Gazze yok olduğunda

ABD Gazze’yi bir Dubai gibi inşâ edecek Gazze yok olduğunda. Ancak ABD bunu Filistin’in bütün doğal kaynaklarına el koyarak yapacak. Kadınlar ve çocuklar katledildikten, binlerce kadına tecavüz edildikten, soykırım tamamlandıktan sonra!

DÜNYANIN gözü önünde Gazze’de soykırım yapıyor İsrail. Taş üstünde taş bırakmıyor. En gelişmiş silahlarla çocukları ve kadınları katlediyor. Dünya seyrediyor. Bu yetmiyormuş gibi, ABD’nin dışişlerine bakmayanı, kendisinin Yahudi olduğunu ifade ederek, Gazze’nin cehenneme çevrilmesine göz yumuyor ve tonlarca bomba taşıyor Gazze’nin üzerine.

Peki, buralara nasıl gelindi?

Yok mu bir çare?

Bu durum göz göre göre geldi ancak fark edilmek istenmedi, umursanmadı. Zira bu coğrafya en az dört bin yıldır bu şekilde ve gözler bu coğrafyada.

Mezopotamya…

İsrail bayrağındaki iki çizginin iki ırmak olduğunu bilmeyen yok. İşte Mezopotamya da tam bunu ifade ediyor. İsrail, Batı ve ABD’nin gözü burada. Şimdilerde liman ve doğal gaz zenginlikleri nedeniyle ABD’nin gözü Gazze’de.

ABD Gazze’yi bir Dubai gibi inşâ edecek Gazze yok olduğunda. Ancak ABD bunu Filistin’in bütün doğal kaynaklarına el koyarak yapacak. Kadınlar ve çocuklar katledildikten, binlerce kadına tecavüz edildikten, soykırım tamamlandıktan sonra!

Balkanlarda Sırp kasabı insanları katlederken insanlık uyudu. Altmış bin Müslüman kadına dünyanın gözleri önünde tecavüz edildi. Dönemin gençlerinin haykırışlarına rağmen birileri Sırpların hamile bıraktığı Müslüman kadınların çocukları doğurması gerektiği fetvasını verdi. Bugün bu çocuklar doğdu.

Balkanlardan çok daha vahimi ve insanlığın öldüğü yer olan Gazze, insanlığın imtihanı kaybettiği ve tarihin en büyük kara lekelerinden biri olarak tarihe geçiyor. Dünya seyrediyor, İslâm ülkeleri seyrediyor, insanlık seyrediyor ve İsrail soykırıma devam ediyor. İşte Batı’nın geldiği, içinde beslediği düşünceyle bütün Müslümanların yok edilmesinin bir denemesi yapılıyor.

Bugün Gazze’ye bunu yapanların Suriye, Irak, Türkiye, Mısır, Yemen, Katar ve diğer Müslüman halkları için farklı düşündüğünü zannediyorsanız yanılıyorsunuz. Bu yanılgı İsrail’in en büyük gücü.

Bu aşamaya adım adım ilerledi Batı. Bunu kabaca üç aşamada görmek gerekir: Birincisi, Müslümanların cahil bırakılması için elden geleni yaptılar. Sonra kendileri gibi olmayı başardılar. Ardından Müslüman kimliğin inkâr edilmesini ve Batı ile birlikte İsrail’in yanında yer alan, onları savunur tarzda bir hayat süren leşlere dönüştürdüler.

Necip Fazıllar, Abdurrahim Karakoçlar, Cemil Meriçler ve Ahmet Yüksel Özemreler gibi binlerce bülbül susturuldu. Okullarda bu tür isimler ciddî anlamda okutulmuyor, “-mış gibi” yapılıyor. Bunun yerine ne kadar Yahudi ve İngiliz Anglikan Kilisesi sevdalısı varsa en ince detayına kadar okutuluyor. Stephen Hawkingler, Sigmund Freudler, Isaac Newtonlar ve Charles Darwinler gibi ne kadar değişik tip varsa ders olarak okutuluyor.

