EY azizler, işte başlarız söze; bir vasiyyet kılarız illâ size…
Enseyi karartmayın.
Sonuçlar istenilen seviyede olmayabilir ama dünyanın sonu değil. Tarihin de sonu değil.
Bu bir yerel seçimdir. Etkisi, katkısı, çatkısı da yereldir. Kıymetli editörümüz Mehmet Serhat Bıçak’ın seçimden önce belirttiği gibi, “Yerel seçimin galibi de, mağlûbu da yerel olmuştur”.
Nasıl bu kadar net ifadeler dile getirildi?
Çünkü çok alâmetler belirdi.
*
Sandığa gitmeyenlerin çoğunlukla AK Parti seçmeni olması manidardır.
Sebepler üzerinde düşünürken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın belirttiği hususları dikkate almak gerekir.
Hayat pahalılığı, enflasyon baskısı, Kovit Salgını dönemindeki tıkanıklığa dayalı bunalma, adaylar konusunda yapılan hatalar, parti teşkilatının yanlışları sonucu oy oranında gerileme görülmüştür.
Siyasetçilerin vatandaşla arasına duvar örmesine işaret etmesi ve kibirden bahsetmesi, üzerinde durulması gereken konulardır.
2019’da yüzde 30,1 oy alan CHP, bu seçimde oy oranını yüzde 37,8’e çıkardı.
2019’da yüzde 44,3 oy alan AK Parti’nin oy oranı bu seçimde yüzde 35,5’ta kaldı.
CHP yüzde 7,7 artarken, AK Parti yüzde 8,8 gerilemiş görünüyor.
Seçimden önce beliren alâmetlerin “uydurma” olmadığı, gerçeğe dayandığı anlaşılmıştır.
Gereği düşünülecek, hesabı sorulacaktır şüphesiz.
Çok alâmetler belirdiğini, helâl ile haramın karıştığını kaydeden Nazım Hikmet yarım asır önce “Bu dem kıyamet demidir” dediğinde, ortada çay, ocak, demlik yoktu ama o söz, bugün daha bir anlam kazanmış durumda.
İyi Parti ve DEM seçmenlerinin liderlerinin sözünü dinlemediği, kendi partilerine oy vermediği açıkça görüldü.
Böyle olacağı da baştan belliydi ve bu iki partinin durumu elbette söz konusu alâmetlere dâhildi.
*
Oyları düşen yalnızca AK Parti değil elbette.
Meral Hanım’ın seçime hür ve müstakil gireceklerini belirtmesine rağmen seçimden mum gibi eriyerek çıktığına şahitlik ettik.
İyi Parti tam anlamıyla hür ve müstakil olamadı. Yarım anlamıyla da hür ve müstakil olamadı.
Kuruluşundan itibaren bilinir ki, İyi Parti, MHP’den kopanların kurduğu bir yapıydı.
MHP’den kopardıklarını alıp kendi eliyle CHP’ye oy verir hâle getirdi. Bir bakıma hediye etti.
“Öngörülemeyen ilişkiler ağı” diye bir şeyden bahsetmek ne demektir?
Kurcalandığı zaman arkasından pek çok ayrıntı çıkacağı belli. Üstelik akçeli bir ağ bu.
İkna edilebilen edilmiş, edilemeyene kese gösterilmiş.
“Kese” dediğimiz, hamamdaki değil ya, madem konu buraya geldi, benzerliğe de işaret etmemiz gerekir.
İyi Parti’nin durumu, Türk hamamındaki sıcak ile soğuk bölümler arasındaki geçiş yeri gibi.
Hamamdasın ama yıkanamazsın. Orası sadece geçmek içindir. Anî ısı farkından fazla etkilenmemek için yapılmıştır. Orada soyunup giyinemezsin de. Sadece geçersin. Adı üstünde, geçiş yeri.
Sıcak bölüm ile soyunma-giyinme bölümü arasındaki iki kapı arasındaki kısım. Soğuk değil, sıcak değil, ılık.
*
Diğeri ise zaten dağ başlarından gelen talimatla yönetiliyor.
Ne demişlerdi?
“Biz seçmeni zorlamayacağız. Nereye isterlerse oraya oy versinler.”
Şaka gibi ama gerçek bu.
Şimdi denetleme, kontrol etme, neler yaptıklarını, neler yapmadıklarını gözden geçirme görevini üstlendiklerini de açıkça söylüyor DEM Parti yöneticileri.
Diyorlar ki, “Sayemizde seçildiniz”.
Görüldüğü üzere “kent uzlaşısı”, tutmuş bir aşı.
*
CHP’nin başındayken girdiği her seçimden yenilgiyle ayrılan ve kurultaydaki seçimi de kaybederek evine çekilip sessiz kalan Kemal Kılıçdaroğlu şair olmuş, bilmem fark ettiniz mi?
Seçim bazılarını başkan ederken, onu şair etmiş.
Seçimden sonra yazdığı mesaja bakalım da tespitimiz doğru mu, yanlış mı, karar verelim.
Şöyle söylüyor:
“Ülkemizi aydınlıklara götürme yolunda son bir adım kaldı.
Ekilen tohumlar fide oldu, fideler çınar olacak…
Ağaçlar dikip ormanlara kavuşacağız.
Rüzgârda dans eden yapraklar gibi, yağmura değeceğiz.
Bir olup mücadelemizi sürdüreceğiz.
Hep beraber ülkemizi aydınlığa kavuşturacağız.”
Yeterince romantik, fazlasıyla şiirtik olmuş görüldüğü üzere.