkiye’nin NATO’dan ayrılması için hangi kışkırtma senaryoları denenecek? Bu
kışkırtma zaten hâlihazırda yapılıyor da, dahası hangi koşullarda
gerçekleşecek?
Metinde
15 Temmuz hatırlatmaları yapıp “Türkiye, 15 Temmuz’la ilgili ABD’yi suçladı ama
ispat edemedi” denilerek hangi yeni hamle için cesaretlendiriliyor Biden?
Ah
yazık, Biden bir de 15 Temmuz’un üzerine Türkiye’ye gelerek NATO adına
yanımızda olduklarını söylemişti, değil mi? Onu da hatırlatıyor Bloomberg…
Sırf
bu hatırlatma dahi o geceye ilişkin karanlıkta kalan noktaları aydınlatmaya yeter!
NATO’dan
ayrılmış bir Türkiye’yi hayâl ediyorum da…
F-35
projesinden dışladıktan sonra Türkiye’nin helâl parasını gasp edenlerin
hâllerini görüp aydınlanıyorum.
Kürecik
ve İncirlik’in kapanışını, Siyonistlerin kalkansız kalışını seyredip
aydınlanıyor tebessümüm…
NATO’nun
Türkiye’ye mahkûmiyeti ise bu hayâlin ortasında aklıma geliyor ve
Amerikancı-NATO’cu parazitlerin eziklikleri ile tebessümüm daha da büyüyor.
Neyse… Bu kadar tebessüm yeter, Bahçeli’nin liderliğinde boykota devam!