Saraybosna, Bosna-Hersek
BOSNA-Hersek’in Fethi’nden
önceki dönemlerde Slav, Hırvat ve Avar karışımı olan ve eski adları “Pavlakiler” olup “Bogomil”
olarak bilinen Boşnaklar, inançlarından ötürü zulüm altındaydılar.
Boşnakların “Bogomilizm” dedikleri dinî inanışları, asıl olarak Hıristiyanlığın
farklı bir yorumuydu. Fakat Ortodoks ve Katolik inancındaki Teslis’i reddeden
Bogomiller, bu mezhepler tarafından dışlanmış ve dinsiz olarak görülmüşlerdir.
1463 yılında Fatih Sultan Mehmed bu toprakları fethettiğinde, Osmanlı’nın hoşgörü
anlayışı ile kolayca İslâmiyet’i seçerek Müslüman oldular ve Anadolu’dan gelen
dervişler yoluyla İslâmiyet, bölgede hızla yayıldı.
Bosna’nın
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu tarafından 1878’de fiilen ve 1908 yılında
resmen ilhakı, bu topraklarda 100 yıl sürecek karışıklıkların ve Müslümanların
yönetimde yok sayılmasının başlangıcı oldu. Fiilî işgal ile resmî ilhak
arasında geçen sürede Müslümanlar boş durmamış, şehirlerde küçük gruplar
hâlinde siyâsî ve fikrî olarak örgütlenmeye başlamışlardı. Ülke genelinde
Müslümanların haklarını savunmak için örgütlenenlerin ise siyâsî görüşleri
etrafında şekillenen iki gazete bulunmaktaydı. Bu iki gazeteden biri olan
Vrijeme’nin görüşleri etrafından toplanan gruba “Müslüman Teşkilâtı”
deniliyordu ve içlerinde Dr. Mehmed Spaho da dâhil, dönemin Bosnalı
Müslümanlarının haklarını savunan çok önemli siyâsî figürler bulunmaktaydı.
Siyâsî bir oluşum hâline gelen bu sivil yapının üyeleri Yugoslavya Krallığı
döneminde bakanlık görevlerinde bulunsalar da Boşnak Müslümanların en azından
normal vatandaşlar kadar hak elde etmesini sağlayamamışlardır.
Krallıklarda
millî hakları olmayan tek ulus Boşnaklardı ve bu durum yıllar geçtikçe düzeleceği
yerde daha kötü bir hâle geldi. İkinci Dünya Savaşı başlayıp Almanlar
Yugoslavya Krallığı’nın topraklarını işgale başladığında, krallık içerisindeki
Boşnaklar hâriç diğer milletler hızla silahlandı ve Bosna-Hersek içerisinde
katliamlara başladılar. Direnişe geçen Boşnak Müslümanlar, 1939 yılında Genç
Müslümanlar Teşkilâtı etrafında toplanmaya başladılar. Savaşın da etkisiyle
Yugoslavya içerisinde hızla faşist ve komünist akımlar yayılırken, Genç
Müslümanlar Teşkilâtı, İslâm ve hümanizm ilkeleri etrafında şekillendi.
Genç
Müslümanlar Teşkilâtı’nın belkemiğini, başta Esad Karacozoviç, Tarık Muftiç,
Emin Granov, Murtez Dervişeviç ve Husref Başagiç’in yer aldığı üniversite
öğrencileri oluşturmakla birlikte, bu yapının içerisinde Aliya İzzetbegoviç
gibi liseli öğrenciler de bulunmaktaydı.
Teşkilâtın Mart 1941’de gerçekleşen resmî kuruluşunun
ardından, savaş, Yugoslavya topraklarında hızla yayıldı. Genç Müslümanlar Teşkilâtı’nın
diğer üyeleri gibi Aliya da hiçbir taraf adına savaşa girmemeye karar verdi.
Savaş sırasında Genç Müslümanlar Teşkilâtı’nın üyeleri,
Bosna’da yurtlarından edilen Boşnak muhacirlerinin yerleştirilmesinin yanı sıra
gençler ve çocukların eğitimiyle ilgilendiler. Savaş sırasında şartlar
kısıtlıydı ve Boşnak halkının tehditlere karşı bilinçlendirilmesi, birlik
olması gerekmekteydi. Bu amaç doğrultusunda Genç Müslümanlar, kısıtlı şartların
elverdiği ölçüde camilerde ve ev sohbetlerinde insanlarla görüşüp teşkilâta
katılmaya ikna ettiler.
