“BU dünyada bir
nesneye/ Yanar içim, göynür özüm/ Yiğit iken ölenlere/ Gök ekini biçmiş gibi…”
(Yûnus Emre)
Kültür
Ajanda dergisinin Ocak sayısında yer alan “Ağulu Aşı Bala Çevirme Sanatı”
başlıklı yazıma Yûnus Emre’den bir dörtlükle başlamış ve şöyle demiştim: “Yûnus
Emre’nin şiirlerinin belirgin iki özelliğini yukarıdaki dörtlükte de görüyoruz.
Nedir bu özellikler? Birincisi, kullanılan dilin yalın ve duru olması, ikincisi
ise az sözle çok duygu ve düşüncenin ifade edilmesidir.”
Bu
yazıma da yine Yûnus Emre’den bir dörtlükle başladım.
"Gök
ekini biçmiş gibi" dizesindeki "gök", İç Anadolu'da daha çok
"göğ" olarak söylenmektedir ve "göğ ekin", "henüz
olgunlaşmamış taze ekin" anlamındadır.
“Genç
iken ölen bir insanı bu tabirden daha güçlü bir şekilde anlatabilecek bir ifade
yoktur. Duyulduğu, okunduğu anda insanın içini sızlatır.” (ekşisözlük.com)
“Bir
gencin ölümü ancak bu kadar sade, içli ve yeni olarak anlatılabilir. Genç kişi,
bir ‘gök ekin’dir. Ölüm onu biçer.” (derindüşünce.org)
Bu
yazıda, “genç” denilebilecek yaşta, daha elli yaşına bile gelmeden,
hayatlarının en verimli çağında vefat eden şair ve yazarlardan bahsedeceğiz.
Daha uzun bir ömre sahip olsalardı, kim bilir neler yazacaklardı neler…
Ne
diyelim, demek ki Yaratıcımız tarafından kendilerine takdir edilen ömür bu
kadarmış. Kimler mi bunlar? İşte isim listesi ve kaç yaşında vefat ettikleri:
Ömer Seyfettin (36), Orhan Veli Kanık (36), Sabahattin Ali (41), Oğuz Atay
(43), Muallim Naci (43), Şinasi (45), Cahit Sıtkı Tarancı (46), Ziya Osman Saba
(47), Cahit Zarifoğlu (47), Ziya Gökalp (48), Tevfik Fikret (48), Sait Faik
Abasıyanık (48), Namık Kemal (48), Ahmet Haşim (49).
Ömer
Seyfettin: Türk hikâyesinin en önemli yazarlarından biri olan Ömer Seyfettin’in
ölümüne sebep olan hastalığın ilk belirtileri 1917’nin sonlarında görülmeye
başlamış, fakat Ömer Seyfettin bunu ciddîye almamıştır. Hastalık içten içe
ilerlemiş ve 1920’nin başlarında ciddî olarak rahatsız etmeye başlamıştır. 4
Mart’ta aniden fenalaşmıştır. Arkadaşları Ömer Seyfettin’i Haydarpaşa Tıp
Fakültesi’ne götürürler. 6 Mart 1920 Cumartesi günü, saat 13:30’da hastanede
vefat eder. Doktorlar ölüm sebebinin şeker hastalığı olduğunu söylerler.
Oldukça genç bir yaşta, 36 yaşında iken vefat etmiştir.
Orhan
Veli Kanık: 10 Kasım'da, Ankara'da belediyenin kazdığı bir çukura düştü ve
başından hafifçe yaralandı. İki gün sonra İstanbul'a döndü. 14 Kasım günü, bir
arkadaşının evinde öğle yemeği yerken fenalık geçiren şair hastaneye
kaldırıldı. “Beyinde damar çatlaması” yüzünden başlayan rahatsızlığın sebebi
doktor tarafından anlaşılamadı ve Kanık'a “alkol zehirlenmesi” teşhisiyle
tedavi uygulandı, ancak beyin kanaması geçirdiği sonradan anlaşıldı. Aynı akşam
sekizde komaya giren şair, 14 Kasım 1950 tarihinde, gece 23:20'de, Cerrahpaşa
Hastanesi'nde, 36 yaşında hayata veda etti.
