Geri bildirim almak ya da vermek (1)

Geri bildirimde bulunurken birtakım adımları takip etmek gerekir. Bunlar; mesajı doğru bir şekilde okuyarak/dinleyerek doğru anlamak, anlaşılmayan nokta var ise açıklığa kavuşturmak adına karşı tarafa iletimde bulunmak, mesajı, amaçları doğrultusunda anlamak ve reaksiyonun alıcıya iletilmesidir.

YAPTIĞINIZ yemeğin, giydiğiniz yeni bir kıyafetin nasıl olduğunu duymak/öğrenmek ister misiniz? O zaman hayatın tam ortasındaki bir konunun önemini hatırlamakta fayda var. Aslında bu konu ekmek ve su gibi günlük yaşantımızdaki ihtiyaçlarımız arasındadır. Dünyada “koçların koçu” olarak bilinen Marshall Goldsmith’e göre, “Geri bildirim bir hediyedir”. Üstelik alan içinde, veren içinde kıymetli!

Geri bildirim (feed back), kısaca, bir eylem veya işlem sonrasında verilen olumlu/olumsuz karşılıktır. Günümüze uyan daha genel bir tanımla, kaynağın gönderdiği mesaja karşılık hedef kitlenin vermiş olduğu cevap niteliğindeki mesajdır. Bu da hayatımızın -tamamına yakın- her alanında geri bildirimle karşılaşmamız demektir. 

Dolayısıyla geri bildirimin “gönderici” ve “alıcı” olarak iki tarafı bulunmaktadır. Gönderen, alıcının tepkisini ve mesajın amaçlanan biçimde anlaşılıp anlaşılmadığını bilmek ister. İçinde eksik veya atlanmış olabilecek noktalar varsa daha fazla iletişim gerekliliği ortaya çıkar.

Geri bildirim, aynı zamanda iletişim zincirinin de son halkasıdır. Geri bildirimin gerçekleşmediği zaman tek yönlü bilgi akışı nedeniyle iletişimden söz edilemez. Gerçek anlamda etkin bir iletişim süreci için gönderici ve alıcının iletişim sürecine dahil olması gerekmektedir. İster sözlü/sözsüz, ister yazılı hangi kanaldan iletişime geçerseniz geçin, geri bildirim, çok önemlidir. İletişim, geri bildirim ile tamamlanmadığı sürece eksik kalır. Geri bildirim sayesinde hedef kitle iletişime katıldığı duygusuna kapılır. Bu durumda duygu ve düşüncelerinin dikkate alındığının farkına varan hedef kitle, kaynağın mesajlarına olumsuz tepki vermekten de kaçınır. Bunlara ilaveten geri bildirim, konuşmacının mesajını hedef kitlenin tepkilerine göre ayarlama imkânı verir. Bu da konuşmayı sıkıcı olmaktan ve monotonluktan kurtarır. 

Geri bildirimde bulunurken birtakım adımları takip etmek gerekir. Bunlar; mesajı doğru bir şekilde okuyarak/dinleyerek doğru anlamak, anlaşılmayan nokta var ise açıklığa kavuşturmak adına karşı tarafa iletimde bulunmak, mesajı, amaçları doğrultusunda anlamak ve reaksiyonun alıcıya iletilmesidir.

İnsan ve kurumlar üzerindeki değişim için zaman önemli. Bunun yanında değişim/dönüşüm noktasında önemli olan, bir bakıma kolay gibi gözüken geri bildirimin gündelik hayatımızın içinde yer almakla birlikte tutum ve davranışları değiştirmede anahtar rol oynayabilir, dersek yanlış olmaz.

Her işletmenin ya da insanın kendisinin göremeyip çevrenin farkına vardığı kör noktaları bulunur. Kendi özelliklerinin farkına varamadığı gibi çoğu kez karşısındaki kişi üzerinde yarattığı etkinin de farkında değildir. 

Eski Google çalışanlarından Kim Scott’ın, Harvard Business dergisinde yayımlanan bir konuşmasında yöneticisi ile arasında geçen bir diyaloğu şöyle anlatıyor:

“O söyleyene kadar konuşmalarımın her üç cümlesinde bir ‘Mmm, mmm, mmm…’ deyip durduğumun farkında bile değildim. Hatta bana bir konuşma koçuyla çalışmamı önerdiğinde ‘Şaka yapıyor olmalı’ dedim. Ben yüzlerce firmaya sunum yapıyor ve yüzbinlerce dolarlık satış yapıyorum. Nasıl olur da ben iyi bir konuşmacı olamam?” 

Bu geri bildirim, kişinin/işletmelerin potansiyelin önündeki engelleri aşarak sonuçta bünyesinde değişim yaratması adına “yapıcı geri bildirim” türüne güzel bir örnek. Geri bildirim verirken karşı tarafı geliştirmeye özen göstermek gerekir. Geri bildirim, İngilizcede “feed back” olarak geçer ve anlamı geri beslemedir. 

Bunun dışında iki geri bildirim türü daha var: Övgü ve eleştiri… 

Örneğin, yazmış olduğum bu yazıyı tek hamlede -birkaç kez gözden geçirmeden- yazmam pek mümkün değildir. Yazımdaki eksikleri belirlemekte güçlük çekebilirim. Fakat bu işin ustalarının ellerinde son şeklini alan yazım benim için bir geri bildirim! Okuyuculardan gelen eleştiriler de bir geri bildirimdir, övgü dolu sözler de…

Geri bildirimler (eleştiriler) olumlu ya da olumsuz olabilir. Eleştiriler olumlu ise işler yolundadır ve iletişime dair düzeltici bir önlem gerekmez. Olumsuz ise süreçte yeniden değerlendirme yapılarak düzeltme yoluna gidilmesi gerekliliği vardır.

Geri bildirim verebilmek, en az almak kadar önemlidir. Henüz küçük yaşlardan itibaren “Kol kırılır yen içinde kalır” sözüyle büyüdüyseniz olumsuz geri bildirim vermek pek de kolay olmayabilir. Oysa dijital çağın çocukları için geri bildirim almak-vermek büyük önem arz etmektedir. Araştırmalara göre bu nesil, yöneticisinden en az ayda bir geri bildirim almak istemektedir. Geri bildirim verirken hassas nokta, söylenecek şeyler kişiye değil davranışa yönelik olmalıdır. Tersi durumda geri bildirim amacından uzaklaşır alıcıyı kıracak ve incitecek söylemlere dönüşür. Bizim kültürümüz için bunun kolay olmadığı gibi kültürel özellikleri noktasında daha açık denilen Batı kültüründe işletmelerde performans değerlendirmeleri, yöneticilerin en sevmedikleri iş olarak yer almakta kaynaklarda. Birçok şirket yöneticilerine daha iyi geri bildirim vermeleri konusunda eğitim vermekle kalmayıp bu konuda hatırı sayılır kaynak ayırıyorlar.

Bir hediye olduğunu düşünerek, birbirimize daha fazla geri bildirimde bulunabilmek dileğiyle… Sağlıkla kalın.

--------------------------------------------------

https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/66290

https://tr.triangleinnovationhub.com/feedback-meaning-importance

https://hbrturkiye.com/blog/mesele-geribildirim-kulturu-olusturmak