Komşuları olan Hırvat ve Sırplara karşı silahsız durumda
olan Boşnaklar, bu halkların askerî birlikleri ile karşı karşıya kalmışlardır.
Bu dönemde Boşnakların yaşadığı köyler ve şehirlerin Sırp Çetnik çeteleri,
Hırvat Ustaşalar ve Partizanların yanı sıra Alman ve İtalyan askerlerinden
korunması için “Müslüman Jandarması” ve “Boşnak Silahlı Güçleri”nin kurulması
yönüne gidilmiştir. İkinci Dünya Savaşı’ndaki tüm kışkırtmalara rağmen
Boşnaklar, çok kötü durumda olsalar da kimseye zulmetmediler.
Savaşın
ardından iktidara gelen Tito, savaş sırasında Partizanlara katılmayan
Boşnakları unutmamış ve tüm Boşnak kültür ve insanî yardım kuruluşlarını kapatmış,
medreselerin kapılarına kilit vurmuş ve Diyanet İşleri Başkanlığı yönetimine el
koymuştur. Tito’nun Genç Müslümanlar Teşkilâtı’nı özellikle hedefe koymasının
nedenlerinden biri, teşkilâtın üyelerinin sadece Müslüman değil, aynı zamanda
aydın kimseler olmasıydı ve bu Müslüman aydınlar, Tito’nun savunduğu komünizm
ideolojisine karşıydılar.
Genç Müslümanlar Teşkilâtı üyeleri her ortamda, hattâ
Partizanların komünizmi yaymak için düzenledikleri toplantılarda dahi
fikirlerini savunmuş ve Tito’nun hedefi hâline gelmişlerdir. Hükûmet, teşkilâtın
üyelerine karşı bir cadı avı başlatmış, 1945-1949 yılları arasında Aliya ve kız
kardeşinin de içerisinde yer aldığı Genç Müslümanlar Teşkilâtı’nın bin 200
üyesini tutuklatmıştır.
Tutuklananların büyük bölümü hapis cezasına çarptırılmış,
bir bölümü sorgulandıktan sonra, bir bölümü ise sorgulanmadan idam edilmiştir.
O dönemde teşkilâtın kurucularından olan Esad Karacozoviç ve Mustafa
Busulaciç’in de içinde olduğu 13 kişi katledilmiştir. Boşnak Müslümanların
haklarını en ön cephede savunan bu kişilerin günümüzde dahi nerede gömülü
oldukları bilinmemektedir.
Aliya, o dönemde öldürülen arkadaşları kadar aktif bir
biçimde sahada mücadele etse de, askerde olduğu ve diğer teşkilât üyelerinden
farklı bir şekilde yargılandığı içindir ki, arkadaşları ile aynı kaderi
paylaşmamıştır. 1949
yılından sonra Genç Müslümanlar Teşkilâtı üyeleri, Tito Yugoslavya’sında
faaliyetlerini büyük bir gizlilik içerisinde sürdürmeye devam ettiler.
Tito’nun
ölümünün ardından, 1980 yılında Komünistler, sistemin devamını sağlamak adına
baskıları arttırdılar. Bunun netîcesinde Aliya İzzetbogeviç ve Genç Müslümanlar
Teşkilâtı’nın diğer üyeleri tutuklanıp yargılandılar. 1989 yılında komünizmin
ülkede düşüşüyle Genç Müslümanlar Teşkilâtı mensupları da dâhil tüm siyâsî
mahkûmlar serbest bırakıldı. Genç Müslümanlar Teşkilâtı üyeleri hapisten çıktıktan
sonra, 1991 yılında yeni bir yapılanmaya giderek Demokratik Eylem Partisi’ni
(SDA) kurmuşlardır.
Genç
Müslümanlar Teşkilâtı’nın çekirdeğini oluşturduğu bu parti etrafında toplanan
Boşnaklar, en sonunda bağımsızlıklarını kazanmışlardır.