İNTERNET üzerinden satış
yapan bir e-ticaret şirketi olan Wayfair’in “mobilya ticareti” adı altında
çocuk ve çocuk seks ticareti yaptığı iddiaları önce ABD’de sosyal medya
üzerinden yayılmaya başladı, daha sonra ise iddialar tüm dünyaya yayıldı. Hafta
başında ise ülkemizde yine bu konu hakkında sosyal medyada yüz binlerce paylaşım
yapıldı.
İddiaya
göre dolaplar, çocuk isimleriyle satışa sunulmuştu. Ayrıca dolaplara verilen
çocuk isimleri, kaybolan çocuk isimleri ile örtüşüyordu. Fiyatların normal
dolap fiyatlarının onlarca katı olması da iddiaların inandırıcılığını arttırıyordu.
Bunun yanı sıra dolapların kodlarını Rusya merkezli arama motorlarlarında
aratınca kaybolan çocukların görüntüleri ortaya çıkıyordu. Yani iddiaya göre
her şey şifreli idi. Bu şifreleri bilenler alışveriş yapabiliyorlardı.
İddialar
çok vahimdi. Çok sayıda ABD’li ünlünün bu ticaretten haberdar olduğu yazılıp
çizildi.
İlgili
şirket iddiaları hemen yalanlayarak, “Bu
iddialar gerçek değil. Söz konusu ürünler, doğru fiyatlandırılan endüstriyel
sınıf dolaplardır. Tedarikçi tarafından sağlanan fotoğrafların ve açıklamaların
yüksek fiyat noktasını yeterince açıklamadığını kabul etti. Ürünleri yeniden
adlandırmak ve fiyat noktasını netleştirmek, ürünü doğru bir şekilde tasvir
eden daha ayrıntılı bir açıklama ve fotoğraflar sunmak için ürünleri geçici
olarak siteden kaldırdık” açıklamasını yaptı.
Ayrıca
iddialarda ismi geçen ünlü isimlerin bazıları da iddiaları reddetti. Ama aynı iddialar
sosyal medya üzerinden hızla yayılmaya devam etti.
Dünyada
hızla yayılmaya başlayan benzer paylaşımlar hafta başında ülkemizde de sürdü. Hattâ
bir e-ticaret şirketi de benzer iddialarla itham edildi. Şirket, iddiaları
ânında yalanladı.
Ülkemizde
yine konu hakkında sosyal medya üzerinden yüz binlerce paylaşım yapıldı. Paylaşımların
sayısı artmaya başlayınca konu pedofiliden başka mecralara kaymaya başladı.
İlerleyen
yaşına rağmen genç görüntüsünden fazla bir şey kaybetmeyen ünlü isimlerin
gençlik sırlarının skandalla ilişkili olduğu yazılmaya başlandı.
Gençlik
aşısı körpe bedenlerin acılarından mı elde ediliyor?
İddialara
göre “Adrenochrome” denen bir madde, yaşlanmayı yüzde 60’a kadar geciktiriyor.
Yaşı ilerlemesine rağmen genç görüntüsünden fazla bir şey kaybetmeyen ünlülerin
bu maddeyi kullandıkları ve gençlik sırlarını bu maddeye borçlu oldukları
yazıldı.
İddialara
göre vücûtta salgılanan adrenalinin oksitlenmiş hâli olan Adrenochrome, vücûdun
korku veya heyecan sırasında gerçekleşen adrenalin patlaması ile salgılanıyor. Mutluluk,
zindelik, duyuların güçlenmesi, acı ve mutsuzluğa karşı duyarsızlaşma,
yaşlanmanın geciktirilmesi, erkeklerde ise iki kat fazla cinsel güç,
Adrenochrome’nin vücûtta ortaya çıkardığı etkiler arasında bulunuyor.
Bu
maddenin en kalitelisi 0-9 yaş aralığındaki çocuklardan elde ediliyor. 9 yaş
altı çocukların işkenceye ve dehşete maruz bırakılmasıyla elde edilen bu maddenin
yaşlılığı geciktirdiği ve cinsel gücü artırdığı söyleniyor. Bu nedenle çok
pahalı. Maddenin tek dozunun Darkweb’de 50 bin dolara kadar satıldığı iddialar
arasında.
En
kaliteli Andrenochrome çocuklardan elde edildiği için, dünya üzerinde çocuk
kaçakçılığı giderek artıyor. İddialara göre kaçırılan çocuklar, işkenceye maruz
kalıyor ve ölüm süresi mümkün olduğunca uzatılıyor. Bu sayede vücûdun
salgıladığı Adrenochrome miktarı çoğalıyor ve ölüm gerçekleştikten sonra boynun
arka kısmından şırınga yardımıyla kimyasal emiliyor.
Elde
edilen madde uygun ortamlarda saklanarak yasadışı yollarla ve internet
üzerinden satışa sunuluyor. Zenginler de bu maddeyi alarak kendi vücûtlarına
enjekte ediyorlar. Böylece gençlik ve cinsel güç arttırılmış oluyor.
Yani
iddialara göre bu madde, gençlik ve güzellik aşısı gibi bir şey…
Tüm
bunlar vahim ve ciddî iddialar! Gerçekliğine dair spekülatif bilgiler dışında
kanıtlanmış bir şey yok. Ama çocuk ticaretinin yapıldığı da bilinen bir gerçek.
Çocuk
ticareti konusunda oluşmuş devasa bir literatür var. Ülkelerin emniyet birimlerinin
bu konuda raporları mevcût. Her geçen gün kayıp çocuk sayısı artıyor.
Örneğin
geçtiğimiz yıl ABD’deki kayıp çocuk sayısı yarım milyona yaklaşmış durumdaydı. Kanada,
Almanya ve İngiltere’de bu sayı 100 binin üzerinde.
Bunlar
bilinen sayılar, bir de savaş bölgelerinde kaybolan ve savaşın ortaya çıkardığı
kaos nedeniyle kayda geçirilemeyen milyonlarca kayıp çocuk var. “Savaş ve kaos”
denince akla Suriye, Irak ve Libya gibi İslâm coğrafyaları geliyor.
Tüm
bunları okuyunca bu coğrafyalarda ülkemizin yaptıkları da aklıma geldi. Suriyelilere
kapıları açmamız ve çâresizlik içindeki insanlara kol kanat gerdiğimiz süreç,
gözlerimin önünden geçti. Ülkemiz bu insanlara sahip çıkmasaydı, belki de bu
coğrafyalardaki yüz binlerce yavrucak çocuk tacirlerinin eline düşecek, körpe
bedenleri türlü işkencelere maruz kalacaktı. Bundan da hemen hemen kimsenin
haberi olmayacaktı…