Geleceğin dünyasında Türkiye’nin koordinatları

Türkiye koordinatlarının tam ve net tespiti için, başta AB olmak üzere Haçlı ülkelerinden bir yardım veya yol göstericiliği beklenemez. Tarihin çok derinliklerine gitmeden, yakın zamanlarda cereyan eden hâdiseler bile “Kilise”nin ne kadar güvenilmez olduğunu göstermiştir.

OSMANLI’nın küllerinden yeşerip hayat bulan Türkiye, birkaç yıl sonra yüzüncü yaşına girecek. Ömrü olanlar 2023 tarihini görecek ve bir asırlık ömrün derin hazzını yaşayacaklar: “Yüzüncü yıl…”

Tarihçiler her yirmi beş yılı bir nesil kabul ediyorlar. Türkiye, yüz yıllık ömrüne dört nesil sığdırmış bir ülke.

MEB verilerine göre yirmi milyon genç insan tahsil görmektedir. Son derece önemli bir rakamdır bu. Öğrenci sayısı, pek çok AB ülkesinin toplam nüfusundan dahi fazla. Genç nüfus sayısı istikbâl vaat ediyor. Ülkenin en büyük güvencesi, sahip olduğu yirmi milyonluk genç nüfus.

Genç nüfusa rağmen, doymak bilmeyen emperyalizm iştihası karşısında Türkiye’nin gelecekte koordinatlarını tayin etmek kolay görünmüyor. Çünkü Türkiye, başından beri ayakta kalmak için pek çok ekonomik, sosyal, siyâsî ve kültürel meseleyle mücadele etmek ve bunları çözmek zorunda.

Bu meseleler insan merkezli ve insan kaynaklı. En önemlisi, Türkiye ayakta kalmak için çaba sarf etmiş ve yüz yıl sonra bile başlangıçta karşılaştığı meselelerin çözümüne çaba sarf ediyor.

23 Nisan 1920 tarihinde TBMM kurulurken, özellikle kutsal Cuma günü tercih edilmiş ve büyük insan Hacı Bayram-ı Velî’nin ruhaniyetine sığınılarak istimdat edilmiştir. O günleri yaşayanların hatıralarına göre “Buharî Şerifler” bile okunmuştur.

Balkan Harpleri, Birinci Cihan Harbi üzerine en önemlisi de tüm yorgunluğuna rağmen “Kurtuluş Muharebesi”ni başarmıştır bu millet. Maddî imkânsızlıklara karşı imanı ile mücadele etmiş ve yenmiştir. Yeni nesiller, Milli Mücadele şartlarını ve cereyan tarzını hatırlamakta zorlanıyor. O sebeple Millî Mücadele’yi kazanan ruhu ve hemen arkasından milletin üzerine çöken karabasan zulümlerini hatırlamak bile istemiyor. Yeni nesiller âdeta hafıza kaybı yaşıyor. Muhteşem mâziden güç almak yerine âdeta düşman duygularıyla besleniyor.

İstiklâl mücadelesini kazanan İslâm’ın azâmetli ruhu terk edilmekle kalmıyor, İslâm merkezli değerler azim bir baskı ve tehdit altına alınmıştır. Dünya Müslümanlarının odaklandığı Hilâfet ellerinden alınmıştır. Bu son derece önemli hâdise, hâlâ tarihte karanlık ve kör nokta olmaya devam etmektedir.

Büyük bir tahammül gösteren toplum, sonunda ellili yıllarda kısmen inanç özgürlüğüne kavuşmuş ve kayıplarını düşünmeye başlamıştır. DP eliyle demokratik haklarının farkına varmıştır. Ama uzun süren CHP’nin ceberut baskısı altında yaşadığı travma ile açık ve net isteklerini dile getirememiştir.

Mevlâna, kâtibi Hüsamettin Çelebi’ye Mesnevî’de der ki, “Yaz Hüsamettin, biz kanalları açıyoruz. Bizden sonrakiler su koşacak”. Rahmetli Necmettin Erbakan’ın açtığı kanallara Sayın Tayyip Erdoğan su koşmuştur. Geleceğin Türkiye’sinde yeni kanal açacak müelliflere ihtiyaç bulunmaktadır.

