ÜLKELERİN tarihsel olarak yaşadıkları endüstri süreçleri dört aşamadan oluşmaktadır. El emeği ve tezgâhlarda yapılan üretimin yerini su ve buhar gücüyle mekanik üretim tesislerine bıraktığı birinci sanayi devrimi yer alır. Şehir ve fabrikaların elektrik kullanımına başlamasıyla birlikte ikinci sanayi devrimi aşikâr olmuştu. Bilgisayarın insan hayatı, sanayi ve kurumlara girmesiyle üçüncü sanayi süreci yaşandı. Yazılım, makinaların bilgisayar ile kontrolü, nanoteknoloji, yapay zekâ ve ağlar ile başlayan dijital süreç, son sanayi devrimini oluşturuyor.
Son sanayi devrimi insanlığın çok büyük kısmını etkisi altına alarak yazılım, makinaların kontrol edilmesi, uzaktan kumandalı sistemler, insansız araçlar, yapay zekâ ve morfik rezonans gibi dijital teknolojiler ile tüm hayat mekanizmaları bir araya gelmeye başladı. Uzaktan kumandalı sistemler, insansız araçlar ve akıllı teknolojiler bu sistemin omurgalarından sadece biridir. Akıllı malzemeler ve nanoteknoloji şimdilerde dijital teknoloji ve yapay zekâ kadar gündemde olmasa da dördüncü sanayi devriminin önemli ayaklarından biridir.
Sanayi devrimleri gerçekleştikçe çalışma saatleri azaldı, ücretler düştü, şehirleşme arttı ve sosyal huzursuzluklar peyda oldu. Ardından yeni sanayi alanları oluştu, kapitalizm güçlendi; otomobil, çelik ve kimya alanları açılarak yeni işçi hareketleri başladı. Dijital iş gücü, esnek çalışma fırsatları, verimlilik artışı, yeni iş modelleri, veri tabanlı ekonomi, iş gücü yapısındaki otomasyon ve değişim, hayatın akışında yerini aldı.
Bu minvalde dijitalleşme, iletişim kurma, iş yapabilme, üretim ve hizmet sağlama gibi geniş alanda geleneksel ve/ veya fiziksel sistemlerin dijital teknolojilerle dönüştürülmesi süreci olarak tarif edilebilir. Buradan murat olunan şey, işlerin daha hızlı, daha erişebilir ve daha verimli çözümlere kavuşmasını sağlamaktır.
Dijitalleşmenin eğitime ve kariyere etkisi
Dördüncü sanayi devrimi ya da endüstri 4.0 üç aşamalı bir sistemdir. Bunlar sırasıyla nesnelerin interneti, internet hizmetleri, siber-fiziksel sistemler olarak sıralanır. Akıllı telefonlar, akıllı ev sistemleri, sağlık cihazları ve sanayi makinaları gibi fiziksel nesnelerin, cihazların ve sistemlerin internet üzerinden birbirleriyle iletişim kurabilmesini sağlayan yapılar, nesnelerin interneti sınıfında yer alır. İnternet erişimi, e-posta hizmetleri, arama motorları, e-ticaret, sosyal medya hizmetleri, bulut depolama, internet bankacılığı gibi sistemler, internet hizmetleri grubunu oluşturur. Siber-fiziksel yelpazesinde ise akıllı şehir sistemleri, otonom araçları, sağlık izleme sistemleri, akıllı tarım teknolojileri ve akıllı ulaşım sistemleri gibi sistemler yer alır.
Endüstri 4.0’ın altı temel ilkesini, hizmet oryantasyonu, karşılıklı, modülerlik, sanallaştırma, çalışma fırsatı, gerçek-zamanlı yetenek ve özerk yönetim oluşturur.
Üretim, iş yapma, iletişim kurma ve hizmet sağlama gibi birçok alanda fiziksel, geleneksel ve mekanik sistemlerin dijital teknolojilerle dönüştürülesi sürecidir. Bu sürecin aşamalarında yazılım, internet, veriler, elektronik cihazlar ve akıllı sistemler ile daha verimli, daha hızlı ve daha erişilebilir dijital çözümler getirilmesi amaçlanmıştır.
Dijitalleşmenin çok sayıda boyutu vardır ve bu dönüşüm hemen her sektörde kendini gösterir. Bunlar arasında veri, iş/ işletme, eğitim, sağlık, sosyal hayat, kamu kurumları ve sanat/ kütür alanlarında dijitalleşme sayılabilir.
