Giden uçak döner mi?

Türk halkı, Sayın Erdoğan’dan daha müreffeh ve adil bir Türkiye’yi kimin sağlayacağı konusunda şüpheli ve Erdoğan sonrası için endişeli. Ancak Erdoğan’ın “Adil Düzen” geleneğinden gelen idealleri ve AK Parti’nin isminin “Adalet” ile başlaması sebebiyle beklediği hizmet konusunda son yıllarda gergin ve hatta hayâl kırıklıkları yaşamakta. Çünkü Erdoğan’ın makro düzeydeki başarısı bir türlü mikro ölçeğe inmiyor, indirilmiyor. “Mikro” demek; vatandaşın cebi demek, mutfak demek, esnafın önünü görmesi demek, gençlerin yarın için seçenekli ve umutlu olması demek…

CUMHURBAŞKANLIĞI uçağı dün ABD’ye uçtu. “Daha adil bir dünya mümkün!” seslenişinin kitabının yazarı olarak Erdoğan, BM’den dünyaya bir kez daha “Dünya beşten büyüktür!” diye seslenecek.

Peki, bu sese kulak verilecek mi? Sanmam.

Vicdanlarda makes bulacak fakat kimse sesini yükseltmeyecek. Çünkü daha adil bir dünya mümkün fakat bu dünyaya talip olma iradesi gösterecek çok az ülke çıkacaktır. Çünkü elindekini de kaybetme riski yüksek bir zalim dünya var!

Yüksek sesle düşünmekten daha cesur olanı, sesini yükseltmektir. Sayın Erdoğan, zalimlere karşı sesini yükseltiyor. Ancak Sayın Erdoğan BM kürsüsünden daha adil bir dünyanın mümkün olduğunu dillendirirken, Türkiye’de muhalefet ise aynı iddiayı ülke içinde Erdoğan’a karşı dillendiriyor.

Türk halkı, Sayın Erdoğan’dan daha müreffeh ve adil bir Türkiye’yi kimin sağlayacağı konusunda şüpheli ve Erdoğan sonrası için endişeli. Ancak Erdoğan’ın “Adil Düzen” geleneğinden gelen idealleri ve AK Parti’nin isminin “Adalet” ile başlaması sebebiyle beklediği hizmet konusunda son yıllarda gergin ve hatta hayâl kırıklıkları yaşamakta. Çünkü Erdoğan’ın makro düzeydeki başarısı bir türlü mikro ölçeğe inmiyor, indirilmiyor.

“Mikro” demek; vatandaşın cebi demek, mutfak demek, esnafın önünü görmesi demek, gençlerin yarın için seçenekli ve umutlu olması demek… İşte Erdoğan’ın makro ölçekte övündüğü başarılar, mikro ölçeğe geldiğinde âdeta buharlaşıyor!

Makro başarı mikroya yansımıyorsa, o zaman iki ihtimâl üzerinde durulur: Ya makro başarı geçicidir ya da makro başarıyı paylaşan ve mikroya inmesine imkân vermeyen bir “rantçı azınlık” devrede demektir.

Erdoğan’ın liderliğini yaptığı AK Parti hareketi, “siyaseti normalleştirmek ve devletin millet ile buluşmasını sağlamak” iddiasının yanı sıra “adil sistem ve ehil kadrolar” hedefine sahipti. Yani sosyolojik bir gelecek kurgusu da vardı.

AK Parti’nin siyaseti normalleştirdiği ve devlet ile milleti buluşturduğu çok açık. Fakat sosyolojik plânda aynı başarı ve güvenden söz açılamıyor. Çünkü vatandaş bu parkurda hem kızgın, hem de hayâl kırıklığı içinde. Halk, Erdoğan’a olan sevgi ve güveni sebebiyle demokratik sabrını zorluyor.

2023 Seçimleri’nde özellikle Meclis ve yerel yönetimlerde AK Parti’nin çok zorlanacağı biliniyor. Sayın Erdoğan’ın başkanlığı ise bıçak sırtında. Bu saha gerçeğini “Politik panik görüntüsü verilmesin!” gerekçesiyle örtmek veya ertelemekse istenmeyen akıbeti sadece hızlandırır!

Liderler makro başarıdan sorumludurlar. Bu başarıyı mikroya yansıtmanın sorumlusu ise ekip, teşkilât ve bürokrasidir. İşte bu sorumlu parkurda enteresan bir tutukluk ve tuhaf uygulamalar almış başını gidiyor.

Erdoğan liderliğini sömüren bir zihniyet ve örgütlenme biçimi türedi ve her geçen gün AK Parti’yi eritiyor. Sahada artık politik dedikodu yapılmıyor; aksine, demokratik tavır kararlılığı örgütleniyor. Bu örgütlenmeye acil müdahale edilmezse eğer, “Daha adil bir dünya mümkün!” seslenişinin aks-ı sadâsı, “Daha adil bir ülke mümkün!” şeklinde iç politikada yükselebilir.

O nedenle, giden uçak dönmeli ve dönerken 2023 Seçimleri’ne yönelik halkın beklediği müjdeler verilmeli. Sahada özlemle bekleyen vatandaşla buluşulmalı ve en önemlisi de makro başarının mikroya inmesi noktasında gerekli tüm operasyonlar ivedi olarak uygulanmalıdır.

Değilse, Türkiye’yi her alanda uçuran Erdoğan, 2023’e doğru uçağı indirmelidir. Bu iniş, doğal bir iniş olmalı ve tekrar yükselmek için 2023 Seçimleri’nde “Yeni Türkiye” yolcularıyla tekrar uçuşa geçmelidir!

Bunun tek yolu var: “Yolcu memnuniyeti”...

Yolcu “Hayırlısıyla kazasız belâsız bir inelim, sonra bakacağım” psikolojisine girmişse, o zaman 2023 yılında havalimanında ortalık çok karışacak demektir. Allah muhafaza!