Gençlik İlâhî bir nimettir (1)

Kur’ân’da Hazreti Yusuf, gençliğini Allah yolunda harcamış, genç yaşta takva libasını giymiş, iffetini korumuş örnek bir şahsiyet olarak bildirilir. Hazreti İbrahim, genç yaşta şirk düzenine karşı çıkan, putları kıran, inancı uğruna ateşe atılan biridir. Hazreti İsmail, Allah yolunda canından olmayı kabullenmiş bir kişiliktir. Hazreti Musa, Firavun ve de düzenine başkaldıran, terk-i diyar eden, zulmü kabullenmeyen bir genç olarak aktarılmaktadır.

ÇOCUKLAR ve gençler milletin ümididir. Yarınları kendine emanet edeceğimiz bu zinde güç ne kadar iyi yetiştirilir, ne kadar dinine, vatanına, geleneklerine bağlı kılınırsa, istikbalden o derece emin olunabilir.

Bir ölçüde bütün milletlerin ortak problemi olan bu konu, yalnız resmî kurum ve kuruluşların değil, aile ve millet olarak hepimizi ilgilendirecek kadar önemlidir.

Belli dönemlerde çocuğunu, gencini manevî ve millî değerleri istikametinde terbiye etmeyen (eğitimden geçirmeyen) bir millet, bunun doğuracağı problemleri çözmekte birçok sıkıntıya katlanmak zorunda kalacaktır.

Gençliğin hem bedenen, hem de ruhen eğitilmeye ve her türlü zararlı alışkanlıktan korunmaya ihtiyacı vardır. Aile ve eğitim kurumları başta olmak üzere, medya kuruluşları ve toplum, bir hammadde durumunda olan gençliğin şekillenmesinde ve kişilik kazanmasında üzerlerine düşeni zamanında yapmalıdırlar.

Gençlik, insan hayatının en önemli, en görkemli ve en verimli zamanıdır.

Gençlik, sapmaların en yoğun olduğu, kaymaların en çok yaşandığı zaman dilimidir.

Gençliğin ne olduğu ve gençlere karşı nasıl davranılması konusunda müracaat edeceğimiz merci, Kur’ân’ın ahkâmı ve risalet-i Resûlullah’ın izinden gidilecek sırat-i müstakîmden geçen yol ve yordam olacaktır.

Allah-u Teâlâ gençliğe büyük önem vermiş ve Hazreti İbrahim, Hz. İsmail, Hazreti Yusuf ve Hazreti İsa gibi büyük peygamberlere genç yaşta risalet görevi yüklemiştir.

Kur’ân’da Hazreti Yusuf, gençliğini Allah yolunda harcamış, genç yaşta takva libasını giymiş, iffetini korumuş örnek bir şahsiyet olarak bildirilir. Hazreti İbrahim, genç yaşta şirk düzenine karşı çıkan, putları kıran, inancı uğruna ateşe atılan biridir. Hazreti İsmail, Allah yolunda canından olmayı kabullenmiş bir kişiliktir. Hazreti Musa, Firavun ve de düzenine başkaldıran, terk-i diyar eden, zulmü kabullenmeyen bir genç olarak aktarılmaktadır.

Hazreti Meryem’in iffeti, gençliği ve sabrı, Allah’a kurban sunan Habil, zalim yönetimden kaçıp mağaraya sığınan Ashab-ı Kehf de yine Kur’ân’da anlatılan gençlerdir. Kur’ân’da sadece iyi genç örnekleri değil, kötü genç örnekleri de anlatılmaktadır.

Gençliğin önemini kavrayarak, Hazreti Peygamber’in (asm) yukarıda zikredilen misaller ışığında gençlere verdiği önemi ve yaklaşım metodunu da dikkate almak suretiyle, gençliğin sahip olduğu enerji ve dinamizm iyi bir eğitimle yönlendirilmeli, gençlere nuranî ufukların yanı sıra ruh-i mücerret kavramlarla Hak yolunu göstermeliyiz.

Bu yüzden takip edilecek yol ve yordamın ne olduğuna beşeriyetin hidayet rehberi Kur’ân’dan bakalım.

İnsanoğlunun hayat safhalarından biri olan gençlik, Kur’ân-ı Kerîm’de ve hadîs-i şeriflerde önemle vurgulanmış ve gençlerin ne şekilde yetiştirilmesi, nasıl bir hâl üzere olmaları gerektiği açıkça beyan edilmiştir.

Gençken yapılan amellerin ve gösterilen hassasiyetin yaşlı kimselerin amel ve hassasiyetleriyle bir olmayacağı ve gençliğinde bu hassasiyetlere sahip olanlara ihtiyarlıklarında da aynı ikramda bulunulacağı müjdelenmiştir. Bu hakikat, Kur’ân-ı Kerîm’de Hazreti Yusuf örnekliğinde şöyle beyan olunmuştur: “O (Yûsuf -as-) kuvvetlenme çağının sonuna ulaştığında, Biz ona büyük bir hikmet ve önemli bir ilim verdik. İşte Biz (özellikle de gençken ibadetlerine dikkat eden) o muhsinleri (yaşlılıklarında) böyle mükâfatlandırırız!” (Yusuf, 22)

Gençlikle alâkalı bu husus, bir başka âyet-i kerîmede, durumu kötülenen insan sınıfı mevzubahis edildikten sonra, istisna tutulan kimselerin faziletiyle beraber şöyle beyan edilmiştir: “Lâkin o kimseler ki, (genç ve sıhhatli oldukları dönemlerde) iman etmişlerdir ve salih ameller işlemişlerdir. İşte onlar için kesilmeyen pek büyük bir mükâfat vardır.”

Mevlâ Teâlâ, cihad emri ve diğer konularda hitabını gençleri de içine alacak şekilde yöneltmiştir. Gençlik, toplumun dinamosudur. Hayatın en faal devresidir. (Devam edecek…)