Bulut depolama, veri tabanları, e-kitaplar ve dijital dosyalar veri dijitalleşmesi sınıfına girer. E-ticaret, çevrim içi ödemeler, dijital pazarlama ve iş yazılımlar iş/ işletme dijitalleşmesine birer örnektir. Dijital sağlık izleme cihazları, elektronik sağlık kayıtları ve tele tıp sağlık alanında dijitalleşmeye girerken anlık mesaj uygulamaları, sosyal medya ve video konferans sitemleri, sosyal dijitalleşmede zikredilir. Çevrimiçi müzeler, dijital kitaplar, müzik/ video platformları ve dijital sanat kültür/ sanat dijitalleşmesine girer. Çevrimiçi vergi ödeme, e-devlet uygulaması, dijital kimlik ve sağlık randevuları devlet/ kamu dijitalleşmesi sınıfında yer alır.
Dijitalleşmenin en dikkat çekenleri sağlık, savunma ve eğitim/ öğretim yer almaktadır. Sağlık alanında dijitalleşme insan eşliğinde yürürken, savunma alanındaki dijitalleşme siber güvenlik, otonom sistemler ve akıllı malzemelerle ilerlemektedir. Özellikle insansız araçlar önemli bir yere sahiptir.
Eğitimde dijitalleşme
Çevrim içi dersler, öğretim süreçleri, eğitim uygulamaları, sanal sınıflar, çevrim içi kurslar ve çevrimiçi sertifika programları gibi geniş bir alan eğitim/ öğretimin dijitalleşme ayağına birer örnektir. Eğitim/ öğretim süreçlerinin dijital araçlar, dijital teknolojiler ve çevrimiçi gibi teknolojiler ile desteklenmesi eğitim/ öğretimin erişilebilir, esnek, verimli, etkileşimli ve etkili olmasını sağlar. Dijital içerikler, etkileşim teknolojileri, çevrimiçi dersler, eğitim yazılımları, sanal sınıflar ve mobil öğrenme uygulamaları, dijitalleşmenin eğitimdeki yansımalarından sadece bazılarıdır.
Eğitimin dijitalleşmesine örnek olarak çevrimiçi eğitim/ öğretim, hibrit eğitim, sanal sınıflar, web seminerleri, etkileşimli eğitim araçları, dijital değerlendirme, öğrenci izleme, analitik sistemler, etkileşimli öğrenci uygulamaları, makine öğrenimi, dijital kütüphaneler ve dijital kaynaklar önek olarak verilebilir.
Video, animasyon, simülasyonlar, Zoom, Microsoft Teams, Google Meet, Duolingo, Photomath, Khan Academy Uygulaması ve Google Scholar gibi dijitalleşmenin eğitim/ öğretim destekleyici ve sunum alanları yeni bir alan açmıştır. Bu durumların hepsi eğitim süreçlerini olumlu yönde destekleyen gelişmelerdir. Dijitalleşmenin eğitim ve kariyeri olumlu yönde etkilediği görülmektedir. Zira dijital eğitim/ öğretim sürecinde ders içerikleri daha çok görselliği ortaya çıkardığı için öğrenmeyi kolaylaştırma, akılda kalma ve içeriğin potansiyelinin artması gibi çok sayıda olumlu yönleri beraberinde getirmiştir.
Ofis ve evden yürütülecek eğitim/ öğretim süreçleri denetlemeye daha açık ve kayıt da gerektirdiği için daha özenli bakmayı gerektiriyor. Sosyalleşmenin olamayacağı gibi bir izlemin ortaya çıkabilir ancak bu doğru değildir. Görünüşte haklı bir yol görünse de amacı öğrenmek olanlar için dijital öğrenme, sosyalleşmeyi beraberinde getirecektir. Zira dijital eğitim süreçlerinde öğrencilerin sosyalleşmesi hem ders alan öğrenciler arasında rahat bir ortamda birlikteliği, hem çevreyi, hem de aileyi işin içine katacağından yeni bir yol ortaya koymaktadır. Dijitalleşmenin eğitim ve kariyere etkisi en kısa anlamıyla bilgi, belge ve kaynaklara ulaşımda ve toplamada en üst düzeyde olması şeklinde görmek gerekir.
Geleceğin kapıları
Meslek seçerken teknolojiyi takip eden, gelecekte başarılı olur. Bunun için geleceğin kapıları, geleceğin meslekleridir. Geleceğin mesleklerini şekillendiren ve onlara omurga veren de hiç şüphesiz dijital teknoloji ve ilişkili olduğu alanlardır. Bu mesleklere göre teknoloji ve bilim alanlarında hızla gelişen ve gelecekte talep görecek olan meslekler dijitalleşme, yapay zekâ, biyoteknoloji, mühendislik ve diğer yenilikçi teknolojilerin etkisiyle ortaya çıkmış, önem kazanmış ve kazanacak olanlar olduğu görülür.