Sabahattin
Ali: Hakkında açılan dâvâlar nedeniyle cezaevinde yattı. Yurtdışına gitmek
isteyen Sabahattin Ali, pasaport alamayınca Bulgaristan'a kaçmaya karar verdi.
Ancak 2 Nisan 1948'de cesedi Edirne yakınlarında, Bulgaristan sınırındaki
ormanlık bir arazide bulundu. Vefat ettiğinde 41 yaşındaydı.
Oğuz
Atay: Beyninde çıkan bir tümör nedeniyle 13 Aralık 1977'de, İstanbul'da hayatını
kaybetmiştir. Edirnekapı Sakızağacı Mezarlığı'na defnedildi. Vefat ettiğinde 43
yaşındaydı.
Muallim
Naci: Tanzimat dönemi şair ve yazarı Muallim Naci, 12 Nisan 1893’te, İstanbul’da
kalp krizi nedeniyle öldüğünde 43 yaşındaydı.
Şinasi:
Tanzimat döneminin önemli şahıslarından biri ve edebiyat alanındaki birçok
yeniliğin altında imzası olan İbrahim Şinasi, beyninde oluşan bir tümörden
dolayı 13 Eylül 1871’de, İstanbul’da vefat ettiğinde 45 yaşındaydı.
Cahit
Sıtkı Tarancı: 1954'te ağır bir hastalığa yakalandı. Türkiye'de tedavisi sonuç
vermeyince Viyana'ya götürüldü. 13 Ekim 1956'da oradaki bir hastanede öldü.
Ankara'da toprağa verildi. “Yaş 35, yolun yarısı eder” diyen şair, 46
yaşındayken vefat etmiştir.
Ziya
Osman Saba: 29 Ocak 1957’de, İstanbul’da vefat eden yazar, 47 yaşındaydı.
Cahit
Zarifoğlu: 7 Haziran 1987 tarihinde, İstanbul’da vefat eden Cahit Zarifoğlu, 47
yaşındaydı. Ölüm nedeni kanserdi.
Ziya
Gökalp: 25 Ekim 1924 tarihinde, İstanbul’da vefat etti. Ölüm nedeni beyin
iltihabı olan Ziya Gökalp, 48 yaşındaydı.
Tevfik
Fikret: Servet-i Fünun döneminin ünlü şairi Tevfik Fikret, ağır bir şeker
hastalığına yakalanmıştı. Kolundan olduğu bir ameliyatın ardından 19 Ağustos
1915’te, 48 yaşında iken vefat etti. Eyüp'teki aile mezarlığına defnedildi.
Sait
Faik Abasıyanık: Hikâye türünün en önemli yazarlarından biri olan Sait Faik, 11
Mayıs 1954’te, İstanbul’da siroz hastalığından dolayı vefat ettiğinde 48
yaşındaydı.
Namık
Kemal: Tanzimat döneminin ünlü şair ve yazarı Namık Kemal, 2 Aralık 1888'de,
Sakız adasında hayata veda etti ve Gelibolu Bolayır'da defnedildi. Vefat
ettiğinde 48 yaşındaydı.
Ahmet
Haşim: Edebiyatımızın ünlü şairlerinden biri olan Ahmet Haşim, 4 Haziran 1933’te,
49 yaşındayken İstanbul’da vefat etmiştir.
Elbette
genç yaşta iken vefat eden şair ve yazarlar bunlardan ibaret değil. Ben örnek
olması bakımından ilk akla gelenleri yazdım.
Şair ve yazarlara, kendilerinden sonraki nesillere faydalı eserler yazmaları için hayırlı uzun ömürler dileriz.