AK Parti iktidarı ile Türkiye, içte ve dışta ateş çemberindedir. Otuz beş yıldan beri süren terör belâsı, en önemli gündem olmaya devam etmektedir. İçeriden destekli şekilde dışarıdan körüklenmektedir. Ateş çemberinin yok edilmesi için güçlü adımlara ve keskin ferasete ihtiyaç bulunmaktadır. Keskin feraset ile kalıcı adımların atılması, gelecek için Türkiye’nin koordinatlarının çok iyi tespit edilmesi gerekmektedir.

Bazı sinema filmlerinde, Büyük Okyanus’ta seyir hâlindeyken batma tehlikesi geçiren gemi kaptanı, “S.O.S” vererek yardım ister. Binlerce kilometre uzakta bulunan sahil güvenlik ekibi, gemi kaptanının verdiği koordinatlara göre geminin yerini tayin eder ve gemiye ulaşır. Dikkat edilmesi gereken nokta, gemi kaptanının bulunduğu noktanın enlem ve boylam aralığını iyi tespit etmesi, bilmesi ve sahil güvenliğe bildirmesidir. Şayet gemi kaptanı bir dakika veya saniye ile enlem ve boylam noktalarını fazla ve noksan bildirirse, kurtuluş mümkün olmaz.
Neden verdik gemi örneğini? Gelinen noktada, ateş çemberindeki Türkiye’nin koordinat aralığı, gelecek nesiller için çok iyi tespit edilmelidir. Sadece günümüzü değil, on, yirmi, otuz yılların geleceğini yakından ilgilendirmektedir. Çünkü Türkiye gerek bulunduğu konum ve gerekse tarihî misyonu itibari ile çadır devleti değildir. Öncelikle kaybettiği manevî ve tarihî değerlerini unutmadan bilmesi gerekmektedir. Tüm bunlar, su ve hava kadar zarurîdir.

Avrupa Birliği’ne üyelik, bir devlet politikası olarak yürütülmektedir. “Birlik” ve “Avrupa” kavramları ise birer zıtlık ifadesidir. Haçlı ittifakı AB’nin bir maskesi olan “demokrasi” kavramı, artık güvenilirliğini yitirmiştir. Buna rağmen Türkiye’nin elli yıldan beri kapısında beklediği çöküş seviyesindeki AB, gerçekte bir ütopyadır. Artık AB sevdâsından vazgeçilmesi gerekmektedir. Gelecek Türkiye’sinin koordinat noktalarında AB yer almamalıdır.

Yukarıda kısaca temas edilen sorunların çözümü ve Türkiye koordinatlarının tam ve net tespiti için, başta AB olmak üzere Haçlı ülkelerinden bir yardım veya yol göstericiliği beklenemez. Tarihin çok derinliklerine gitmeden, yakın zamanlarda cereyan eden hâdiseler bile “Kilise”nin ne kadar güvenilmez olduğunu göstermiştir.

Türkiye’nin, koordinatlarının belirlenmesi için, öncelikle bin yıllık medeniyet değerleri ve kaybettiklerine kavuşmalıdır. Yeni nesiller hâlâ tehlikenin farkında değildir. Çünkü ülkelerin geleceği eğitimle şekillenmektedir. Koordinat noktalarının tayinini belirlemekle görevli zihinler, görevlerini yerine getirmekten kaçmış ve eğitim ile kültür alanlarında başarısızlıklarını kamuoyu önünde itiraf etmişlerdir. İtiraf etmekle kalmamış, son derece hayatî bir konuyu marjinal partinin arka bahçesi bir STK’ya ihale etmişlerdir.

Sonuç olarak, sadece eğitim politikasına bakarak ateş çemberindeki Türkiye, geleceğe dair koordinat noktalarını verememektedir.