“İyi de, bunlar bilim yapıyor” denildiğini duyar gibi oluyorum. Ben de Batılı yazarlar ile cevap vereyim o hâlde: Max Planckları, Nikola Teslaları ve Rene Guenonları niçin okutmuyorsunuz? Sonra kalkıp gençlerin Mevlâna, Yunus Emre gibi davranmasını beklemeyin! 

Kısacası, önce eğitim açısından nesillerin içleri boşaltılıyor, sonra o içeriyi kendi kültürleri ile dolduruyorlar. Cehaletin ve kendine düşman olmanın en temel nedenlerinden biri budur. Bu durum en az iki yüzyıldır canhıraş bir şekilde devam ediyor.

İkinci olarak, adım adım her gün bizim bir taşımızı çekip yerine kendi taşlarını koydular. Bunu Osmanlı döneminden başlayıp günümüze kadar devam ettirdiler. Özellikle ABD’nin ilk misyoner okulunu Osmanlı’da açması asla tesadüf değildir. Bu ilk misyoner okulunu Osmanlı’da açan papazın kaldığı ilk yer, günümüzde de işlevine devam ediyor. Günümüzde bile ücretsiz bu ilk misyoner okulunu kuran papazın konakladığı yer bir İncil dağıtım merkezi. Sanırım birileri bunu bilmiyor.

Alıştıkça yeni şeyler ortaya koydular. Bir nesil geçince kendimize yabancı olduk. Bugün daha önce Osmanlı sınırları içerisinde bulunan otuzdan farklı devlet kurulu. Filistin bunlardan biri olup devleti tanınmamış olan yerlerden biri.

Üçüncü ve en önemlisi başlık da insanlığı, Türkleri ve Müslümanları maddede boğmalarıdır. Bugün Müslüman ülkeler, toplum ve tüm canların büyük kısmı kendi maddî varlıklarının derdine düştü. Para, mal, mülk, ihtişam, otomobil, arsa, hız, haz ve her türlü istenmedik çölün içine düştük. Gazze de bundan payını alıyor.

Dün Irak, Suriye ve Balkanlardı, bugünse Gazze. Hedefte hep Müslümanlar var. Yarın Özbekistan, Doğu Türkistan’daki Uygur Türkleri… Hedef böylece devam ediyor. Sonra Yemen, Katar ve Kuveyt diye devam edecek…

Uyanma vakti gelmemişse soykırım devam edecek. İçeride eğitim, bilinç düzeyi yükseltilerek değiştirilmeli. Müfredat tez elden geçirilmeli. Biz, biz olmalıyız. Olimpos dağının çocukları gibi olmak da neyin nesi?

Müslüman ülkelerinin çoğunun sesinin fazla çıkmamasının da bir nedeni vardır. Kukla idareciler panik hâlinde. Olur da HAMAS kazanırsa benzer durum Müslüman ülkelerde de olur ve koltuklarını kaybederler. Bundan endişe ediyorlar.  HAMAS’ın kaybetmesine sevinecek bazı Müslüman ülke liderleri bile var. HAMAS kazanırsa, Lübnan, Mısır ve Ürdün gibi yerler ve oralardaki Filistinlilerin geleceğinden endişe edenler var.

Müslüman ülkeleri dünyalık işlerle avutan Batılılar, doğal kaynakları göz göre göre alacak ve soykırım yaparak Gazze’de yaşayan bir halk bırakmayacak. Tecavüz sonucu hamile kalan kadınlar doğurduklarında, iki üç yıl sonra nüfus tamamen İsrail’in istediği gibi olacak. Bugün Gazze yok olduğunda sıra Türk ve diğer Müslüman ülkelere gelecek. Bugün Gazze savunulmazsa yarın çok geç olacak!

Bu şekilde devam ederse, Batı-Haçlı zihniyetinin, Avrupa, İsrail ve Olimpos dağının çocuklarının en büyük hedefi Türkiye, Azerbaycan ve Türk cumhuriyetlerini yok etmek olacaktır. Bunun içi, ABD, Rusya ve Çin de hep birlikte hareket edecektir.

Gazze yok olmadan İsrail’e bir şekilde “Dur!” demek, insanlığın boynunun borcudur. Gazze yok olup insanlık enkaz altında kaldığında sıra size de gelecek!

Sorun bugün başlamadı. Çözülmezse yarın ve gelecekte olmaya devam edecek.