Bu meslekler yapay zekâ mühendisliği, robotik mühendisliği, drone pilotluğu, sentetik biyoloji uzmanlığı, e-spor koçluğu, insan kaynakları uzmanlığı, yazılım geliştiriciliği, blockchain uzmanlığı/ geliştiriciliği, oyun geliştiriciliği, dijital pazarlama uzmanlığı, veri bilimciliği, siber güvenlik uzmanlığı, prompt mühendisliği, dijital içerik üreticisi, KBRN (kimya, biyoloji, radyasyon ve nükleer) uzmanlığı, bulut güvenliği uzmanı, yapay zekâ etik uzmanı, nesnelerin internet mühendisi, akıllı ev tasarımcısı, yapay zekâ destekli kent planlamacısı, 3D üretim mühendisliği, aktüerlik, metaverse uzmanığı, nanoteknoloji mühendisliği ve epidemiyoloji uzmanlığı sayılabilir.
Bunlar arasında en dikkat çekenler, dijital teknoloji ve insan meşguliyetini alanlar görülmektedir. Zira dijital teknoloji eğitim/ öğretim, sanayi ve sosyal hayatı derinden etkilemektedir. Uzaklar yakın olduğu gibi erişmek de kolay hâle geliyor. Yapay zekâ mühendisliği en popüler alanlardan olurken, drone pilotluğu ve aktüerlik önemli bir sıçrama yapıyor. Risk analizini ve finansal modellemeyi kullanmak, sigorta ve finans sektörlerinde, gelecekteki olayların olasılıklarını değerlendirmek önemli bir hâl alıyor.
Özellikle Covid-19 salgını ile önem kazanan ve salgın hastalıklarla mücadelenin önemini ortaya çıkaran epidemiyoloji uzmanlığı ve KBRN uzmanlığı yükselen meslekler arasında yer alması dikkat çekicidir. Bunlara ilave olarak drone pilotluğu stratejik silah donanımıyla birlikte önemli hâle gelmiştir.
Sonuç olarak… Bilim, her devirde olduğu gibi insanlığın büyük vasıtalarından biridir. İdealizm, materyalizm, bireycilik, egoizm ve dünyaperestlik insanın başının belasıdır. İnsan her devirde asrın idraklerine uygun meslekleri yapması gerekir, aksi takdirde çağın gerisinde kalır. Bunu yaparken bilim ve teknoloji birer put hâline dönüşmemelidir. İnsanın kendisi sürekli olarak geliştiği ve kendisini yetiştirdiği gibi toplumlar ve insanlık da gelişiyor. Bu nedenle insan, tekâmülün yegâne kıstaslarından birisidir.
Böyle bir aşamada ölümlü olan insanın durumu da doğru hikmeti aramayı gerekli kılıyor. Ne “Hayvanlar makinalardan başka bir şey değildir” diyen Descartes, ne “İnsan da makinadan başka bir şey değildir” diyen La Mettrie ve ne de “İnsan diğer hayvanlar gibi seçimin ürünüdür” diyen Darwin, insanın tekâmülünün yegâne kıstaslarından birisi olduğu noktasında hata yaptıkları görülüyor.
Her asırda olduğu gibi bu çağda da insanlık, modern zamanların ve geleceğin kapıları olan meslekleri yaparken bunları birer vasıta olarak görmelidir, amaç olarak değil. Batıp giden insan, kalıcı bir güneş gibi görünmediğinde modern zamanlardaki gibi egosuna kapanmaktan ırak durmalıdır. Bilim ve teknolojinin insan gayelerinin hizmet yolculuğunda mükemmel birer vasıtalar olduğu ölçüsünde kalınmalıdır.
Hikmet odaklı bilim, insanı doğru gayeye ulaştıracaktır. İhtiyaç, sosyal hayatın oluşmasına neden olduğu gibi doyum da insanın kıyametine neden olabilir. Maddî kazanç insanın gözünü doyurmazken bir kürek toprak doyurabilir. Bu nedenle maneviyat maddiyat üzerinde etkili olurken tersi doğru değildir. Dolayısıyla insan, bilim ve teknolojinin sadece gayesine hizmet ettiği ölçüsünden ayrılmadan hikmet odaklı yolculuk penceresini açık tutmalıdır.



